15 Temmuz'daki darbe girişiminin üzerinden altı yıl geçti. Kalkışmayı gerçekleştiren FETÖ'cü cunta, Adil Öksüz'ün şaibeli şekilde serbest bırakılmasını saymazsak, kıskıvrak ele geçirildi.
15 Temmuz'a ilişkin 58 şehirde 289 dava sonuçlandı.
8725 kişi yargılandı, 4891'i ceza aldı.
Türkiye Büyük Millet Meclisinde (TBMM) kurulan 15 Temmuz araştırma komisyonu raporu ise yayınlanmadı. Oysa komisyon 4 Ekim 2016'da bütün partilerin ortak imzası ile kuruldu. Dönemin AK Parti Burdur Milletvekili Reşat Petek'in başkanlığındaki komisyonun tam adı şöyleydi:
"Fethullahçı Terör Örgütünün 15 Temmuz 2016 Tarihli Darbe Girişimi İle Bu Terör Örgütünün Faaliyetlerinin Tüm Yönleriyle Araştırılarak Alınması Gereken Önlemlerin Belirlenmesi Amacıyla Kurulan Meclis Araştırması Komisyonu"
Yaklaşık 4.5 ay faaliyet gösteren komisyon 22 toplantı yaptı. Dönemin Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar ve MİT Başkanı Hakan Fidan dışında asker, polis, bürokrat, siyasetçi ve gazetecilerden oluşan 141 kişiyi dinledi.
Komisyon 26 Mayıs 2017'de raporunu açıkladı.
Petek, iki cilt halinde basılan raporu 12 Temmuz 2017'de o dönemin TBMM Başkanı İsmail Kahraman'a sundu.
Gel gör ki...
Aradan geçen altı yıla rağmen yayınlanmadı.
TBMM'nin sitesinde 'Geçmiş dönem meclis araştırması komisyonları önerge bilgileri' bölümünde şu cümle yazıyor: "Raporunu vermedi (Hükümsüz)"
TBMM'nin hükümsüz saydığı rapora yalnızca Petek'in internet sayfasından ve birkaç siteden ulaşılabiliyor. Bu yüzden her 15 Temmuz'da "Rapora ne oldu?" diye soruluyor.
Bu soruyu Petek'e yönelttim.
2018 yılında siyasetten çekilen, gördüğü tedaviden ötürü dört yıldır demeç vermeyen Petek, sorularımı yanıtladı.
Rapor neden yayınlanmadı?
Onu TBMM Başkanı Mustafa Şentop'a sorabilirsiniz. Veya İsmail Kahraman'a... Biz Kahraman'a teslim ettik. (Rapor) Tekemmül etti. Ama meclis genel kurulunda görüşülmedi. İşin özeti bu.
Yani, rapor basıldı fakat yayınlanmadı.
Meclis Başkanlığı'na teslim ettik. Neyi? Fiziken basılmış raporu.
Basan TBMM değil mi?
Tabi, ben bastırmıyorum. Biz teslim ettiğimizde görev sona ermiş oluyor. Ondan öte bir şeyi meclis başkanımızın söylemesi lazım. Ben 26. dönemin milletvekiliyim. Benim dönemimde görüşülmedi. Bir dönemde rapor görüşülmezse sonraki döneme intikali diye bir şey yok.
Görüşülmemesi ne anlama gelir?
Görüşmede oylama yapılmaz. Partiler adına raporu değerlendiren konuşmalar yapılır. Başkan olarak takdim konuşmam olurdu, görüşülseydi. Böylece genel kurulda görüşülmüş olurdu. Şu an tekemmül etmiş, fakat genel kurulda görüşülmemiş bir rapor var.
Yok hükmünde midir?
Bu durumu meclis başkanımıza sormanızı istirham ederim. Ben bir şey söylemeyeyim. Şu an iki cilt halinde rapor var ama dediğimiz gibi genel kurula.... O da komisyonun takdiri değil, meclis başkanlık divanın takdiriyle genel kurula indirilmemiştir. Niye inmemiştir? Ben bilmiyorum.
Bir tahmininiz var mı?
Onu İsmail Kahraman'a sormak lazım.
Kırgın mısınız?
Şunu söyleyeyim: Meclisin web sitesinde 'Komisyon raporu vermedi, hükümsüzdür' diye bir cümle yazılı. Bu tarihi gerçekleri tersyüz eden bir açıklama. Böyle bir şey yazılmaması lazım. Doğru değil. Gerçeği yansıtmıyor.
Raporunuz AK Parti tarafından rahatsız edici mi bulundu?
Böyle bir yoruma katılmam.
Genel kurulda görüşülmeyişinin nedeni ne?
Mekanizma nasıl işledi, bilmiyorum.
Sordunuz mu?
Yok, hayır. Sadece 'Komisyon raporunu vermedi' şeklindeki yazının gerçeği yansıtmadığını, bunun düzeltilmesi gerektiğini yetkililere ilettim.
Kime?
İki başkana da.
Ne dediler?
Raporu 2017'de verdik. Beş yıl olmuş. Bundan öte detay... Yazılı kaynaklara bakmak lazım.
Ne yanıt verildiğini hatırlamıyor musunuz?
Kahraman, "Devlette devamlılık esas, başkan değilim, şu anki yönetimin cevaplaması gerekir" dedi, rapor kayıp haberleri çıkınca. Bu konuyu Şentop'a ilettim. İlgileneceğini söylediler. Dönüş olmadı.
AK Parti Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş'ın raporun yayınlanmaması yönünde çabası olduğu iddiası doğru mu?
Bilgim yok.
Rapordan sonra neden siyasi hayattan çekildiniz?
Kendi isteğimle ve sağlık nedenlerimden dolayı milletvekili adayı olmadım.
Çabanızın yok hükmünde sayılması sizi incitti mi?
Tek rahatsız olduğum şudur: Altı yıl oldu. Bir süre sonra "TBMM'nin bir komisyon raporu vardı, ne oldu?" diye araştırmaya kalkanlar "Böyle bir rapor verilmedi" cevabıyla karşılaşırsa bu tarihi gerçeklere uymaz, beni rahatsız eder. FETÖ yapılanmasını, ihanetini, nasıl sızdığını devlet kaynaklarıyla ortaya koyan bir rapordu. İstifade edileceğini düşünüyorum. FETÖ ile mücadelede önemli bir kaynak.
Ama kamuoyu rapordan yararlanamıyor. Devlet 'Böyle bir rapor yok' diyor.
Biz görevimizi yaptık. Meclis başkanının da yapması gerekiyor.
Raporun yayınlanmasını Mustafa Elitaş mı engelledi?
Halen AK Parti üyesi olan eski bir milletvekili "TBMM'nin en iyi raporlarındandır" dedi, telefon sohbetimizde.
"AK Parti'nin lehineydi. FETÖ'nün AK Parti'nin çok daha öncesinden beri süregelen bir örgütlenme olduğu ortaya kondu" diye ekledi.
"O halde neden yayınlanmadı?" diye sordum.
Şöyle devam etti:
"Komisyonun bir evresinde Elitaş devreye girdi. Özel çaba sarf etti raporun yayınlanmaması için. Meclis başkanına baskı yaptı. Reşat Petek, yayınlanması gerektiğine dair ısrar etmesine rağmen Elitaş her seferinde devreye girdi."
"Neden?" diye sordum.
Dedi ki:
"Hiçbir neden söylemedi. Normalde komisyon üyelerine açıklama yapması lazım, şu nedenlerden sakıncalı görüyoruz, diye."
AK Partili kaynağım, komisyon üyesi olan AK Partili bir milletvekilinin Cumhurbaşkanı Erdoğan'a, "Raporun yayınlanmasını engellemeye çalışıyorlar. Lütfen, yayınlansın" diye haber mesaj gönderdiğini anlatıyor. Kaynağım, "Cumhurbaşkanı da ikna edildi. Rapor kadük oldu" diyor.
Yineledim: "Elitaş, neden engellesin?"
Şunları söyledi:
"Elitaş, Kayseri'de FETÖ'cüleri karakoldan, savcının elinden alan bir adam. Epey bir FETÖ'cü kurtardı. Bu rapor, FETÖ'nün ipliğini A'dan Z'ye pazara çıkarıyordu. Bu adam özel çaba gösterdi. Altını çiziyorum. Cumhurbaşkanını da ikna etti."
.
15 Temmuz'da direnen vekile 'Kendini ateşe atma' diyen AK Partili kim?
Türkiye'de Cumhurbaşkanı Erdoğan neyse Rize'de AK Parti kurucu il başkanı Hasan Karal da bir zamanlar oydu. AK Parti'de üç dönem Rize Milletvekili olan Karal, şimdilerde DEVA'da Ali Babacan'ın Genel Başkan Yardımcısı.
Karal, dün üç kritik tweet attı.
15 Temmuz'da Ankara'da olup 'acil' kodlu çağrıya rağmen TBMM'ye gitmeyen veya illerinde meydana çıkmayan AK Partili milletvekillerinin araştırılmasını istedi. Bunlardan milletvekili yapılan ve partinin üst yönetimine getirilenler olduğunu ifade etti.
Hemen Karal'ı aradım.
"15 Temmuz'da siz neredeydiniz?" diye sordum.
Rize'deymiş.
İstanbul Boğaz Köprüsü'nde görev yapan Rizeli polisin "Jandarma silahımızı alıyor" telefonuyla darbeyi öğrenmiş. Bir grup partili ile silahlanarak, Rize İl Jandarma Komutanlığı'na gitmiş. Kimseler yokmuş. Bu sırada telefonu çalmış.
Karal:
"Bir milletvekili aradı. Dedi ki, 'Nerdesin?' 'Şu an alayı basıyorum' dedim. 'Çok ileri gitme, bakarsın ilerleyen saatlerde hava değişir. Kendini ateşe atma' dedi. Ben 'Şerefsizlik yapma! Alçak herif! Ne biçim konuşuyorsun!" diye tepki gösterdim."
Karal, o tarihte milletvekili olan bu kişinin şu an AK Parti'de üst düzey yöneticilik yaptığını öne sürüyor. Bu kişiyi partiye bildirdiğini anlatıyor.
Karal, "Adam ödüllendirildi!" diyor.
Şöyle devam ediyor:
"O akşam TBMM'ye gelmeyen milletvekilleri arasında bugün partide ve bürokraside yönetici olanlar var. Şöyle mazeret bildirdiler: 'Dışarı çıkamadık ve bomba altındaydık.' Hepsi de meclise uzaklıkları 10 dakikayı geçmeyen evlerde oturuyor. Gitmediler kardeşim."
Sordum.
- Niye gitmediler?
Karal:
"Risk almak istemediler. Geçmişlerini karıştırdığımız zaman örgütle bağlantıları var. Daha önce illerinde ve ilçelerinde örgütte yöneticilik yapmışlar. Erdoğan, 'Çocuklarınızı bunların okullarından alın' dediği zaman 17-25 Aralık'tan sonra milletvekilleri ve bakanlardan çocuklarını okullardan almayanlar, 'Psikolojisi bozulur' diye bir sene daha okutanlar vardı. Bunlar bakandı, bakan. Milletvekiliydi. Hala Ak Parti'deler. Kimi belediye başkanı, kimi milletvekili. Bizim AK Parti'yi niye bıraktığımızın sebepleri bunlar. Sapla saman birbirine karışmış. Yalandan FETÖ-Metö mücadelesi! O akşam MHP'nin attığı tweti biliyorsunuz, kimse sokağa çıkmasın diye. Şimdi Tayyip beyle beraber Millet İttifakı'na sallıyorlar. Çıldırıyorum."
.
Akşener'e 26 yıl sonra ulaşan akrostişli şiir
Bugün İyi Parti lideri Meral Akşener'in doğum günü.
Akşener, 65 yaşını kutluyor.
Dün geceden beri partililer mesaj yayınlıyor.
Ancak Akşener'i sevindiren en güzel armağan geçen hafta eline ulaştı.
26 yıl önce yazılmış akrostişli bir şiir bu.
Akşener, 1996'da İçişleri Bakanlığı koltuğuna oturduğunda o tarihte başkomiser olan Nizamettin Çağlar, duyduğu sevinci dizelere döktü. Gel gör ki 'Bakan Oldunuz' başlıklı şiirini Akşener'e vermesi mümkün olmadı. Çağlar, 2003'te vefat etti. Yadigar bıraktığı şiir Emniyet Müdürü olan kızı Leyla Çağlar Bozat tarafından saklandı.
Bozat, geçenlerde İyi Parti Adana Milletvekili İsmail Koncuk'u arayarak, babasının şiirini Akşener'e gönderdi. Böylece şiir 26 yıl sonra sahibine ulaştı.
Çok duygulanan Akşener, Bozat'ı arayıp teşekkür etti.
İyi Partililer "Bakanken yazılan şiir iktidara yürürken geldi" diyor.
Çağlar'ın akrostişli şiiri şöyle:
Murat etmiş mevlam, bakan oldunuz
Engelleri bir bir aşarsın elbet
Ruhun isteğini mutlak buldunuz
Afitab-ı aşkla koşarsın elbet
Leyl-ü nehar çalış, yardımcın Allah
Aşk ile muvaffak olursun vallah
Kem gözden yaradan korur inşallah
Şelale misaki coşarsın elbet
Elbette başkanın bir şey biliyor
Nasib-i vatandır, gayret istiyor
Endişen olmasın millet var diyor
Ruh-u engininle taşarsın elbet