Milli görüş geleneğinden gelen ve 17 Temmuz 2017'de Adalet Bakanlığı koltuğuna oturan Abdulhamit Gül'ün eski Haziye ve Maliye Bakanı Berat Albayrak ile arası oldukça kötüydü. Yargıdaki güç mücadelesi ise Sabah gazetesinde Gül aleyhine yazılan yazı ile ortaya çıktı. Sabah yazarı Dilek Güngör, 17 Eylül’de, “FETÖ ile mücadele edenler sürülüyor. Telefonunda ByLock çıkanlar, darbeci akrabaları olanlar unvanlı görevlere geliyor. Tehlike büyük” diye yazmış, Erdoğan'ın damadı Berat Albayrak'a yakınlığıyla bilinen medya grubu "yargıda FETÖ'cüler hâlâ etkin" çıkışında bulundu. Gül ise kendisine yönelik bu yazıya, Berat Albayrak'ı hedef alarak "Daha düne kadar FETÖ’cülerle aynı maklubeye kaşık sallayanlar bugün çıkıp bize FETÖ ile mücadele dersi vermeye kalkışmasınlar" sözleriyle yanıt verdi. Sabah gazetesinde çıkan yazıların arkasında ise yargıda İstanbul Grubu olarak bilinen Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın avukatlarından oluşan yapının olduğu iddia edildi.
Tamince çekişme konusuydu
İstanbul grubu yargıda giderek güç kazanırken Gül ve bu grup arasındaki kavga ise her geçen gün şiddetlendi. Gül'ün Hakimler Savcılar Kurulu'nun (HSK) İstanbul Grubu ağırlıklı bileşeniyle yaptığı ilk toplantıda "Yargının hiçbir ideolojisi, hiçbir cemaati, hiçbir grubu, hiçbir taassubu olamaz" sözleri İstanbul Grubu tarafından hoş karşılanmadı. HSK'nın yeni bileşiminin Gül'ün karşı çıkmasına rağmen Erdoğan'ın onayıyla belirlendiği öne sürüldü. FETÖ'ye yakınlığı ile bilinen iş insanı Fettah Tamince hakkında verilen takipsizlik kararının Yargıtay 16. Ceza Dairesi'nce kaldırması ise Gül'ün İstanbul Grubu'yla kavgasının açık bir işareti olarak algılanırken, Tamince'nin aklanmasının İstanbul Grubu eliyle sağlandığı iddia edildi.
Hamle üstüne hamle
İstanbul'daki Osman Kavala davası gibi birçok dava sürecinde yaşanan hukuksuzluklardan Gül'ün rahatsız olduğu öne sürüldü. İstanbul Grubu'nun her hamlesine Gül'de karşı bir hamle ile yanıt verdi. Gül'ün belli tarikat ve gruplara yakın isimlerin Yargıtay'a atanmasını sağladığı iddiaları da konuşulurken geçen yıl HSK'da yapılan değişiklik, güç dengelerini değiştirdi. Haziran 2021'deki HSK'deki görev süreleri biten üyelerin yerine atanan 4 üye ile birlikte, Gül'ün kuruldaki hakimiyeti yitirdiği kulislerine neden oldu. Özellikle atamalarla ilgili 1. Daire'de güç kaybettiği belirtilen Gül'ün, Adalet Bakan Yardımcısı ve kimi bürokratların atamalarında da etkisiz kaldığı öne sürüldü. Bu durum, Gül'ün görevden ayrılma istediği olduğu iddialarına da yol açarken, Gül'ün Deva Partisi'nde siyasete devam edeceği iddia edildi.
'Fotoğrafı İstanbul Grubu servis etti' iddiası
Öte yandan Gül'ün Suriye merkezli Haznevi Tarikatı'nın düzenlediği bir programa katılarak tarikat liderinin elini öptüğü görüntüler ortaya çıktı. Gül, görüntüleri, "Milletvekili dahi değilken seçim çalışmalarında yapmış olduğumuz, Peygamber Efendimiz'in Kutlu Doğum programına katıldığımız bir programdı" diyerek açıkladı. Bu fotoğrafı ise İstanbul Grubu'nun servis ettiği iddia edildi.
Kavga sosyal medyada başladı
Gül, bir yandan İstanbul Grubu ile mücadele ederken diğer yandan eski Bakan Berat Albayrak ile düşman olduğu bilinen İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile de sorunlar yaşamaya başladı. Abdulhamit Gül ve Süleyman Soylu arasındaki ilk gerginlik, 20 Ocak 2021 tarihinde Soylu'nun annesine küfür eden bir kişinin adli kontrol şartıyla bırakılmasıyla ortaya çıktı. Soylu, kişisel Twitter hesabında yaptığı paylaşımda "45 gündür anam hastanede. Annemle fotoğrafımın altına küfreden alçak mahkemeye çıkıyor ve adli kontrolle serbest. Ne yapmalıyım? Bakan olsam ne yazar? Millet, devlet işleriyle boğuşurken anasının namusuna sahip çıkamamak ne ifade eder? Tweetimle yeniden alınırsa da provokasyon sayacağım" diyerek tepki gösterdi.
Gül’den bakan Soylu’ya hukuk dersi
Soylu'nun paylaşımından bir gün sonra Abdulhamit Gül katıldığı bir toplantıda Soylu’ya yönelik, "Klavye başına geçip sosyal medyada bana her gün tutuklama siparişi verenlere sesleniyorum. Bu işleyişi beğenmeyen gider itiraz hakkını kullanır ama yargıya parmak sallayamaz" dedi.
MOBESE meselesi gerilimi tırmandırdı
Gül ve Soylu arasındaki geçtiğimiz gün basına yansıyan bir gerginlik daha yaşandı. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun İngiliz Büyükelçi Dominick Chilcott ile yediği yemeğe dair MOBESE kayıtlarının basına servis edilmesine ilişkin Gül, Ankara Üniversitesi ile Kişisel Verileri Koruma Kurumunun (KVKK), 28 Ocak Veri Koruma Günü dolayısıyla KVKK'de düzenlediği programda konuştu. Kişilerin kurumlarla paylaştığı bilgilerin korunması gerektiğine dikkati çeken Gül, "Bütün kurumlar ve başta da idare, bu sorumluluğu bihakkın yerine getirmesi lazım. Vatandaşın güvenerek verdiği bu bilgileri yarın başka yerlerde, medyada, sağda solda ifşa edilecek bir hale gelmediğinden emin olması lazım. Bu konuda güvenin boşuna çıkmaması konusunda bütün kurumların büyük bir hassasiyeti sürdürmesi gerekmektedir. Çünkü kişisel veriler, kişinin en temel haklarından biridir" dedi.
Gelinen noktada Gül, AKP içindeki birçok farklı grubun hedefinde yer alırken görevi bir gece yarısı kararıyla sonlandırıldı.