Yargıtay'da düzenlenen 2022-2023 Adli Yıl Açılış Töreni, dün Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da katılımıyla yapıldı.
Türkiye Barolar Birliği Başkanı Erinç Sağkan da Yargıtay'ın ev sahipliğinde gerçekleştirilen açılış törenine konuşmacı olarak katıldı. Türkiye Barolar Birliği’den yapılan açıklamada, Sağkan’ın törendeki konuşmasının yayınlanmasına engel getirildiği belirtildi.
Halk TV'de Can Coşkun ile Haber Masası'na katılan Sağkan yaşananları anlattı.
Sağkan şunları söyledi:
"İfade özgürlüğü hakkı ihlallerinden bahsederken, bunu da vurguladığımız bir konuşmanın yayınlanmaması gerçekten çok şaşırtıcı olmamakla birlikte üzücü ve kaygı verici. Ben ilk defa TBB Başkanı sıfatıyla törene katıldım. Prosedürü öğrenmek adına kendi basın personellerimiz, hem Cumhurbaşkanlığı hem de Yargıtay basın ekibini arayarak bilgilendirmeyi aldılar. Buradan edindiğimiz bilgi, törenin tamamı Cumhurbaşkanlığı Basın Birimi tarafından gerek kayıta alınması, gerek yayınlanması gibi bir planlamanın yapıldığı gördük.
Yetki ve sorumluluğun Cumhurbaşkanlığında olduğunu, yayına ilişkin tüm unsurların Cumhurbaşkanlığı basın birimi tarafından yürütüleceği, Yargıtay'ın bu konuda görev ve sorumluluğu olmadığı bize iletildi. Bu kapsamda bizde yetkili yayıncının sinyal bilgilerini paylaşıp paylaşmayacağını sorduğumuzda paylaşılacağı söylendi.
Törene katıldık. Törende yaşanan sürecin farkında değildik. Ben konuşmamı gerçekleştirdim. Daha sonra öğrendiğimiz benim konuşmam sırasında sinyal bilgilerinin paylaşılmadığı hatta hiçbir yayın organı ile paylaşılmadığı... Bu sebeple de yaptığımız Adli Yıl Açılış konuşmanı ne meslektaşlarımız ne de kamuoyu tarafından izlenemediği, haber almadıkları şeklinde oldu. Sorduğumuz zaman da aydınlatıcı bir bilgi almadık. Yargıtay, ellerine kayıt ulaştığında bizim konuşmamızın kısmını mutlaka bize gönderileceğini ifade etti.
Biz bu konuşmanın canlı olarak yayınlanarak, kamuoyu tarafından izlenmesini isterdik. Çünkü var olan gerçeklerden bahsettik. Bazı AİHM kararlarının uygulanmaması sebebiyle BM ve AİHM tarafından başlatılan süreçlerin ağırlığından bahsettik. İstanbul Sözleşmesi'nden çıkılması noktasında Danıştay'ın tavrının neye tekamül edeceğini anlatmaya gayret ettik. Tutuklamaların cezalandırmaya, gözaltıların gözdağına çevrilmesinden bahsettik. En çok ifade hürriyeti konusunda geldiğimiz olumsuz tablonun altını çizmeye çalıştık. Orada yaptığımız konuşmanın kamuoyundan saklanmasının bahsettiğimiz sorunların da bir örneği olduğunu söyleyebilirim.
TBB olarak, 1 Eylül'de yaptığımız konuşmada hukukun üstünlüğü çizgisinden uzaklaşılmasını, yargı bağımsızlığı, hakim bağımsızlığı gibi ilkelerden uzaklaşılmasının ve Türkiye'de insanların hukuki bir güvenlik içerisinde hissetmiş olmamasının ne kadar büyük bir zarar verdiğini ortaya koyup, çözüm yöntemlerini ortaya koyup yine avukatların bu süreçte yaşadığı sorunları dile getirdik."