Bir baba çocuğunun Kuran Kursu'nda terlikle ve tokatla dövülmesini normal karşılar mı?
Bu acımasızlığı duyup bildiği...
Oğlunun arkadaşlarının tecavüze uğradığını...
'Haydar' adlı sopayla, rahleyle, Atatürk portresinin çerçevesiyle dayak yediğini ve aç bırakıldığını öğrendiği halde şikayetçi olmaz mı?
Olmazmış meğer!
16 aileden ikisi
Erzurum Hacı Bahattin Evgi Yatılı Erkek Kuran Kursu'nda belletmen H.A. tarafından iki çocuğa tecavüz edilmesine, beş çocuğa cinsel istismarda bulunulmasına ilişkin Erzurum 4. Ağır Ceza Mahkemesi'nde dava açılmıştı.
H.A., 16 çocuğa eziyet ve silahla tehditten de Erzurum 7. Asliye Ceza Mahkemesi'nde yargılanıyor. Bu davanın ilk duruşması 13 Mayıs'ta görüldü.
Saldırgan H.A., ifadesinde "Kimseyi tehdit etmedim. Hiçbir çocuğa vurmadım ve küfür etmedim" dedi.
Davaya 16 çocuktan ikisinin ailesi katıldı.
Onlardan biri de E.'nin babası Y.
Baba Y., şunları söyledi:
"Çocukları 'Ailenize anlatırsanız öldürürüm' diye tehdit etmiş. Hırsızlık için markete zorla göndermiş. Toplu halde porno film izletmiş. Defalarca dövdüğünü oğlum söyledi. Eşim oğlumu banyo yaptırırken sırtında yara olduğunu görmüş. Çocuğum 'Ranzadan düştüm' demiş. Sonra oğluma sorduğumda, kursta rahle ile sırtına vurulduğunu öğrendim. Oğlum sanığın kendisine defalarca tokat attığını ve sopayla vurduğunu söyledi."
Altı kez terlike dövmüş!
M.'nin babası S. ise çocuğunun şiddete uğradığını kabul ettiği halde şikayetini çekti. Bana S., utanç verici bir ifade verdi.
Şöyle dedi:
"Çocuğum sanık tarafından kendisine birkaç kez terlikle ve tokatla vurulduğunu söyledi. Kuran kursu olduğu için biz bu durumu normal karşıladık. Oğluma karşı başka eylemi olmamıştır. Davacı ve şikayetçi değilim."
Oysa 11 yaşındaki oğlu M., ifadesinde "H.A.'nın, ders çalışmadığında ve yaramazlık yaptığında kendisine altı kez terlikle vurduğunu" söyledi. M., beş arkadaşının yaramazlık yaptığı için sopa ve terlikle dövüldüğünü de anlattı.
Babanın duruşmadaki ifadesi üzerine M'nin avukatı Seda Aydemir vekillikten çekildi.
Bu yargılamanın Erzurum 4. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki cinsel istismar davası ile bağlantılı olduğu ve iki dosyanın birleştirilmesi için muvafakat verilip verilmeyeceği hususunun diğer mahkemeye sorulmasına karar verildi.
Duruşma 15 Haziran'a bırakıldı.
Müftüye plaket
Yeniden sorayım.
Bir baba çocuğunun Kuran Kursu'nda terlikle ve tokatla dövülmesini normal karşılar mı?
Haysiyeti çürüdüyse karşılar.
Baba S., ya Kuran kurslarında, tarikat dergahlarında, merdivenaltı tekkelerde "Allah" diye diye istismara kalkışanların sırtını dayadığı bir inanç kölesidir. Bu yüzden oğlunu terlikle altı kez döveni ve oğlunun arkadaşlarına tecavüz edeni affedebiliyor.
Ya da bir siyasetçi, bürokrat, yerel idareci tarafından iş ve para vaadiyle susturulmuştur ve ondan ötürü şikayetini geri çekiyor.
Dahası...
Hacı Bahattin Evgi Yatılı Erkek Kuran Kursu'nda tecavüz ve şiddet nedeniyle ihmali görülerek görevden alınan eski Palandöken Müftüsü Abdulhalim Acar'a müftülük çalışanları ve Kuran kursu hocaları tarafından veda programı düzenlendi. Hatta Acar'a, katkılarından ötürü plaket verildi!
RTÜK, Erzurum'daki utancı dile getirdiği ve ekranlarına taşıdığı için Halk TV, Tele 1 ve KRT'ye ceza kestiğine göre sanırım yalnızca bizler suçluyuz. Şu halde kendimi ihbar ediyorum: Bir hafta sonra, 31 Mayıs günü Erzurum 4. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülecek olan tecavüz yargılamasını izlemek üzere duruşma salonunda olacağım. Aynı suçu yine işleyeceğim.
O baba normal karşılayabilir.
Ben karşılamıyorum.
Vali Karaloğlu'nun başını 'Kürdistan' albümü mü yaktı?
Geçen 10 valinin yeri değişti, dokuzu merkeze çekildi.
Şu üçü asla beklenmiyordu ve sürpriz isimlerdi:
Diyarbakır Valisi Münir Karaloğlu, Şanlıurfa Valisi Abdullah Erin ve Van Valisi Mehmet Emin Bilmez.
Bilhassa Karaloğlu ile İçişleri Bakanı Soylu'nun ilişkisinin gergin olduğu biliniyordu. Ancak Rizeli Karaloğlu'na dokunmak mümkün olmamıştı. Ta ki Erbil Valisi Omid Xoşnav'ın Karaloğlu'na 'Kürdistan Albümü' hediye ettiği güne kadar.
İddiaya göre MHP İl Başkanı Cihan Kayaalp, bu olayı MHP Genel Merkezi'ne taşıdı. Bahçeli'nin danışmanı Yıldıray Çiçek, parti gazetesi Türkgün'de Karaloğlu'na tepki gösterdi.
Bir diğer iddiaya göre Soylu, Diyarbakır Anneleri'ne iftar yemeği verdi. Karaloğlu ise Kayaalp'i davet etmedi. Soylu, Kayaalp'i bizzat çağırdı.
Karaloğlu'nun merkeze çekilmesini, AK Parti'de Kürt kimliğiyle öne çıkan üst düzey bir yetkiliye sordum.
Karaloğlu'nu överek, şöyle dedi:
"Şehirde kendisini sevdirdi. Kürtçe'nin yaşatılmasıyla ilgili samimi bir gayreti vardı. Hakkında kimse kötü bir şey söyleyemez. Büyük hizmetler etti. Rize ve Trabzon kardeşlikleri geliştirdi. Diyarbakır turist kaynıyor onun sayesinde. Şehri canlandırdı."
"Bu yüzden mi merkeze çekildi?" diye sordum.
Şu yanıtı verdi:
"AK Parti il teşkilatıyla sıkıntılıydı. Birileri şikayet etmiş. Karaloğlu, kendi doğruları olan biri. İl teşkilatı onu yönetemediğini düşündü."
Aynı şekilde Vali Erin'in merkeze çekilmesi de Şanlıurfa'da hayal kırıklığı yarattı. AK Parti Milletvekili Ahmet Eşref Fakıbaba, karardan ötürü çok üzgün olduğunu vurgulayarak, şunları söyledi:
"Neden merkeze çekildiğini bilmiyorum. Çok sevdiğim bir arkadaştı. Hakikaten çok faydalı olabilecek ve herkesi kucaklayan bir insandı. İyi hizmet verdi. Zor zamanlarda bile... Hatta kalsın diye şey yaptım ama bırakılmadı. Çok üzgünüm. Keşke bu kadar çalışkan, pırıl pırıl, namuslu bir insan daha faydalı olabileceği bir işte çalıştırılsaydı. Daha mutlu olurdum. Ama birşey söyleyemiyorsunuz sonuçta. Urfa'dan alınacaksa iyi bir yere verilmesi hoş olurdu."
AK Parti Milletvekili İbrahim Halil Yıldız'ın ailesinin HDP'li Şenyaşar Ailesi'nden üç kişiyi öldürmesi ile bu merkeze çekmenin ilgisinin olup olmadığını sordum.
"Zannetmiyorum. Olsa daha önce olurdu" dedi.
Karaloğlu'nun Kürtçe'ye yaklaşımı olumlu bulunurken, Erin'in Mardinli, Bilmez'in Bingöllü olması dikkat çekiyor.