Yapılaşma endişesi büyüyor: Yanan ormanların üç katı alan yapılaşma faaliyetine açıldı

Muhalefet, ormanlık alanlar üzerinde Turizm Bakanlığı’nın yetkili kılınması için “darbe kanunlarında bile üç bakan onayı olduğuna” dikkat çekti. Verilere göre de yanan ormanların üç katından fazla ormanlık alan ormancılık dışı faaliyetlere açıldı. 2004-2020 arasında 750 bin hektar büyüklüğündeki ormanlık alan, ormancılık dışı kullanım için tahsis edildi.

Türkiye, son dönemdeki yangınlarda; kasıt ve ihmalin olup olmadığı ile küle dönen alanlarda neler yapılabileceğini tartışıyor. Muhalefet, iktidarı; afetle mücadelede önlem alınmadığı yönünde eleştiriyor.

2020'de 20 bin 971 hektar alan yandı 

Orman Genel Müdürlüğü verilerine göre; 2020 yılında 3 bin 399 yangın çıktı, 20 bin 971 hektar alan yandı.

2020 yılına ait istatistikler; 312’i yangının “doğal”, bin 556 yangının “ihmal-kaza”, bin 859 yangının “faili meçhul”, 72 yangının ise “kasıt” gerekçeleri ile çıktığını gösterdi. “Faili meçhul” yangınlarda 11 bin 771, “ihmal-kaza” gerekçesi ile çıkan yangınlarda 8 bin 285, kayıtlara “kasıt” olarak geçen yangınlarda ise 72 hektar alan yandı.

260 yangınla Muğla ile Antalya en çok yangının çıktığı iki il oldu. 2019 yılında da 264 yangınla Muğla ilk sırada, 199 yangınla Antalya ikinci sırada yer aldı. Hatay Samandağ’da çıkan yangın, 2020'nin en büyük orman yangını oldu. Bu yangın yaklaşık 12 bin ton su ile 93 saatte kontrol altına alındı, 3 bin 446 hektardaki orman kül oldu.

Kasıtlı yakıldığı ve imara açılacağı endişesi

15 Temmuz 2007’de 250 hektar orman alanı ile 30 hektara yakın tarım arazisi ve zeytinliğin yok olduğu Muğla Bodrum Güvercinlik’teki alana; dönemin Muğla Orman Bölge Müdürü ve eski AKP Antalya Milletvekili İbrahim Aydın’ın “Yağmurlarla birlikte tohumlama ve fidan dikimi yaparak yeşillendireceğiz” sözüne rağmen 2012, 2016 ve 2018’de lüks oteller yapılması son dönemde yanan ormanlık alanların kasıtlı yakıldığı ve imara açılacağı endişesini güçlendirdi.

Anayasa'ya göre sorumluluk devlette 

Anayasa’nın “Ormanların Korunması ve Geliştirilmesi” başlıklı 169. maddesinde “Devlet, ormanların korunması ve sahalarının genişletilmesi için gerekli kanunları koyar ve tedbirleri alır. Yanan ormanların yerinde yeni orman yetiştirilir, bu yerlerde başka çeşit tarım ve hayvancılık yapılamaz. Bütün ormanların gözetimi devlete aittir. Ormanlara zarar verebilecek hiçbir faaliyet ve eyleme müsaade edilemez” kesin hükmü yer alıyor.

Kanun değişikliği ile yetki tek bakanda

TBMM tatile girmeden değişiklik yapılan son kanun olan Turizm Teşvik Kanunu öncesinde de ormanlar; madencilik, enerji ve turizm gibi ormancılık dışı amaçlara kullanımı için tahsis ediliyordu. Ancak kanundaki değişiklerin yangınların başladığı gün olan 28 Temmuz 2021'de Resmî Gazetede yayınlanarak yürürlüğe girmesi ayrı bir tartışma yarattı.

Kanun değişikliği ile kıyı ve ormanlardaki yapılaşma yetkisi, Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bırakıldı. Ormanların turizm merkezi ilan edilmesinde cumhurbaşkanı yetkisi artırıldı. “Turizm Merkezleri” tanımında yapılan değişiklikle orman alanları da dahil devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerin cumhurbaşkanı kararıyla turizm merkezi ilan edilebilmesine olanak sağlandı. Mera, yaylak ve kışlakların turizm yatırımcılarına tahsis süreci kolaylaştırıldı. Belediye yetkileri ise tırpanlandı.

Yeni değişiklik yanan ormanlar açısından risk taşımasa da Turizm Bakanlığı’nın ormanlık alanlar üzerinde Tarım ve Orman Bakanlığı ve diğer kuruluşların görüşü olmadan tek yetkili olması endişe yarattı. Ormancılık devre dışı bırakılmış oldu.

Kullanıma izin verilen alanlar, yanan alanlardan üç kat fazla

Orman Kanunu da 1956’dan 2003’e 15, 2021’e kadar 31 kez olmak üzere tam 46 kez değiştirildi. Ormancılık dışı kullanımlara verilen izinler, yanan ormanların üç katından daha fazla. 2004 ile 2020 arası yıllık ortalama 9 bin 166 hektar orman yanarken, ormanlardan yıllık olarak verilen ortalama izin miktarı 29 bin 199 hektar. Hali hazırda 750 bin hektar büyüklüğündeki ormanlık alan; ormancılık dışındaki alanların kullanımı için tahsisli.

2008’den 2019’a 11 yıllık süreçte, ormanlardaki parça sayısı yüzde 56 artışla 102 bin 159 bine çıktı. Büyük ormanlar hızla parçalanarak küçük alanlara dönüştürüldü ve orman alanı dışına çıkarmak kolay hale geldi.

Prof. Tolunay: Ormanlarda yangına sebep olacak çok fazla tesis var

İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa Orman Fakültesi Prof. Dr. Doğanay Tolunay, yangınlarda kasıt ve sabotaj ihtimalini, ANKA Haber Ajansı’na şöyle değerlendirdi:

“Bu yangınlar doğal değil. İklim değişikliği ile sıcaklıklar arttı ama sıcaklık artışları dal, yaprakların ve otların kendiliğinden yanmasına sebep olmaz. Bu nedenle iklim değişikliği doğrudan yangının çıkmasına neden olmaz, yangın riskini artırır. Yangın çıkması için kıvılcım olması lazım. Bu ateşin nedeni yüzde 89 ile insan. Bu yangınlar doğal değil. Yangınlarda kasıt ve sabotajın çok mümkün olmadığını düşünüyorum. Benzer coğrafyalara sahip olan hatta benzer olmayan ülkelerde de aynı gün içinde çok sayıda yangın çıktı. Bunun nedeni insanların orman içine çok daha fazla girmesi ve dikkatsizlik. Türkiye özelinde ise ormanlar içinde yangına sebep olacak elektrik nakil hatları, trafolar, baz istasyonları, maden ve taş ocakları gibi çok fazla tesis var. Terör amaçlı sabotaj da ihtimal dahilindedir ama terör örgütleri de bu tür büyük afetlerden sonra olayı üstlenerek kendi propagandalarını da yapmak isteyebilirler. Yangın çıkış nedenlerinin araştırılması gerekir yoksa gelecekte yangınların çıkmaması için yapmamız gerekenleri de ortaya koyamayız.”

Doğanay Tolunay, yangına yetersiz kalınması ve afetle mücadelede alınması gereken önlemler için şunları söyledi:

“Orman yangınlarının sayısında çok ciddi bir artış var. Helikopter ve uçak sayımız artmadı. Uçak mı helikopter mi tartışmasında her ikisinin de olması lazım. Hatta çok daha önemlisi yerden mücadele yani yangın müdahale ekipleri gerekiyor. Uçak ve helikopterler; doğrudan yangını söndüremezler, yangının ilerlemesini hafifletirler. Yangının tamamen söndürülmesi yer ekipleri ile gerçekleştirilir. Maalesef alınan işçi sayısında ciddi azalma var. Teknik ekip, yangın konusunda uzman mühendisler de tanıdıkları yerden başka yere görevlendirildiler. Bu da zafiyet yaratıyor.”

Yanan ormanlık alanların imara açılması endişelerine ilişkin Tolunay, “Normalde yapılmaz ama güvensizlik ortamı oluştu. Bir örnek var. Bu örnek ortada durduğu sürece kimseyi ‘imara açılmaz’ diye ikna etmemiz mümkün değil” dedi. Tolunay, yanan ormanlık alanlardan ziyade ormancılık dışı kullanımlara verilen izinlere dikkati çekti.

CHP'li Özkoç: Darbe kanunlarında bile üç bakan onay vermesi gerekirken niye bir bakanlığa indirdiniz

Marmaris’e giderek inceleme yapan CHP Grup Başkanvekili Engin Özkoç, belediyelerin yaptıkları hakkında bilgi verdi. Özkoç, şöyle konuştu:

“Yangınlarla ilgili Marmaris Belediyesi, Muğla Belediyesi bir kriz masası oluşturdu. Başkanlar hem gelen haberleri değerlendiriyorlar hem yapılacak çözüm önerileri düşünülüp harekete geçiyorlar. Bazı şeyler içimizi yaralıyor. Devletin ve milletin, iktidarın ve muhalefetin el ele vermesi gerektiği bir zamanda ormanlardan sorumlu Bakan çıkıp da ‘bu yangınları bizim söndürememizin nedeni belediyelerdir’ diyor. Bu nasıl yaklaşımdır anlamak mümkün değil. Bütün ormanlar yanarken yeterli uçak bulunamazken söndürmede Türkiye sıkıntı yaşarken söylenecek çok şey varken, Bakan Pakdemirli’nin bunu söylüyor olması içlerimizi acıtıyor. Bu doğru bir yaklaşım değil, şiddetle reddediyoruz, içimize sindiremiyoruz, nasıl bir öfke, düşmanlık, iftiradır kabullenmek istemiyoruz.”

Turizm Teşvik Yasası’na nöbetçi grup başkanvekili Özgür Özel ile dört gün boyunca muhalefet ettiklerini aktaran Özkoç, şunları söyledi:

“Nereden çıkıyor, bütün yetkileri neden turizm bakanına ve cumhurbaşkanının iki dudağı arasına getiriyorsunuz, neden kıyılar ve meralar iki insanın söylemiyle imara açılacak duruma geliyor’ diye mücadele ettik. Çıktı, yangınlar başladı, ‘bu işle alakası yoktur’ dediler, alakası yoktu da niye bu kadar aceleyle, darbe kanunlarında bile üç bakan onay vermesi gerekirken kıyı ve meralarımızla ilgili sadece bir bakanlığa indirdiniz? Biz kendi yanımızda askerimizi, polisimizi görmek istiyoruz. Askeri helikopterlerin de askerlerimizin de vatandaşlarımızla kol kola yangın söndürme faaliyetleri içinde olmasını istiyoruz. Polisimizin TOMA’larının sadece toplumsal olaylarda değil böyle zamanlarda da itfaiyelerimizle, sivil insanlarımızla birlikte yangına müdahale etmesini istiyoruz. Böyle zamanlarda milli birlik ve beraberlik gerekiyor. Elbette birbirimizi eleştireceğiz ama çözüm yolu arayacağız. Devam eden yangınları söndürememizin nedeni yeteri kadar yangın söndürme uçaklarının olmaması. Marmaris’ten sesleniyoruz. Yangınların sonlandırılması için Türkiye’nin maddi ve manevi gücünü, diplomasiyi kullanarak bu yangınlara müdahale edecek yangın söndürme uçaklarını getirtin. Yarın bu şekilde tekrar yangınlar çıkabilir, Türkiye buna hazırlıklı olmalı.”

HDP'li Beştaş: Türkiye, iklim krizinden en çok etkilenen ülkeler arasında

HDP Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş, iklim krizine dikkat çekti. “Elinde benzin deposuyla birilerinin yaktığı iddiası sadece hurafe olarak değerlendirilebilir” diyen Beştaş, şöyle konuştu:

“İklim krizi birçok ülkeyi vurmuş durumda. Dünyanın her yerinde yangınlar devam ediyor. Bilim insanları, ekolojistler bu yangınların öngörülebildiğini yüksek sesle ifade ediyorlar. Türkiye, Akdeniz çanağında olan bir ülke olarak iklim krizinden en çok etkilenen ülkeler arasında. Maalesef önlemler yetersiz. Basiretsiz ve beceriksiz bir iktidar var. Bu koşullarda elinde benzin deposuyla birilerinin yaktığı iddiası sadece hurafe olarak değerlendirilebilir. Tüm dünya bunu yaşıyor, biz de yaşıyoruz. Önlemler alınmadı. Uçaklar yok. Yangın söndürme konusundaki beceriksizlik ortada. Üstelik bunun faturasını da başkasına çıkarma, toplumu suçlama hatta toplumun bundan kar edeceği konusunda belediye başkanlarının açıklamaları var. En son Ödemiş Belediye Başkanı, ‘evleri yanmayanlar üzülecekler çünkü TOKİ’ler yapılacak’ dedi.”

Turizm Teşvik Yasası’na muhalefet ettiklerini belirten Beştaş, “Bu alanları rant alanına çevirmek istediklerini biliyoruz. Biz HDP olarak hem Komisyon hem Genel Kurul’da büyük mücadele yürüttük. Muhalefet şerhimizde buna ilişkin bütün ayrıntılar yer alıyor, kamuoyuyla paylaştık. Ayrıca bütün maddelerde söz alarak buna ilişkin muhalefetimizi ve bütün olasılıkları yüksek sesle dillendirdik” dedi.

İYİ Partili Tatlıoğlu: TBMM'nin olağanüstü toplantı yapması gerekiyor

İYİ Parti Grup Başkanı İsmail Tatlıoğlu, TBMM’yi göreve çağırdı. Tatlıoğlu, konuya ilişkin şunları söyledi:

"Bugün yaşadığımız tam bir milli felaket. Binden fazla noktada yangın, yüz bin hektarı geçen bölgeyi sarmış durumda. Milletimiz kafasında büyük tartışmalar var. Tam bu noktada TBMM’yi bu konuyu görüşmek üzere olağanüstü bir toplantı yapması gerektiğini düşünüyoruz. Bu nedenle de TBMM Başkanı Mustafa Şentop’un yetki ve sorumluluklarına dayanarak TBMM’yi olağanüstü toplantıya davet etmesini bekliyoruz. Bu çağrıyı yapıyoruz ki milletin vekilleri, bu felaketin nedenlerini, eksikliklerini ve neler yapılabileceğini ve yeni dönem sıkıntılar için ne gibi hazırlık yapılması gerektiğini konuşsun, tartışsın ve yol haritası çıkarsın. Ortada sadece bakan bakanlar ve kendini dinlemeye gelen az sayıda da olsa izleyiciye cumhurbaşkanları var. Milletimiz hem malını kaybediyor hem 9’a ulaşmış canını kaybediyor hem yüreği yanıyor. Turizm tesislerinin yapılmasını yetkisinin bakanlığa verilme konusu... Dünyanın aklı başında bütün ülkelerinde artık bu tür konular yerelde yetkililer tarafından ve gerekirse referanduma başvurarak ciddi ÇED raporlarına dayanarak yapılıyor. Biz de bunun yerel yönetimler tarafından ve ciddi ÇED raporuna dayalı olarak doğa dengesini birinci derecede gözeterek karar verilmesi gerektiğine inanıyoruz."

TBMM'ye verilen 56 araştırma önergesi masada kaldı

TBMM’ye orman yangınlarındaki artışın sebeplerinin incelenmesi ve bu konuda alınması gereken önlemlerin saptanması amacıyla 27. dönem yasama yılı boyunca 56 araştırma önergesi verildi. Verilen araştırma önergeleri masada kaldı.

Türkiye Paris Anlaşmasını onaylamayan 6 ülkeden biri 

İklim krizini kontrol altına almayı hedefleyen Paris Anlaşması'na, bugüne kadar 197 ülke imza attı. Bunların 191'i anlaşmaya taraf olarak süreci tamamladı ancak Eritre, İran, Irak, Libya, Yemen ve Türkiye anlaşmayı onaylamadı.

Türkiye 22 Nisan 2016’da imza atmasına rağmen onaylamayan tek G20 ülkesi oldu. Çevre örgütleri, anlaşmanın onaylanması sık sık çağrısı yaptı. CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel de tam bir ay önce “Paris İklim Anlaşması'nın uygun bulunmasına ilişkin kanun teklifinin bir an önce ilgili komisyona sevk edilerek, onaylanma sürecinin tamamlanması noktasında atacağınız adımın, İç Tüzük'ten kaynaklanan bir sorumluluğun yerine getirilmesinin yanı sıra Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin yaşanabilir bir çevre yaratılması sürecine çok değerli bir katkısı olacak ve kamuoyunun büyük bir bölümünün beklentisinin yerine getirilmesi anlamına gelecektir" ifadeleriyle TBMM Başkanı Mustafa Şentop’a başvurdu.

 

Türkiye Haberleri