Sağlığımıza düşen yeni bomba: PALM YAĞI

Ucuz olması nedeniyle dünyada en fazla tüketilen palm yağı, kanser saçıyor. Ancak, Rusya-Ukrayna Savaşı'nın yağ tedarikinde sorunlara yol açmaması amacıyla palm yağında gümrük vergisi 30 Haziran'a kadar sıfırlandı. Palm yağının zararlarını ve son gelişmeleri Ziraat Mühendisleri Odası İstanbul Şube Başkanı Hasan Murat Kapıkıran halktv.com.tr'ye anlattı.

Palm yağının palmiye meyvelerinden üretildiğini belirten Ziraat Mühendisleri Odası İstanbul Şube Başkanı Hasan Murat Kapıkıran, market raflarında gördüğümüz işlenmiş, ambalajlı birçok üründe bu yağın bulunduğunu söyledi.

Çikolata, pizza hamuru, bisküvi, kurabiye, sıvı sabun, sıvı deterjan, şampuan, ruj, biyolojik yakıt ve bunlara benzer birçok üründe bu yağın kullanıldığını söyleyen Kapıkıran, palm yağının 200 dereceden yüksek ısılarda rafine edilmesi durumunda diğer bitkisel yağlardan daha çok kanserojen maddeyi açığa çıkardığını belirtti.

Kapıkıran, doğal kırmızı renkteki yağın, hem koku hem de renkten arındırmak için yüksek ısılarda rafine edildiğini vurguladı.

Hasan Murat Kapıkıran

Felç riski

Kapıkıran, palm yağının yüksek doymuş yağ oranı nedeniyle kanserojen etki oluşturduğunu, kolestrol seviyesini artırdığını bu nedenle felç riski taşıdığının araştırmalarda yer aldığını vurgulayarak şöyle devam etti:

''Isıtılmış palm yağının kan basıncını artırarak yüksek tansiyona neden olduğu ifade ediliyor. Nutella'nın çatı markası Ferrero rafine işlemini 200 derecenin altında yaptığını açıklamak durumunda kaldı. İtalyanların market zinciri Coop kendi ürünlerde palm yağı kullanımını 2017'de yasakladı.

'Yok edilen yağmur ormanları, canlıların yaşam alanını etkiliyor'

Palmiye ağacının hem hamurunu hem de yağını üretmek amacıyla milyonlarca hektarlık alanda yağmur ormanları açıldığını ve doğal alanının yok edildiğini söyleyen Kapıkıran, ''WWF (Doğal Hayatı Koruma Vakfı) 2017 yılında her saat 300 futbol sahası büyüklüğünde yağmur ormanın palm yağı için kesildiğini açıkladı. Yağmur ormanlarındaki karbon yapan ağaçlar kesilip bu bitki ekilince karbon yatakları yok oluyor, böylece büyük bir sera gazı salınımına da neden olunuyor. Yağmur ormanları yok olunca orangutanlar baştan olmak üzere ormanda yaşayan canlıların da yaşam alanına müdahale edilmiş oldu'' dedi.

'Ayçiçek ekim alanlarını artırılmalı'

Yüzde 85'i Malezya ve Endonezya'dan elde edilen palm yağının Türkiye'nin de aralarında olduğu bir çok alıcısı olduğunu söyleyen Kapıkıran, yerli üretime dikkat çekti. Kapıkıran, Ayçiçek yağı üretiminden vazgeçilmemesi gerektiğini söyledi:

''Ayçiçek yağı için ekim alanlarını artırmak gerekiyor. Yerel yönetimlerin destek vermesi gerekli. Türkiye'de palm yağı tüketimi yaygın hale geldi ve her geçen gün artıyor. Uzun süreli raf ömrü olsun diye yüksek ısılı işlem uygulandığı için yapılan uygulamalar kimyasını değiştirip trans yağ haline getirdiğinde sağlık açısından önemli bir kriz oluşturuyor'' ifadelerinde bulundu.

'Savaş, dış ticaret ilişkilerini sekteye uğrattı'

Türkiye her yıl yaklaşık 6 milyon ton yağlı tohum, ham yağ ve bitkisel yağ hammaddesi ithal edildiğini ve bunun içinde aşağı yukarı 3 milyar civarında para ödendiğini belirten Kapıkıran,

''Bunun nedeni ürettiğimiz ayçiçek yağının eksikliği. Türkiye kendi ayçiçek yağının yüzde 60-65 civarını üretebiliyor. Geri kalanını Ukrayna ve Rusya'dan alıyor. Savaş ve uluslararası siyasi krizler dış ticaret ilişkilerini sekteye uğrattığı için ayçiçek yağının girdi maliyetleri çok yükseldi. Gübre, tarım zehirleri, enerji maliyetleri, elektrik enerjisi yüzde 170 kat artış gösterdi. Çiftçilerde yeterince destelenmedi ve ayçiçek arazilerinin önemli bir kısmı biyoyakıt için kanola ekimlerine tercih edildi'' dedi.

Palm yağında gümrük vergisi neden sıfırlandı?

Ayçiçek yağı üretiminin nüfusa oranla yeterli olmadığına değinen Kapıkıran, ''Ayçiçek yağında giderek büyümesi beklenen açık nedeniyle palm yağı ve diğer bitkisel yağların gümrük vergisi uygulamasında sıfırlama yapıldı'' dedi.

'Gümrük vergileri yeniden düzenlenmeli'

Kapıkıran, palm yağı ve diğer zararlı yağlardan uzaklaşmak için önerilerini şöyle anlattı;

''Olması gereken ayçiçek ekim alanlarımızı artırıp, verimliliğimizi artırmak ve ayçiçek yağı yeterliliğini sağlayarak bu sağlıksız kanserojen etkisi olan yağlardan vazgeçmek. Gümrük vergilerini de yeniden düzenlemek gerekiyor. Yasal düzenlemeler ile zeytin bahçelerini artırmak, aşılanmamış 30 milyona yakın zeytin ağacını da hızlıca aşılanmasını sağlamak.''

Özel Haber Haberleri