Kılıçdaroğlu Uşak'taki tek CHP'li Belediye olan Sivaslı Belediyesini ziyaret ederek esnaf ve çiftçinin sorunlarını dinledi. Besici İsmail Tarhan ve oğlu Kenan Tarhan ile buluşan Kılıçdaroğlu çiftçinin durumunu sordu. İsmail Tarhan zor durumda olduklarını, sattıkları ürünün masrafları karşılamadığını söyledi. Kılıçdaroğlu ile konuşan bir kadın ise "Kurtar bizi bunlardan" diye seslendi.
Girdi maliyetlerinin yüksekliğinden buna karşın gelirlerin düşüklüğünden yakınan Tarhan, “Burada süt üretiyoruz. Ürettiğimiz bir litre süt ile 1 kilo yem dahi alamıyoruz. 1 kilo yem alabilmek için 1,5 litre süt satmam gerekiyor. Maliyetler yüksek. Mazot yüksek. Yem fiyatı yüksek. Bu şekilde ayakta kalamayız” diye konuştu.
"Üniversite mezunu oğlum besicilik yapıyor"
Oğlu Kenan Tarhan'ın Güzel Sanatlar Fakültesi mezunu olduğunu ve yüksek lisans yaptığını söyleyen Tarhan, “Lisans mezunu oğlum burada hayvancılık yapıyor. İş yok güç yok. Ne yapabilir ki. Böyle devam ederse dayanamayız” diye konuştu. Kılıçdaroğlu ise üreticilerin ayakta kalması için ellerinden geleni yapacaklarını belirterek, “CHP İktidarında üreticilerin de yüzü gülecek” diye konuştu.
Besihane çıkışında Hayrettin Atasever adlı üretici Kılıçdaroğlu'nun traktörünün yanına kadar götürerek, “Uyumaya korkuyorum. Sabah kalktığımda icra memurları gelip her şeyi haczedecek diye çok korkuyorum. Bitmiş durumdayız. Kazanamıyoruz ki borçlarımızı ödeyebilelim. Bu korku ile yaşamak çok zor” dedi
"Kurtar bizi bunlardan"
Buradan kent merkezine geçerek İsmet Paşa Caddesi üzerindeki esnafı ziyaret eden Kılıçdaroğlu önce bir dönerciye uğradı. Esnafın sorunu dinleyen Kılıçdaroğlu'nun yolunu Reyhan Arslan kesti. “Kurtar bizi bunlardan” diye seslenen Arslan, “Oğlum ve gelinim var. İş bulabilirlerse asgari ücretli çalışıyorlar. Bunlardan biri çalışmayınca evlerini geçindiremiyorlar. Bıktık artık. Bu yağmurun altında çocukların evine yemek yapmaya gidiyorum. Onlara yardım etmezsem ayakta kalamazlar” diye konuştu. Kılıçdaroğlu gençlerin yaşadığı sıkıntıyı bildiğini söyleyerek Arslan'ın kurtar bizi sözlerine ‘Kurtaracağız inşallah' diye yanıt verdi.
Kent merkezinde esnafları ziyaret ederek dertlerini dinleyen Kılıçdaroğlu son olarak berber Gökhan Şılak'ı ziyaret etti. "İşlerim ne iyi ne kötü. Ayakta kalmak için mücadele veriyoruz" diyen Şılak, şunları söyledi:
Yardım belli bir yere kadar yetti. Çoğu şeye yetmedi. Elektrik ve suyu ödeyemedik. Dükkan kirası sıkıntı. Baya bir sıkıntı çektik. İnşallah siz başa gelince bizi kurtarırsınız
Kılıçdaroğlu esnafın bu sözlerine “Yapacağız yapacağız. Kararlıyım. Bu işi çözeceğiz. Hepimizin huzura ihtiyacı var. Bu ülkede yaşayan herkesin huzura ihtiyacı var. Sağlıklı tutarlı bir gelire ihtiyacı var. Hepimizin sorumluluğu var. Gereğini yapacağız” karşılığını verdi.
"Bu memleketi düzelteceğim"
Kılıçdaroğlu, belediyeden ayrıldıktan sonra köylü kadınlar ile konuştu. Kadınlar Kılıçdaroğlu’na “Hak, hukuk ve adalet gelecek” dedi. Kılıçdaroğlu ise “Beraber yapacağız, bize güvenin, bunu yapacağız. Her evde bereket olacak güzellik olacak. Dürüst ve namuslu insanlar bu memleketi kurtaracak. Vallahi de billahi de bu memleketi düzelteceğim. Bu memlekette hiçbir çocuk yatağa aç girmeyecek” dedi.
"Cebini dolduran değil vatandaşı düşünen siyasetçi"
Kılıçdaroğlu daha sonra caddedeki bir manava girerek sohbet etti. Sorunların anlatılması üzerine Kılıçdaroğlu, “Beraber düzelteceğiz. Bu ülkede herkesin evine helal ekmek götürebileceği bir düzeni kurmak zorundayız. Birlikte yapacağız, namuslu siyasetçiler gelsin. Cebini dolduran değil vatandaşı düşünen olacak. Herkesin huzur içinde olması lazım ve bunu da Allah'ın izniyle beraber yapacağız” diye konuştu.
Daha sonra Muharremşah köylüleriyle bir araya gelen Kılıçdaroğlu, üniversite mezunu olmasına karşın iş bulamadığı için besicilik yapan gençlerin sorunlarını dinledi. Şu diyaloglar gerçekleşti:
Çiftçi: Üretmeyi seven bir toplumuz. Birazcık imkan bizlere verilmiş olsa… Biz kendi kendine yeten ülkelerden birisiydik. Şimdi saman ve yem ithal eder duruma geldiysek bu bizim ayıbımız olmasa gerek
Kılıçdaroğlu: Bu sizin ayıbınız değil. Ülkeyi yönetenlerin ayıbı. Sorumlu kişinin Ankara’da masa başında oturmaması lazım. Gelmesi lazım, insanlarla oturması konuşması lazım. Derdiniz nedir diye sorması lazım. Derdi yaşayan derdini anlatacak ki sorun çözülecek. Bu olmadı biz yapacağız inşallah.
Çiftçi kadın: Marketler pazarı öldürdü. 6 çuval patates götürüyorum 2 çuvalı eve geri getiriyorum. Pazara da 15 TL yer parası veriyorum.
Kılıçdaroğlu: Patatesi alacak adam neredeyse kalmadı. Alım gücü düştü. Eskiden pazarda bereket vardı.”
Çiftçi kadın: Eskiden bir araba domates satardım. Şimdi 3 kasa domates satamıyorum. Çünkü vatandaş markete girdiğinde her şeyini karşılıyor. Pazara pek ihtiyaç duymuyor.
Kılıçdaroğlu: Pazarın bereketi sizin elinizde onu sağlayacağız.
Çiftçi kadın: üniversitede tıpta okuyan çocuğum var, 3 çocuğum da üniversiteyi bitirdi. oğlum işsiz
Kılıçdaroğlu: Tıpta okuyan kaçıncı sınıfta?
Çiftçi kadın: Urfa Harran’da okuyor.
Çiftçi: Hep beraber çalışıyoruz ancak ayakta duruyoruz. Bizim derdimiz elektrik, yem, mazot gübre, ilaç. Bunlar her yıl en az yüzde 50 artıyor. İki ay önce atacağımız gübre 80 TL idi şu an 110 TL. Şu yağmurda o gübreyi atmamız gerekiyor.
Kılıçdaroğlu: İnşallah düzelteceğiz...Bakın sizin elinizde.
Çiftçi kadın: Çocuk kredi ile okuyor.
Kılıçdaroğlu: Sonra onu baba ödeyecek çocuk mezun olunca. 1 milyondan fazla mezun borcunu ödeyemedi faiz uyguluyorlar, biz onu da inşallah faizlerin tamamını sileceğiz. Siz üretmezsiniz biz aç kalırız.
Çocuğu halen cezaevinde olan bir annenin derdini iletmesi üzerine Kılıçdaroğlu, "Benimle Ankara'dan İstanbul'a kadar yürüyen Veysel amcaya sözüm var, onu da çözeceğim inşallah" karşılığını verdi.
Bir çiftçi de "Eskiden akşama kadar çalışır yorulurduk gece yatar dinlenir sabah kalkardık ama şu anda gece 3'te 4'te kabus görüyoruz haciz mi gelecek traktör mi gidecek diye inan çok kötü durumdayız" dedi.