Rusya Uzmanı ve Medya Günlüğü yazarı Aydın Sezer, Halk TV'den Ali Isıyel'in Erdoğan-Putin görüşmesi sonrası açıklanan 'Güvenli Bölge Mutabakatı' ile ilgili sorularını yanıtladı. Adana Mutabakatı konusuna İran-Rusya rekabetine de değinen Sezer, Rusya'nın Suriye'de ikili bir oyun planı içerisinde olduğuna işaret etti.
Sezer'in açıklamaları şöyle:
Rusya'nın Adana Mutabakatı konusundaki ısrarının sebebi nedir?
Adana Mutabakatı, Türkiye'ye terör tehdidi gerekçesiyle Suriye sınırının Suriye tarafında 5 kilometre derinliğindeki bir alanda sınır hattı boyunca güvenli bölge hakkı sağlıyor. Rusya, uzun süreden beri Türkiye'ye Adana Mutabakatını hatırlatarak, "PKK/YPG ile ilgili terör kaygılarınız varsa bölgede PKK ve YPG'yi terör örgütü olarak tanıyan tek ülke Suriye. Başka da ülke yok. Dolayısıyla bu terörist gruplara karşı etkili mücadele için Esad'la oturun, barışın ve o çerçevede birlikte hareket edin. 5 kilometrelik güvenli bölgenizi oluşturun, biz de bunu destekliyoruz" minvalinde mantıklı ve barışa hizmet edecek mesajlar veriyor.
İran ve Rusya arasında Suriye üzerinde bir rekabet mi yaşanıyor?
Rusya ve İran arasında bir rekabet var. Bu hem Esad'a kimin daha fazla etki edeceği üzerine hem de Suriye'den askeri, ekonomik ve siyasi anlamda kimin daha fazla ne alacağı ile ilgili. İran, Rusya'nın özellikle Esad'la 49-50 yıllık üslerle ilgili yaptığı anlaşmalardan dolayı Suriye'deki limanların işletmesiyle ilgili taleplerde bulundu. Bunda da son derece ısrarcı oldu. Bugünlerde de bununla ilgili gelişmeler yaşanmasını bekliyorum. Öte yandan İran, Esad'ın kardeşinin göreve gelmesini istiyor. Geçtiğimiz yıllarda da başarısız birkaç darbe girişimi oldu.
Rusya'nın, İran'ın dengelenmesi için çaba sarf etmesinin en önemli sebeplerinden biri de İsrail'in güvenlik kaygıları. Rusya-İsrail ilişkileri son derece iyi. Ara sıra İsrail'le sorunlar yaşamasına rağmen, Rusya İsrail'in İran'ın Suriye’deki askeri birliklerini bombalamasına izin verdi. Bu açıdan da Rusya, ikili bir oyun planı içerisinde.
Türkiye gibi seküler ve Rusya'yla özellikle enerji yatırımları anlamında çok önemli anlaşmaları olan bir ülkenin Esad'la barıştığı takdirde, Esad'ın Rusya-İran rekabetinden kurtulup Türkiye'yi de oyun planına soktuğunda Rusya elinin daha da güçleneceğini düşünüyor. Bu İran'a karşı olduklarına anlamına gelmiyor, bu yüzden de İran'la ilişkileri bozmamak adına böyle bir plan yapıyor.
Türkiye ile 911 kilometre kara sınırı bulunan Suriye ile iyi ilişkiler tesis ederse bundan en çok Türkiye kazançlı çıkacak. Rusya zaten Suriye'de istediğini aldı. Türkiye'nin de Rusya'ya karşı rekabet yaratacak bir durumu yok. Rusya, Suriye'nin yeniden inşası söz konusu olduğunda coğrafi olarak Suriye'ye çok yakın konumda olan Türk firmaları olmaksızın orada adım atamayaca Rusya bu nedenle Türkiye ile Suriye özelinde ilişkilerini daha da derinleştirmek istiyor.
Adana Mutabakatının yeniden yürürlüğe girdiğini söyleyebilir miyiz?
4'üncü maddede çok ciddi bir vurgu yapılıyor buna ancak bu hemen yürürlüğe gireceği anlamına gelmiyor. Rusya'nın bu mutabakatın yürürlüğe girmesi için işleri kolaylaştıracağına ve Putin’in Esad ile Erdoğan arasında arabuluculuk yapacağına bir işaret. Bu görüşmede de bu konuda önemli bir mesafe alındığını söyleyebiliriz.
YPG silahları üzerinden yapılan çelişkili açıklamalar neye işaret ediyor?
Barış Pınarı Harekatı bölgesinin doğu ve batısındaki bölgelerden Rus askeri ve Suriye Sınır muhafızlarının ortak hareketiyle 150 saat içinde YPG silahlarıyla birlikte çekilecek deniliyor. Burada önemli olan husus, Türkiye'nin Suriye sınır muhafızlarına atıfta bulunması. Suriye Sınır Muhafızlarıyla birlikte 30 kilometrelilk bir alanda YPG ve silahları çıkartılacak. Ondan sonra da Türkiye ile Rusya Kamışlı dışındaki 10 km. derinlikteki bölgede ortak devriye atacak deniliyor. Yani bölgeden YPG'nin ve silahlarının çıkartılmasına bizim nezaret edeceğimize dair bir husus yok. Bu Suriye ve Rusya inisiyatifinde gerçekleşecek.
YPG unsurları Kobani'den de çıkartılacak mı?
Zaten Adana Mutabakatında bırakın devriyeyi, 5 kilometreye kadar Suriye-Türkiye kara sınırı boyunca Suriye tarafında Türkiye'nin güvenli bölge oluşturma hakkı var. Eğer Esad'la ilişkiler iyi olsaydı, bütün bunlara gerek kalmadan 5 kilometrelik bir güvenli bölge oluşturulabilecekti. Bu bölge ve 10 kilometrelik devriye bölgesi Kobani'yi de kapsıyor.
Mutabakatta Suriyeli mültecilerin isteğe bağlı olarak Suriye'ye geri gönderileceği belirtiliyor. Mültecilerin güvenli bölge dışındaki yerlere gitmek istemesi mümkün görünüyor. Bu durumda Suriye hükûmetiyle muhatap olunması gerekir mi ve bu durum Suriye sınırındaki inşaat projelerinden vazgeçilmesine neden olur mu?
Evet, bu yorum da yapılabilir. 120 kilometrelik bölümde (Barış Pınarı Harekatı bölgesi) bir mülteci iskanı olabilir mi o ayrı konu ancak bu noktada önemli olan gönüllülük maddesi. Mecburen iskân yapılmayacak deniliyor. Türkiye, Barış Pınarı Harekâtı bölgesinde "Ben burada inşaat yapacağım diyebilir mi?” Evet, diyebilir. Ancak bunu önümüzdeki günlerde göreceğiz.