Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Bülent Tutluoğlu, ve Türk Tabipleri Birliği (TTB) Başkanı Şebnem Korur Fincancı Halk TV'de yayınlanan Can Coşkun'un sunduğu Haber Masası programında hastane ve yoğun bakımlardaki duruma ilişkin konuştu. Vakaların mevcut önlemlerde düşürülemeyeceğini söyleyen Tutluoğlu ve Fincancı, iktidarı Ramazan ayını beklemeden önlem almaya davet etti. Hafta sonu yasaklarının yeterli olmayacağına dikkat çektiler.
'Oksijeni düşük hastaları seçiyoruz'
Alınan tedbirlerin vaka artışını azaltmada etkili olmayacağını söyleyen Tutluoğlu, "Şu anki önlemler artışı durduracak önlemler değil, yasak savma gibi önlemler" dedi. Hastanelerde hekimlerin hasta seçmek zorunda kaldığının altını çizen Tutluoğlu, "Özel hastanelerde hasta yatış sırası oluşmuş durumda, hangi hasta o an için daha çok ihtiyaç duyuyorsa, oksijeni düşükse onu almaya çalışıyoruz. Bunun hekimlere bırakılması bizi vicdani olarak olumsuz etkiliyor. Yatak işgal oranları yüksek çünkü hastalar hastanede uzun süre yatmak zorunda kalıyor. Yatış süresi uzadı, çabuk taburcu edemiyoruz. Hastanelerde sıkışıklık söz konusu" ifadelerini kullandı.
Bülent Tutluoğlu, hastanelerde malzeme ve ilaç sıkıntısı çektiklerini vurgulayarak şunları söyledi:
Özellikle üniversite hastanelerinde gereken ambuyu bize aldırıyorlar, basit ilaçları biz paramızla temin ediyoruz. Malzeme ve ilaç sıkıntısı da ortaya çıkmaya başladı.
TTB Başkanı Fincancı ise ocak ayındaki test pozitif oranlarına dikkat çekerek test pozitiflik oranlarının yüzde 4'e kadar düştüğünü ancak kısıtlamaların gevşetilmesi itibariyle bu oranın yüzde 18'e yükseldiğini söyledi. Fincancı, İngiltere varyantı olarak tanımlanan ve Türkiye'de neredeyse baskın virüs tipi olan varyantın hem bulaşma hızının hem de ölümcüllük oranının daha yüksek olduğunu ifade etti.
Fincancı şöyle devam etti:
'Hasta seçme yükü sağlık çalışanlarına bırakılamaz'
İnsanların yüksek riskli illerden düşük riskli illere gelmesi yayılımı hızlandırdı. Yerellere göre önlemler belirlenmeli demiştik bunu uygulamaları sevindirici derken kararların merkezi alınmaya devam ettiğini gördük. Merkezi kararlar da bilimle uyumlu değil.
Zorunlu üretim durdurulmalı. Çıkarlar sebebiyle aç kapa yöntemi benimsendi bu yöntemde de insanlar yoksulluğa mahkum edildi. Sürdürülebilir biçimde toplu alanların kapatılmasıyla, sosyal ve ekonomik destekle bu süreç sonlandırılabilir. Kapalı ve toplu alanlarda bulunmanın önüne geçilmeli. Hasta seçme yükü de sağlık çalışanlarına bırakılamaz. Siyasi iradenin bir an önce önlem alması gerekiyor. Ramazanı beklemenin hiçbir önemi yok.