Yanıtı verilemeyen soru şu.
AKP neden yüzde 30’un altına inmiyor?
Bu meseleye kafa yoranlar çeşitli gerekçelerle izah etmeye çalışıyor ama hiçbiri tatmin edici yanıt veremiyor. Hiçbiri meseleyi tam açıklamıyor.
Kimi; 20 yıllık iktidarın getirdiği alışkanlıktan söz ediyor, bağımlılık yarattığından. Kimi; bir kuşak Erdoğan’dan başka lider başka parti görmedi ki diyor. Kimi; sosyal yardımların rüşvet gibi dağıtıldığını bu sayede 10/11 milyon kişinin iktidara bağlandığını söylüyor. Kimi; din, iman elden gider korkusuyla diyor. Kimi; muhalefetin güven vermediğini iddia ediyor. Kimi; iktidarın 20 yıl boyunca dağıttığı ranttın nedeni diyor. Kimi; 20 yıl boyunca iş bulmanın yolunun AKP’den geçtiği, bu sebeple minnet borcu olan milyonların bulunduğuna dikkat çekiyor.
Kimilerini çoğaltmak, listeyi uzatmam mümkün.
Kimi de insanlar gerçek fikirlerini söylemeye çekiniyor. Bu yüzden anketler doğru sonuç vermiyor diyor. Ve ekliyorlar; sokak röportajı yapanların ev hapsine atıldığı, röportaj verenin de tutuklandığı ülkede kim konuşabilir ki?..
Haklılar valla…
Eski günleri bilenler diyor ki; Demirel olsaydı, Ecevit olsaydı halka bu büyük ekonomik buhranı yaşatan iktidarın başına gök kubbeyi yıkardı.
Yani muhalefet yetersiz!
Hayır değil. Ama Türkiye eski demokrat Türkiye değil. Otokrat lider var. Totaliter yönetim var. Zamları vermeyen, yüzde 54’e çıkan enflasyonu haber yapmayan medya var…
İtiraz edeceğinizi biliyorum. Sosyal medya var diyeceksiniz. Doğru da kent merkezinin merkezinde etkili!..
İktidarın oyu anlamlı düştü. (yüzde 50’den 30’a…) Ama yeterince neden düşmediği konusunda konsensüs sağlanamayacağı belli.
Muhalefetin iktidarı yeterince sarsmadığı konusunda görüş birliği var. Mesela CHP 3.5 ay önce Mersin’de ‘Milletin sesi’ adıyla miting düzenledi. Katılım çok iyiydi. Bu ilk miting dediler. İkincisi gelmedi. Ne zaman yapılacağı, nerde olacağı belli değil…
Milletin sesi Mersin’de kaldı. Veya kısıldı!
Hata… Hem de büyük hata… Miting sürecini başlatıyorsan devam edeceksin. Toplumun patlayacak atmosferine kanal olacaksın…
Olamadılar…
Hata sadece bu mu?
Değil.. Sabah Halk TV’den yaptığımız neden/sonuç programında Ozan ( Selek/Gündoğdu/Tezkan imzalı program her sabah sekizde başlıyor, on bire kadar sürüyor. Haberleri veriyoruz, vermekle kalmıyoruz yorumluyoruz. Gazete manşetlerine, köşe yazarlarına bulaşıyoruz. Bekleriz. Bu parantez reklam gibi oldu denecek ama değil, bilgi vermek için) muhalefetin başka bir hatasına dikkat çekti.
Ozan mealen söylediği şöyle:
‘Dört potansiyel Cumhurbaşkanı adayıyla sahaya çıkmışlardı. Mansur, İmamoğlu, Akşener ve Kılıçdaroğlu. İktidar medyası kızıştırmak için de olsa bu insanların sözlerine, faaliyetlerine yer veriyordu. Akşener ‘başbakan adayıyım’ diyerek çekildi. Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş da CHP yönetimi tarafından bir şekilde gündemden düşürüldü. Sadece Kılıçdaroğlu kaldı’
Dedim ki, takım 4/2/4 oynuyordu. Yani dört koldan hücumdaydı. Sen diyorsun ki tek santrafora düştüler. Tek golcüye. Hücum hattı zayıfladı.
Yeri gelmişti, Batshuayi örneğini verecektim, diyecektim ki, Beşiktaş Avrupa standardında çok iyi futbolcu, çok iyi golcü olan Batshuayi’yi aldı, tek santrafor yaptı. Ama bu sezon formunda değildi. Gol yollarında zayıf kaldı. Beşiktaş’ın hali ortada. Tek santrafora bel bağlamamak lazım…
Demedim… Niye mi?
Hem söz uzamasın hem de troller sözün tamamını çöpe atıp o bölümü cımbızlayıp Kılıçdaroğlu ile Batshuayi’yi kıyasladı yangını yapmasınlar diye.
Pazar günü altılı genel başkan toplanıyor. Pazartesi günü sahaya altı santrafor alarak çıkmalılar. Üzümün çöpü, armudun sapı demenin zamanı değil.
Faturası ağır olur…