Türkiye’yi ziyaret eden Libya Genelkurmay Başkanı Orgeneral Muhammed Ali Al-Haddad ve beraberindeki heyeti taşıyan özel jet, Haymana Kesikkavak mevkisinde düştü.
Yeni bilgilere göre, pilot arızayı fark eder etmez havalimanı kulesiyle iletişime geçerek Esenboğa Havalimanı’na acil iniş yapmaya çalıştı. Ancak pilotun arızayı tespit edip kuleye bildirmesi ile kazanın meydana gelmesi arasında yalnızca iki dakika olduğu belirlendi.
Uçağın kara kutusu ve ses kayıt cihazı da enkazdan çıkarıldı. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı yetkilileri ile Libya’dan soruşturmaya katılmak üzere gelen heyet ve jandarma ekipleri, enkaz alanında incelemelerde bulundu.
İKİ DAKİKA SONRA...
Hürriyet yazarı Abdulkadir Selvi, Libya heyetinin Ankara'da düşen uçağına ilişkin olarak son gelişmeleri kaleme aldı.
Kule ile pilot arasında geçen konuşmaları da aktaran Selvi'nin yazısında, "20.17’de havalanan uçak önce 20.31’de sonra 20.35’te acil durum bildiriyor. Pilot 2 dakika boyunca uçağı kurtarmaya çalışıyor. Ama başarılı olamıyor. Uçak 20.38’de düşüyor. İki dakika süren o çaba şöyle gerçekleşiyor Fransız pilot acil durumdan yani, ‘Emergency’den bir önceki durumu harekete geçiriyor. Uçak, saat 20.31’de 32 bin feetteyken PAN-PAN, PAN-PAN, PAN-PAN deklare ederek Yaklaşma Kontrol Ünitesi’yle geri dönüş için temas kuruyor. Saat 20.36’da pilotun sesi zor duyulur hale geliyor. İki dakika sonra, 20.38’de radar ekranında uçak kayboluyor" dedi.
Pilotla, Esenboğa kule arasında ilk olarak şu diyalog yaşanıyor:
Kule- Neyin var?
Pilot- Genel elektrik arızası.
Kule- Tekrar et.
Pilot- Genel elektrik arızası.
Kule- Esenboğa Havalimanı’na dönmek
ister misin?Pilot- Dönerim.
Kule- Dön.
Pilot- Tamam.
Kule- Pisti boşalttık, hazırız.
Uçağın ekranları gitti
Bu konuşmadan sonra Esenboğa kulede uçağın inişini yönetmesi için hava yaklaşma birimi devreye girdiğini belirten Selvi, "O sırada pilot, elektrik arızası nedeniyle uçağın içindeki ekranların gittiğini söylüyor. Ekranları göremediğini belirttikten sonra, 'Beni görüyor musunuz?' diye soruyor. Hava yaklaşma birimi, 'Seni görüyorum. 32 bin feet’tesin. Esenboğa Havaalanı’nın pistlerini boşalttık, alçal' diyor" açıklamasında bulundu.
ESENBOĞA'YA İNMEK İSTEMİŞ
Selvi'nin yazısında şu ifadeler yer aldı:
"O andan itibaren Esenboğa Havalimanı’nda pistteki uçaklar çekiliyor. Pist boşaltılıyor. Ve Esenboğa Havalimanı iniş ve kalkışlara kapatılıyor. Yaklaşan uçaklar Kayseri ve Konya’ya yönlendiriliyor. Pist, uçağın inişi için hazır hale getiriliyor. Arıza uçak kalktıktan 16 dakika sonra Konya Kulu üzerinde tespit ediliyor. Esenboğa Havalimanı’na ulaşması için uçak sola döndürülüp Haymana üzerinden yaklaşması sağlanıyor. Hava yaklaşma birimi, uçağın sola dönüp Haymana üzerinden Esenboğa’ya inmesi için yardımcı oluyor. O sırada uçak burnunu sola kırıp 15 bin feet’e iniyor.
Esenboğa kule ile pilot arasındaki telsiz konuşmalarından Fransız pilotun soğukkanlı bir şekilde hareket ettiği gözleniyor. Telsiz konuşmalarından pilotun tam 2 dakika boyunca uçağı Esenboğa Havaalanı’na indirmek için çaba gösterdiği anlaşılıyor.
GÖKYÜZÜNDE ALEV TOPU GÖRDÜLER
Kule ile pilot arasındaki konuşmalar 2 dakika sürüyor. Pilot, 'Düşüyoruz' demiyor. Belki de demeye fırsat bulamıyor. Uçaktaki arızanın tespit edilmesi ile uçağın düşmesi arasında 2 dakika geçiyor. Bu 2 dakika sırasında pilot bir yandan Esenboğa kule ile irtibat kuruyor, diğer yandan uçağı kurtarmak için çaba sarf ediyor. Uçak, 20.38’de radardan çıkıyor. Uçağın düştüğü İkizdere köylüleri o sırada büyük bir patlama sesi duyduklarını ve gökyüzüne bir anda bir alev topunun yükseldiğini anlatıyorlar. O anda düştüğü anlaşılıp diğer birimler harekete geçiriliyor."