Dün bu köşede yayınlanan ‘AKP ile irtibatlı veya iltisaklı olanlar’ başlıklı yazıma katılan çok oldu. Gerçekten yazdığın gibi diyenler, devlet= AKP oldu vurgusu yapanlar bir hayli fazlaydı.
Kamuda, bırakın kamuyu özel sektörde bile iş bulmanın yolu AKP ile irtibatlı veya iltisaklı olmaktan geçiyor. Ne yazık ki durum bu…
Son örnek Muğla Valisi… Attığı tweete bakın, vali değil sanki AKP Muğla İl Başkanı… O Vali böyle de diğerler farklı mı?
Farklı davranan, devlet adamı gibi davranan bürokratlar var ama kahir ekseriyet Muğla Valisi gibi!
Dün dedim ki; Anayasa Mahkemesi üyesi olmanın bile şartı safkan AKP’li olmaktan geçiyorsa alt kadroları düşünün… Bu yüzden karşınıza AKP’li savcı, hakim, müfettiş, memur, jandarma, profesör, emniyet müdürü, iş insanı, general, genel müdür, küçük esnaf, büyük esnaf çıkarsa şaşırmayalım…
Meselenin üzerine biraz daha gidelim…
2015 seçimlerinde AKP’den milletvekili adayı olmak için 6 bin 239 kişi başvurmuş. AKP 300 dolayında milletvekili çıkardı. Bunun 200’e yakını zaten milletvekiliydi, yeniden seçildi. Meclis’e 100 dolayında yeni milletvekili girdi…
Yani 100 kişilik kontenjan için 6 bin 239 başvuru… Mantıklı değil!
Gazeteler manşet attı: Rekor başvuru…
Milletvekili olmak cazip, maaşı iyi, imkanları iyi, ömür boyu süren avantajları var, insanlar şansını denemiş diye bakmayın.
Şans oyunları değil ki bu…
Kura da çekilmiyor…
Çoğu aday olmayacağını bildiği halde, bir kısmı aday gösterilse bile seçilemeyecek yere konulacağını tahmin ettiği halde başvuruyor. Para yatırıyor.
Neden?
Nedeni belli, kartvizit için… Adam aday adayı hemen koşup kartvizit bastırıp dağıtıyor. Hele bir de aday olursa var ya!.. Seçilemeyecek yerden aday olması önemli değil, aday olması önemli. Çünkü o andan itibaren devletin bütün kapıları sonuna kadar açılıyor…
İş mi iş, ihale mi ihale, atama mı atama ne istersen iste… Sadece kendine değil, eşine, çocuğuna, yakınına.
AKP’den 2018 yılında milletvekili olmak için 7 bin 329 kişinin başvurması boş yere değil.
Çünkü liyakat değil sadakat geçerli. Sadakatin en geçerli belgelerinden biri para yatırıp aday adayı olmak. İl yönetim kuruluna, ilçe yönetim kuruluna girmek tabii ki çok önemli. Ama yönetimlerde kendine yer bulamayanlar için aday adayı olmak, adını duyurmak için önemli bir araç…
7 bin 329 başvurunun başka izahı olabilir mi?
2018 yılından itibaren tek adam rejimiyle yönetiliyoruz. 2018’den önce de ‘Başbakan’ı istifa ettirecek kadar güçlü tek adam vardı ama resmi değildi, yasal değildi. Hükümet üzerinde Cumhurbaşkanı vesayeti vardı. Cumhurbaşkanlığı vesayet rejimi vardı...
2018’den sonra Anayasal oldu.
Gerçi iktidarın küçük ortağı Bahçeli ‘Tek adam yaftası vurmak soysuz bir saptamadır’ dedi ama maalesef gerçek bu…
Bunu biz söylemiyoruz. Erdoğan’ın kendisi söylüyor; ‘Hükümetin yegane temsilcisiyim’ diyor.
Bu ne demek?
Tek kişilik hükümetim demek. Aynı zamanda devlet başkanı, başkomutan, Varlık Fonu Yönetim Kurulu Başkanı… Erdoğan’a tek adam denmezse kime denir bilemedim.
Bahçeli açıklık getirse de biz de öğrensek! Dikkatinizi çekerim Saray’a en yakın medya Cumhurbaşkanı demiyor Başkan diyor…
Bahçeli de hitap ederken ‘Başkanım’ diyor mudur?
Neyse… Konuyu dağıtmayalım, bütün kapıları açan AKP kartviziti almak için takla atanların işi artık daha zor…
İş insanı için de zor, vali için de zor, emniyet müdürü için de zor, büyükelçi için de zor, rektör için de zor, dekan için de zor, daire başkanı için de zor, müdür için de zor, memur için de zor…
Neden mi?
Birincisi: Tek adam ulaşılamaz konumda. Gözüne girmek, bağlılığı ilan etmek için eskiden iki takla atmak gerekiyordu şimdi dört takla lazım…
İkincisi: Tek adamın kalıp kalmayacağı belli değil. Gidici gibi duruyor.
AKP kartvizitinin son kullanım tarihi geldi galiba…