14 Ekim’de Bartın’ın Amasra ilçesinde bulunan TTK’ye ait madende meydana gelen grizu patlaması, 41 madencinin ölümüne, 11’inin ise yaralanmasına neden oldu. Türkiye tarihinin gördüğü en büyük maden kazalarından olan Amasra’daki maden ocağı hakkında Sayıştay’ın 2017 ve 2019’da yayımladığı rapor, kazanda ihmal olabileceği kuşkularını güçlendirmişti.
Eşlerini, çocuklarını, kardeşlerini, arkadaşlarını kaybeden madenci yakınları, ihmallerin araştırılmasını isterken Mehmet Bulut’un eşi Buse Bulut, “Kesmeyin, sansür yaparlar, yapmayın” demişti.
halktv.com.tr'nin gündeme getirdiği açıklamalarda Bulut ayrıca, “11 aylık bebeğim içerde ‘baba baba’ diyor. Hiçbir şeyden haberi yok. Öldürdüler. Üstünü örtmelerine izin vermeyin" diyordu.
Buse Bulut’un gazetecilere yönelik “Kesmeyin” feryadı, bağımsız medyada karşılık bulurken AKP’ye yakınlığıyla bilinen A Haber ve Sabah’ta açıklamalarının kesildiği anlaşıldı.
A Haber’in haberinde Bulut’un, “5-6 ay önce şehit videoları izliyordu. Keşke bana da nasip olsa diyordu. Saçmalama dedim. Ben ne yaparım. Şehit oldu kocam duası kabul oldu. Benim bebeğim babasını tanımayacak. Ben ölseydim. Ben nasıl gülerim artık” dediği belirtilirken ihmallerden ve eşinin madendeki kokudan bahsettiği kısım koyulmadı.
Sabah’taki haberde ise Bulut’un “Ben bittim. Ben nasıl koyayım şu kutunun içine ben nasıl toprak atayım. Ben yandım benim bebeğim evde baba baba diyor ben bittim. 25 yaşında benim hayatım bitti. Ben ölseydim keşke. Gitme işe bugün dedim içime doğmuş gibi. Yok aşkım haftanın son günü gideyim dedi paramız kesilmesin boş yere dedi. Kızıma doğum günü yapacaktı yer tuttu bir ay vardı” ifadelerine yer verilirken eşinin ölümünde ihmal olabileceğine dair isyanına yer verilmedi.