Emrah Taneri’nin Avcılar Yeşilkent Mahallesi’ndeki evi, dün gece saat 21.30 sularında, bir ailenin en güvenli alanı olması gereken yatak odasının, sokağın risklerine karşı ne denli savunmasız kalabileceğine tanıklık etti. Evin çocuk odasında, ranzalarında oturan iki kardeş için gece, dışarıdaki trafiğin gürültüsüyle değil, odalarının duvarının bir anda içeriye yıkılmasıyla bölündü.
İstanbul’un dik yokuşlu sokaklarında sıkça rastlanan park sorunları ve araç bakımsızlığı, bu kez istatistiksel bir veri olmaktan çıkıp, bir ailenin yaşam alanını fiziksel olarak ihlal eden somut bir tehdide dönüştü.
YERÇEKİMİ VE İHMALİN ÖLÜMCÜL İŞBİRLİĞİ
Olayın merkezinde, teknik arızası nedeniyle sokağın başına bırakılan 34 NZ 1988 plakalı bir minibüs vardı. Görgü tanıklarının ifadelerine ve olay yerindeki ilk tespitlere göre; tonlarca ağırlıktaki araç, el freni çekilmeden park edilmişti. Bu basit ama kritik ihmal, Avcılar’ın eğimli coğrafyasıyla birleşince, minibüs kontrolsüz bir şekilde rampadan aşağı kaymaya başladı.
Hız kazanan araç, sokağın sonunda yer alan Emrah Taneri’ye ait binanın giriş katına çarparak durabildi. Ancak çarpışmanın kinetik enerjisi, binanın dış duvarını yıkarak aracın ön kısmının kısmen evin içine girmesine neden oldu.
Sürücünün akrabası olduğu öğrenilen Mehmet Taneri’nin olay yerinde kayıtlara geçen ifadesi, kazanın ardındaki insan faktörünü net bir şekilde özetliyordu:
“Arızalı minibüs el freni çekilmeden bırakılmış. Hızla kayarak duvara çarptı.”
YASTIĞIN YANINA DÜŞEN BETON PARÇALARI
Çarpmanın etkisiyle odanın duvarından kopan tuğla ve beton bloklar, o sırada ranzada bulunan iki çocuğun yatağının üzerine yağdı. Olayın şokunu yaşayan çocuklar, fiziksel bir yara almadan yataklarından fırlayarak ailelerinin yanına koştu.
Ev sahibi Emrah Taneri, duydukları büyük gürültüyü ilk etapta ev içi bir kaza sanarak, “Gardırobun devrildiğini düşündük” sözleriyle anlattı. Ancak odaya girdiklerinde karşılaştıkları manzara, bir trafik kazasının evin içine taşındığını gösteriyordu. Taneri, facianın eşiğinden dönülen o anı, “Çarpmanın şiddetiyle kopan tuğla ve beton parçaları, yatakta oturan çocuğumun bacağının hemen yanına düştü” ifadeleriyle tarif etti. Bu detay, ihmalin bedelinin ne kadar ağır olabileceğini, santimlerle ölçülen bir mesafeyle ortaya koydu.
ALTYAPI RİSKİ: DOĞAL GAZ HATTINDA HASAR
Kazanın yarattığı tehlike sadece fiziksel çarpışmayla sınırlı kalmadı; mahallenin enerji altyapısı da risk altına girdi.
Minibüsün binaya çarptığı noktada bulunan İGDAŞ’a ait doğal gaz ana boru hattı ve sayaç sistemi hasar gördü. Olası bir gaz sızıntısı veya patlama riskine karşı, ihbar üzerine bölgeye sevk edilen İGDAŞ ekipleri, hattı geçici olarak kapatarak gaz akışını kesti. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne (İBB) ait vinç yardımıyla minibüs, saplandığı duvardan çıkarılırken, teknik ekipler hasar gören altyapının onarımı için çalışma başlattı.
Olayda can kaybı yaşanmaması "mucize" olarak nitelendirilirken, geriye yıkık bir duvar, kesilen bir gaz hattı ve kendi evinde bile dışarıdaki denetimsizliğin kurbanı olmaktan son anda kurtulan bir ailenin travması kaldı.