Böyle günlerde insan ne söyleyeceğini ne yazacağını şaşırıyor. Başlı başına ele alınması gereken o kadar çok mesele var ki…
Şunu yazayım desem öbürünü atlamış olmanın telaşına düşüyorum.
O halde bugün soru cevap gidelim.
Tek adam iktidarı ne yapmaya çalışıyor?
Yaptıklarının akılla, mantıkla izahı yok. Akla ilk gelen; Türk lirasının değerini düşürerek dolar girdisi artsın diye ülkeyi yabancılara peşkeş çekme niyetindeler diyebiliriz. Başka izahını bulamadım.
Kanlı bıçaklı olduğumuz, 15 Temmuz darbe girişimini finanse etmekle suçladığımız Birleşik Arap Emirliği ile yeniden sarmaş dolaş olduğumuz dönemde…
Abu Dabi Veliaht Prensi’nin Ankara’yı ziyaretinden önce…
Dolar operasyonu yapılması kuşkuları artırıyor.
BAE Türkiye’ye 10 milyar dolar ayırmış.
Acaba Türk lirasının değeri bu sebeple mi düşürüldü? Araplara daha cazip gelsin, mallarımızı, fabrikalarımızı, evlerimizi, topraklarımızı daha kolay pazarlayalım diye mi?
Zamanlama manidar değil mi?
Bana manidar geldi.
Saray durdu durdu, Şeyh’in gelmesine yakın politika değiştirerek döviz kurunu fırlattı.
Çok abartılı yaklaşım, bunun içeride bedeli ağır olur. Zam yağmuru değil zam fırtınası esiyor, Saray bunu nasıl göğüsler?
Valla gözlerini karatmışlar. Beş kuruşa ihtiyaçları var. Dolar gelsin diye kırk takla atıyorlar. Kuru yükselterek ihracatı artırmak, bu sayede cari fazla vererek dolar/Euro kurunu düşürmek söylemi palavra.
Büyük yalan!.
Niye mi?
İhracatın yüzde 70’i ithalata dayalı ya.. Geçtim onu. Kuru yüksek tutarak yüzde 30’luk bölümü yüzde beşe indirdiler, hadi sıfırladılar diyelim.
Bu sayede kurun da aşağıya indiğini farz edelim.
Dolar ucuzlayınca ithalat yeniden başlamaz mı? Yeniden başa dönmez miyiz?
Saray bunu nasıl göğüsler soruma yanıt vermedin. Halk tepkili, muhalefet partileri öfkeli.
Cumhurbaşkanı paramızın değerini düşürme kararı verirken her şeye göze aldı, hesap kitap yaptı.
Halkın tepkisini göğüsleme gibi bir derdi yok. Onu polis gücüyle hallediyor.
Maiyet yazarları tencere tava çalanlar, sokağa çıkıp protesto eylemi yapanlar; iktidarı devirmeye teşebbüs suçu işlerler diye kalem oynatıyor. Parmak sallıyorlar.
Efendim Gezi de üç-beş ağaç eylemiyle başlamışmış!
Ama bu iş dış güçlerin oyunu, diyorlar. Terörle çökertemedikleri Türkiye’yi dolarla çökertmeye çalışıyorlarmış…
Dış güçler bir zamanlar FETÖ’nün yaptığı gibi Saray’a sızdıysa, Saray’a yerleştiyse, Cumhurbaşkanı’nın yanına kadar ulaştıysa onu etkileyecek pozisyona geldiyse evet; bu dış güçlerin oyunu.
Çünkü dolar kurunu yükseltmeye çalışan bizzat Cumhurbaşkanı. Bunun yeni politika olduğunu, batının anlamadığını, klasik iktisat bilimiyle açıklanamayacağını söyleyen kendisi.
O zaman iktidarın maiyet yazarları neden dış güçlerin oyunu, döviz kuru aşırı yükselterek Türkiye’ye çökeltmeye çalışıyorlar diyorlar?
Onlar meseleyi anlamadılar da ondan Bahçeli bile anlamadı. O da kurun yükselişini dış güçlere bağladı. Yüksek kur politikası uygulayacaklarını ilan eden bizzat Cumhurbaşkanı
Dolar, Euro ne kadar yüksek olursa Cumhurbaşkanı’nın yeni ekonomik politikası o kadar başarılı olur.
Ama neden?
İhracat artar, ucuz ülke, fakir ülke olduğumuz için turist gelir. Komşular alış/veriş için gelir ticaret canlanır. Dolar girdisi artar. Saray’ın eli güçlenir.
Ama halk yoksullaşıyor.
Saray acı reçeteyi içeceksiniz dedi. Ekonomik kurtuluş Savaşı diyerek halkı motive etmeye çalışmasının, vatan /millet/Sakarya edebiyatı yapmasının nedeni bu. Kurtuluş savaşında olduğu gibi yarım ekmek, delik ayakkabı, yırtık hırkayla yaşa, fedakarlık yap, varını yoğunu ver ki ülke kurtulsun demek istiyorlar.
Ama o yıllarda ülkemiz işgal altındaydı. Düşman belliydi. Şimdi düşman kim?
Dolar değil mi? Dolara karşı savaş açmadık mı? Cumhurbaşkanı onların doları varsa bizim Allah’ımız var diyerek savaşı başlatmadı mı?
Yanlış anlaşılmaya kapı açacak bir şey söylemek istemem ama. Galiba Allah’ı halka bıraktılar kendileri doların peşine düştüler. Birleşik Arap Emirlikleri ile sarmaş dolar olmamızın sebebi dolar değil mi?
Sahi adamlar durduk yerde neden 10 milyar dolar yatırım yapma kararı aldılar?
Onlar 10 milyar dolar verecek de biz karşılığında ne vereceğiz? BAE ikinci Katar olmasın. Bir uçak hediye ettiler, Tank fabrikamız dahil dünyaları verdik.
Son soru: Muhalefet ne yapmalı?
Tayyip Erdoğan’ın 2001/2002 yılında yaptığını. Meydanlara çıkmalılar. Mitingler düzenleyip tek çarenin seçim olduğunu söylemeliler. Şiddeti reddederek, hır gürden uzak…
Erdoğan’ın o tarihte söylediklerini kopyalayıp aynısını söyleseler yeter.