Halk TV'nin de aralarında olduğu birçok basın kuruluşu hakkında son dönemde verilen cezalar sonrası Radyo Televizyon Üst Kurulu (RTÜK), eleştirilerin odağı hâline geldi.
Dün açıklanan kararda, CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu'nun Halk TV'de yayımlanan Sözüm Var programında yaptığı konuşma nedeniyle Halk TV'ye yüzde 5 idari para cezası ve Sözüm Var programına 5 program yayın durdurma cezası verilmiş; Habertürk TV'ye ise Meral Akşener'in katıldığı Teke Tek programında kullandığı ifadeler nedeniyle üst sınırdan idari para cezası verilmişti.
RTÜK, yaşanan tartışmaların üzerine basın açıklamasında bulundu. Açıklamada, RTÜK'ün 'özerk' bir kurum olduğu belirtilirken; dört ayrı siyasi partinin kontenjanlarından seçilen üyelerin görev yaptığı ifade edildi.
RTÜK açıklamasında, "Demokrasimizin olmazsa olmazı seçilmiş hükümetin demokrasi dışı yollarla iktidardan gideceğini söyleyerek darbe çığırtkanlığı yapanları," diyerek ceza kesilen kişileri darbe çığırtkanlığı yapmakla suçladı.
Açıklamanın tamamı şöyle:
Son dönemde bazı medya kuruluşlarına RTÜK tarafından verilen cezalara ilişkin taraflı ve maksatlı olarak algı oluşturma çabalarına yönelik tarafımızdan doğruları söyleme ve kamuoyunu doğru bilgilendirme adına bahse konu açıklama zarureti doğmuştur.
Radyo ve Televizyon Üst Kurulu, 6112 sayılı Kanunla faaliyetlerini yürüten tarafsız, özerk ve anayasal bir Üst Kuruldur.
Üst Kurulumuzda TBMM'de grubu bulunan dört ayrı siyasi partinin kontenjanlarından seçilen üyeler görev yapmaktadır.
TBMM'de bulunan siyasi partilerin oranlarına göre seçilen ve bağımsız olan Üst Kurul Üyelerinin oy çokluğu ile kararlarını almaktadır.
Kararlarını gerek siyasi otorite gerekse daha üst makamların telkinleriyle aldığını iddia edenler kendi baskıcı, müdahaleci ve totaliter yönetim tarzına olan özlemlerini dile getirmekten öteye geçememektedir.
RTÜK görsel, işitsel ve internet medyasının teminatıdır. Yapmış olduğu düzenlemeler ve yol gösterici faaliyetler ile medya hizmet sağlayıcı kuruluşlara demokratik bir ortamda çalışma alanı oluşturmaktadır.
İletişim kanallarını her zaman açık tutan RTÜK idaresi, her zaman elindeki yaptırım gücünü en son kullanmayı düşünmüştür. Yönetimimiz, cezalandırmayı değil evrensel kabuller çerçevesinde yol göstermeyi ve gerekli düzenlemeleri yaparak radyo ve televizyonlarımızın haklarını korumayı hedeflemektedir. Herkesin veya kurumun özgürlük alanlarının sınırlarının da olduğu gerçeğiyle başkalarının haklarını ihlal eden kuruluşları görmezden gelmemiz düşünülemez.
Demokrasimizin olmazsa olmazı seçilmiş hükümetin demokrasi dışı yollarla iktidardan gideceğini söyleyerek darbe çığırtkanlığı yapanları,
Yıllar önce çözüme kavuşturulan ve muhalefet partilerinin de kabullenmiş olduğu başörtüsü konusunda sanki bir problem varmış gibi başörtülü vatandaşlarımıza hakaret edenleri,
Türkiye Cumhuriyeti'nin bölünmez bütünlüğüne kastederek milli ve manevi değerleri hiçe sayan, şanlı Türk ordusunu işgalci olarak tanımlayanları,
Yayınlarıyla halkı kin ve düşmanlığa teşvik edenleri,
Devletin bekasını düşünmeden, kimlere ya da nerelere hizmet edildiği meçhul bir şekilde devlet sırlarını ifşa ederek milli güvenliğimizi tehlikeye atanları,
Ülkemizdeki çok önemli ve geniş kitleleri içinde barındıran siyasi ve sosyal oluşumlara alenen hakaret etmeyi alışkanlık haline getirenleri,
Başta Sayın Cumhurbaşkanımız olmak üzere devlet büyüklerimize hakaret etmeyi maharet kabul eden ve buradan bile reyting devşirmeye çalışanları,
Halk sağlığıyla oynayarak sahte ürün pazarlaması yapanları kısacası vatandaşlarımızı dolandıranları,
Nasıl görmezden gelebiliriz.
Biz sorumluluğumuzun farkındayız. Haksız yere hiçbir yayıncı kuruluşa ceza vermek gibi bir anlayışımız asla olamaz.
Hangi muasır medeniyet seviyesine ulaşmış ülkede bu tür konularda tolerans gösterilebilir.
Devlet otoritesinin olduğu yerde tabii ki düzenleme ve denetleme faaliyetleri olacaktır.
Unutulmamalıdır ki Anayasadan aldığı güçle bağımsız olan RTÜK, hiçbir telkin ve yönlendirme ile iş ve işlemlerini yapmaz. Bunun aksini iddia edenler asıl niyetlerini saklayarak içlerinde var olan kendi despot emellerinin özlemiyle hezeyan içindedirler.
RTÜK'ü yanlı, kendinden görmediği medyayı da yandaş diye yaftalayan kimi kesimlerin medya özgürlüğünden bahsetmesi ise gülünç bir tavrın ötesine geçmemektedir.
Kendisinin dışındaki herkesi düşman görerek aşağılamayı ve karalamayı alışkanlık haline getirenlerin bu yaptıklarını ifade ve basın özgürlüğü kılıfı içine sokmaya çalışmalarını anlamak mümkün değildir. RTÜK, dün olduğu gibi bugün de halkı kandırmaya çalışan, istismar eden sözde yayıncılık yapanlara karşı hiçbir taviz vermeyecektir.
Radyo ve Televizyon Üst Kurulu milletinin yanında ve hizmetkarıdır.
RTÜK, bundan önce olduğu gibi bundan sonra da devletin ve milletin bölünmez bütünlüğünü önceleyen, milli ve manevi değerlere saygılı, başta Cumhuriyetimiz banisi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere devlet büyüklerimizi karalamaya çalışmayan ve hakaret etmeyen, kadına şiddet ve çocuk istismarı konusunda sıfır toleranslı, çocuklarımızın ruhsal ve fiziksel gelişimlerini dikkate alan yayınların yanında; aksi tutum ve davranıştaki yayınların karşısında olmaya devam edecektir.
Radyo ve Televizyon Üst Kurulumuz Anayasa ve milli iradenin tecelligahı olan yüce Meclisimiz tarafından yapılmış olan kanunlar çerçevesinde milleti ve devletine olan sorumluluğuyla hiç korkmadan ve çekinmeden görevini bihakkın yerine getirmeyi sürdürecektir.
Ali Öztunç'tan tepki: Zabıtayla mı darbe yapacak CHP?
RTÜK eski üyesi ve CHP Kahramanmaraş Milletvekili Ali Öztunç, RTÜK'ten yapılan açıklamaya tepki gösterdi. halktv.com.tr'ye konuşan Öztunç, RTÜK'ün uygulamalarında çifte standart gösterdiğini belirterek; "A Haber her gün Kemal Kılıçdaroğlu'na, muhalefet milletvekillerine her türlü hakareti ediyor. Bırakın hakareti küfür ediyor. Ama A Haber'e bir tane ceza vermiyor." ifadelerini kullandı.
Öztunç'un açıklaması şöyle:
Kimse darbe lafını ağzına almıyor, darbe çığırtkanlığı yapmıyor. Sadece AK Partililer 'darbe' diyor. Ne darbesi? Darbeyi yapacaksa elinde silah olan yapar, zabıtayla mı darbe yapacak CHP?
RTÜK laf kalabalığı yaparak, kurduğu baskıyı örtmeye çalışmış. Devlet büyüklerine hakaret etmiyor kimse. Eğer buna ceza verilecekse A Haber her gün Kemal Kılıçdaroğlu'na, muhalefet milletvekillerine her türlü hakareti ediyor. Bırakın hakareti küfür ediyor. Ama A Haber'e bir tane ceza vermiyor. Bir tek devlet büyüğü Recep Tayyip Erdoğan mı? Ana muhalefet partisinin genel başkanı devlet büyüğü değil mi? Protokolde yeri ver ama ona hakaret ediliyor, hepimize, bütün muhalefet milletvekillerine bu kanallarda her gün küfür ediliyor. Bunlara ceza verilmiyor. Ama başka kanallarda en ufak eleştiri yapılınca ceza kesiliyor. Üstelik Recep Tayyip Erdoğan'a hakaret de yok, burada eleştiri var. RTÜK'ün önce eleştiri ve hakareti ayırması gerekiyor. Eleştiriye ceza verilmez, her yerde ve herkese yapılabilir. Hakarete ceza verilir.
Kimseden talimat alınmaz diyor, ben eski RTÜK üyesiyim, RTÜK üyesi AK Partililerin hangi bakanlardan, Saray'dan nası talimat aldıklarını çok iyi biliyorum. Geçsinler o işi. Birebir Saray'dan talimat alarak iş yapıyorlar. Saray'ın sopası olarak görev yapıyorlar. Öyle laf kalabalığı yaparak da günahlarını kapatamazlar.
RTÜK, yayın kuruluşlarını bir sürü suçla itham etmiş. RTÜK görevi yayın kuruluşlarına itiraf atmak, hakaret etmek değildir. RTÜK görevini iyi yapamadığı için, aynı zamanda üyeleri de talimatla iş yaptıkları için bu tip açıklamalarla konuyu kapatmaya çalışıyorlar.