Bir yandan 2011 yılında üyeliğini donduran Arap Birliği’nden Şam’a yönelik pozitif sinyaller, bir yandan Ürdün’le açılan sınırlar, yeniden başlayan uluslararası uçuşlar ve Ürdün Kralı Abdullah’ın direkt olarak Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’ı telefonla arayarak ikili ilişkileri geliştirme adımı atması derken bir adım da dün Interpol ve Suudi Arabistan’dan geldi.
Uluslararası Kriminal Polis Teşkilatı'nın (Interpol) resmi kaynaklarından yapılan açıklamaya göre Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’ın yönetimi, yeniden Interpol üyeliğine kabul edildi. Tüm bu gelişmelerin yanı sıra Suudi Arabistan’ın Şam’daki büyükelçilik binasında tadilata başlaması da gündemde yerini aldı. Her ne kadar Riyad’dan konuya ilişkin bir açıklama gelmese de tadilat haberleri “iyileşme sinyali” olarak yorumlandı.
Tüm bu gelişmelerin ardından “kartların yeniden dağıtılmaya başlandığı” kesin olan Ortadoğu coğrafyasına yönelik, eski CHP Milletvekili ve emekli Büyükelçi Osman Korutürk’e görüşlerini sorduk.
‘Muhatap kabul edildiğinin göstergesi’
Korutürk, söz konusu normalleşme adımlarına yönelik; “Interpol'ün böyle bir karar almış olması daha evvel de Esad'ın Ürdün Kralı Abdullah'ı araması gibi gelişmeleri tek bir kefede topladığımızda bu, Esad’ın artık üçüncü taraflarca da kalıcı olarak görüldüğünü ve muhatap kabul edildiğini gösteriyor. Ürdün, uzun zamandır Suriye ile politik olarak bir temasta bulunmadığı gibi bu temaslara karşıydı da. Şimdi ise Esad bizzat Kralın kendisiyle görüşüyor” ifadelerini kullandı.
‘Esad uluslararası mekanizmalara girdi’
Interpol tarafından yeniden kabul edildiği duyurulan Suriye’nin iç savaş sırasında dünyaya dağılan cihatçılara yönelik adımlar atabilmesini de mümkün kılacak. Söz konusu gelişmeyi değerlendiren Korutürk, “Interpol’e tekrar kabulü, Esad’ın uluslararası mekanizmaların içerisine yeniden girdiğini gösteriyor. Çünkü neticede terörün sona erdirilmesi için uğraşıyorlar. Anladığım kadarıyla Interpol, terörün sona erdirilmesi için atılacak adımları Esad ile yürütülebileceğini gördü” diye konuştu.
Korutürk, “Bu geri dönüşle Esad’ın uluslararası polis veri tabanında her türlü veriyi kullanabilme hakkı doğuyor. Parmak izinden kırmızı bültene kadar... Böylelikle Esad yönetimi, iç savaşın ardından dünyanın dört bir yanına dağılan cihatçılar için kırmızı bülten çıkarma hakkına sahip olacak" dedi ve Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov'un Suriye açıklamasını hatırlattı. Lavrov, Türkiye'ye, "Hangi kılıkta olursa olsun bu terörist grupların İdlib’den çıkarılması gerekiyor ve bu ne kadar erken yapılırsa o kadar iyi" demişti.
'Türkiye'nin tutumunu anlamak mümkün değil'
Türkiye'nin Şam'a yönelik tutumunu değerlendiren Korutürk, "Şam yönetimi, Birleşmiş Milletler (BM) tarafından zaten meşru bir hükümet olarak görülüyor. Dolayısıyla toprak bütünlüğü açısından BM tarafından meşru görülen Şam için haliyle diğer ülkeler de tüm resmi kurum ve kuruluşlarıyla normalleşme adımları atmaya başlıyorlar. Bütün bu gelişmeler içerisinde bizim tutumumuzu anlamaksa mümkün değil" ifadelerini kullandı.
Suriye politikalarına yönelik hükümeti eleştiren Korutürk "Biz uyarmıştık" diyor ve ekliyor: "Biz başından itibaren, benim mecliste CHP Dışişleri Komisyonu Sözcüsü olarak görev yaptığım zamanlardan bahsediyorum. Hep söyledik. Dedik ki Esad gidici değildir. Biz o zamanlarda da Esad ile normal ilişkiler kurar da o ilişkiler çerçevesinde telkinlerde bulunursak doğru yola yönlendirebileceğimizi vurguladık. Esad'la ilişkileri bu noktalara getirmenin bizi çok yanlış yerlere götüreceğini ifade ettik. Öyle de oldu. Bugün Türkiye'de 4 milyondan fazla mülteci var ve biz hala ne yaptığımızı bilmeyen bir noktadayız" diye konuştu.
'Türkiye'nin yalnızlaşması Suriye ile başladı'
2013 yılında o dönem Dış politika başdanışmanı ve Başbakanlık Müsteşar Yardımcısı olarak görev yapan İbrahim Kalın'ın ortaya attığı "Değerli yalnızlık" söylemine gönderme yapan Korutürk, "Türkiye’nin yalnızlaşması Suriye ile başladı. Suriye politikasından sonra da giderek her konuda yalnızlaştı. 'Değerli yalnızlık' denilen bir takım anlamsız çıkışlara sığınıldı ve şimdi bunun 'değerli' olmadığı anlaşıldı. Her yerden başımıza sıkıntılar çıkıyor bu sıkıntıların sebebi de söz konusu yalnızlık. Eskiden bizimle hareket edenler şimdi karşımızda saf tutmaya başladılar. Böyle bir noktaya geldik" diye konuştu.
Anadolu Ajansı tarafından girilen "Esad'ın kalıcı olduğunu anladılar" haberine yönelik yorumlarını dile getiren Korutürk, "Arap ülkelerinin Esad’ın gideceğini düşündüğünü ben sanmıyorum. Arap ülkeleri birbirlerini gayet iyi tanır yapılarını da gayet iyi bilirler" dedi.
'Türklerin liderliğini kabul etmezler'
Türkiye'nin Suriye ile ilişkilerinin kötüye gitmeye başladığı ve Türkiye'nin Büyük Ortadoğu Projesi doğrultusunda "liderlik" isteğiyle adımlar attığı sıralarda dönemin Ürdün Dışişleri Bakanı Faruk Kasravi ile görüştüğünü belirten Korutürk, "Bir toplantı için bulunduğumuz Ürdün'de dönemin Ürdün Dışişleri Bakanı Faruk Kasravi benimle konuşmak istediğini söylemişti. Kendisi daha evvel benimle birlikte Berlin’de büyükelçi olarak görev yapmıştı. 'Esad’ın gideceğini düşünmeyin. Esad gitmez. Esad BAAS için buzdağının üzerinde görünen üst kademedir ve altında çok sağlam bir yapı vardır' demişti. Sonrasında ise söylemekten çekindiği bir şeyden bahsederek, 'hiçbir Arap ülkesi Türkiye’nin liderliğini kabul etmez. Gördüğüm kadarıyla hükümetiniz Arap dünyasına yönelik bir liderlik konumu elde etmek istiyor. Araplar bunu kabul etmez' demişti" aktarımını yaptı.
'Size karşı bağımsızlık savaşı vermiştik'
Kasravi'nin dediklerini aktarmaya devam eden Korutürk, "Kasravi bana orada, 'Türkiye birinci dünya savaşında Arapların kendilerini arkalarından bıçakladığını söyler bunların hepsi bağımsızlık savaşıdır ve biz size karşı verdik o bağımsızlık savaşlarını' demişti. Araplar Esad’ın gitmeyeceğini en başından beri biliyorlardı ama diğer büyük güçlerin politik yönelimleri doğrultusunda daha ihtiyatlı davrandılar. Ama şimdi büyük ülkeler de uluslararası camia da Esad’ın orada kalıcı olduğunu görüyor" ifadelerini kullandı.
Soçi görüşmeleri
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 29 Eylül'de Soçi'de Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'le yaptığı ve ortak basın açıklaması düzenlenmeden son bulan Soçi görüşmelerine ilişkin konuşan Korutürk, "Lavrov Soçi sonrasında yaptığı açıklamada Türkiye'nin taahhütlerini yerine getirmediğine yönelik imalarda bulundu. Türkiye sözde "ılımlı" muhaliflerle teröristlerin ayrılması taahhüdü vermişti. Tabii izlenen politikalar sonrasında Türkiye'nin böyle bir taahhüt vermesi de konuşulması gereken bir konu zaten kaldı ki hiç de kolay değil" yorumunu yaptı.