halktv.com.tr'den Hazar Dost, mahkemenin verdiği kararın belgelerine ulaşırken belgelerde istismarcı erkek, eşi olduğunu söylediği çocuğun yaşının 13 olmadığını, doğum tarihinin geç yazıldığını iddia etti. 8 yıldır Türkiye'de yaşadığı bilinen erkek, işlediği fiilin Türkiye'de suç olmadığını söyledi.
Yerel kaynakların aktardığına göre ise mağdur çocuk sanıkla Mersin'de düğün yapılarak evlendirildi.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 20'nci Ceza Daresi'nin daha önce bilirkişiden aldığı görüşte, Suriye'de işletilen kanunun detayları verilirken çocuk evliliğin ülkede hakim gözetiminde mümkün olduğu, 13 yaşını dolduran ve ergenliğe girilmesi halinde çocuk evlilikte hamile kalmanın suç olmadığı görüşü yine bu mahkemede kullanıldı.
Mahkeme, 13 yaşındaki mağdur çocuğun, Türkiye'ye geliş tarihini esas alarak 13 yaşını doldurmuş olduğunu belirtti ve "Suriye yasalarına göre bir aykırılık yoktur" dedi.
23 yaşında olduğu bilinen sanığın ise ''Suç olduğunu bilmiyordum" beyanlarını 'samimi ve inandırıcı' bulan mahkeme, sanığa ceza verilmesine yer bulunamadığına hükmetti.
Mahkeme evraklarına göre mağdur çocuk, sanıktan şikayetçi olmadı ve rızası dahilinde evlendiğini kabul etti.
CHP'li Alpay Alpmen: Bizim çocukları, vatandaş ayırt etmeden koruma yükümlülüğümüz var
Cumhuriyet Halk Partisi Mersin Milletvekili Alpay Antmen, mahkemenin verdiği kararı, "Bu suç Türkiye'de işlenmişken mahkeme Suriye'de işlenmiş gibi karar verdi. Bizim yasalarımızda çocuk evlilik yaşı mahkeme yaşıyla en fazla 15'e kadar inebiliyor. Bu nedenle mahkeme verdiği kararla suçu aklamaya çalışmıştır" diye değerlendirdi.
'Türkiye'de başka ülke kanunlarını işletmek skandal"
"Türkiye'de Suriye kanunları işletilerek bir skandaldır. Bu mahkeme, aklı sıra çocuk yaşta evliliklerin önünü açmaya çalışmıştır" diyen Alpmen, Türk milleti adına böyle bir karar verilemeyeceğini belirtti. Türkiye'nin çocukları, vatandaşlık ayırt etmeden koruma yükümlülüğü olduğunu hatırlatan Alpmen, "Bu karar, Suriyeliler için evliliği legal hale getirir. İstismarın artmasına neden olur" diye konuştu.
Kamu hukukçusu Dr. Cemil Ozansü ise mahkemenin verdiği kararı 'hukuki hata' olarak değerlendirirken "Böyle büyük suçlardan uygulanabilecek bir kanun değil bu. Ama Türkiye'nin bir mülteci politikası olmadığı için böyle davaları 'hukuki hata' olarak değerlendirerek kararlar veriyor. Mahkemeler, böyle şeyleri yaparsa Türkiye'nin hukuk birliğinin bozulmasına, medeni kanunun bütünlüğü bozulmasına neden olur" dedi.
"'Şeriat dediğimiz şey böyle girer hayatımıza" diyen Ozansü, AKP iktidarının icat ettiği 'haksızlık yanılgısı' adlı kanuna dair "Yurt dışında gelenler kaçınamayacağı bir suç işlediyse cezasızlık modeli icat edildi. Fakat öldürme, istismar gibi suçlarda bu kanunu uygulamak mümkün değildir. Fakat çıkmaz girdiler. Çünkü milyonlarca başka ülkeden göçmen var. Bu insanları laik, sosyal, hukuk düzenine nasıl ikna edeceğinin bir politikası yok. Yakın zamanda Türkiye'de başka kanunların geçerli olduğu bir paralel hukuk sistemi olabilir. Bu kapıyı bir kere açtığınız zaman oradan herkes geçer. Bu nedenle böyle kararlar çok hukukluluğa götürecektir bizi" diye konuştu.