Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 'nass' inadı yüzünden dövizdeki yükseliş inşaat sektörünü vurdu. İnşaat maliyetlerinin yükselmesi ve gayrimenkulün en karlı yatırım aracına dönüşmesi, konut ve kira fiyatını katladı.
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, 1 Temmuz 2023'e kadar yenilenecek kira sözleşmelerinde belirlenecek artış oranının, önceki yıl ödenen miktarın yüzde 25'ini geçemeyeceği yönünde düzenleme yapılacağını duyurdu.
Aynı sırada İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne bağlı İstanbul Konut İmar Plan Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi'nin (KİPTAŞ) Genel Müdürü Ali Kurt'un bir tweetini gördüm.
Şöyle yazmıştı:
"Kira artışına yüzde 25 sınır uygulanamaz!
Fahiş artışlar zaten ciddi sorunlara yol açtı.
Bu uygulama ile davalar artar.
Ev sahipleri kiracıları çıkarmak için farklı yöntemlere başvurur.
Yeni krizlere yol açar."
Paylaşımı üzerine Kurt'u aradım.
Yüzde 25 düzenlemesinin niye uygulanamayacağını, ev sahipleri ve kiracılar arasında ne tür çatışmalar yaşanabileceğini ve çözüm önerilerini sordum.
Neden uygulanamaz?
Mesela, babamın bir dairesi var, kirasıyla geçiniyor. Kiraya nasıl zam yapıyor? Borçlar Kanunu'nun 344. maddesinde diyor ki, "Önceki yıl tüketici fiyat endeksindeki 12 aylık ortalamalara göre değişim oranını geçmemek şartıyla..." Şu an kaç? Yüzde 39. Sen 25 yaptın. 14 puan fark var. O zaman aradaki farkı devlet versin. Sen mal sahibinin parasıyla kiracıya artistlik yapıyorsun!
Bu sefer mal sahibi ne yapacak? Kiracıyı çıkarmaya çalışacak. Birçok yöntemi var. "Ben oturacağım" veya "Çocuğum oturacak" diyecek. Ya da kirayı bir gün geç yatırınca ihtar çekecek. İkinci ihtarı çekip tahliye davası açacak. Hayvan beslediğini iddia ederek, daireye zarar verdiğini söyleyebilir. Daireyi satar, yeni alıcı bir ay içinde tahliye davası açabilir. Hukuken mümkün. Kiracıyla mal sahibini karşı karşıya getiriyorsunuz.
Yüzde 25 yaptın, gitti. Madem yapabilecek iraden ve gücün var, o zaman kararname çıkar, de ki "Demirin fiyatını yüzde 5'e indirdim." Yapabiliyor musun? Yapamıyorsun. Bu onunla eşdeğer. Uygulanabilir değil.
Nasıl bir çözüm öneriyorsunuz?
Türkiye'de en büyük yatırım aracı gayrimenkul. Bu krizi çözmek için gayrimenkulün geçici bir süre yatırım aracı olarak kullanılmasının önüne geçilmesi lazım. İlk kez konut alacaklara vergi avantajı getirirsiniz. İkamet amaçlı olmayan ikinci ve üçüncü konutu olanlara kademeli vergi. Böylece insanlar kiraları fantastik artıramaz.
Evini akrabasının üzerine yapar. Nasıl takip edeceksiniz?
20 dairesi olan 20 adamın üstüne kayıt mı edecek? Sürdürülebilir değil ki. Yüzde 25'i nasıl takip edeceksiniz asıl? Mutlaka alternatif yollar arayacak vatandaş.
Ne gibi?
Mesela, yüzde 30'da anlaşacağım, 5 lirasını elden alacağım. Kayıt dışılığı teşvik etmiş olacağız.
KİPTAŞ olarak neden ucuz konut yaparak çözüm üretmiyorsunuz?
Maliyet arttığı için üretim yapamıyorum. Bir konutun metrekare maliyeti 8.500 TL- 10.000 TL arasında. 100 metrekarelik bir konut 2.5 milyon TL'ye geliyor. Sosyal konut yapılamaz.
Neden?
Devletin sübvanse etmesi lazım. Ben şirketim, kamu kurumu değilim. TOKİ değilim. KDV indirimi yaptılar satışı teşvik için. Kardeşim, sen malzemeyi ucuzlat. Malzemenin üretimi için sanayi kuruluşlarına teşvik ver. Hem istihdama katkı sağlarsın, hem maliyeti düşürürsün. İnşaat girdilerinin yüzde 8-18 arasında KDV'si var. KDV'yi sosyal konut ve kentsel dönüşüm projelerinde sıfırla. Maliyette yüzde 10-15 indirim sağlarsın.
Kira artışı için maliyeti düşürmemiz ve göçü düzenlememiz lazım. İstanbul da dahil, büyük kentler doğal eşiklerine kadar doldu. Yeni konut yapmak demek, Kanal İstanbul'un olduğu yeri imara açmak demek. Devletin elinde arsa kalmadı. Satışı teşvik edeceğine üretimi teşvik et. Bir sürü boş konut var. Devlet gelsin, kamulaştırsın.
TKP'ye göre Ümit Özdağ ile AK Parti gizlice anlaştı
Şu günlerde sosyalist solda hareketlilik yaşanıyor.
Türkiye Komünist Partisi, Sol Parti, Türkiye Komünist Hareketi ve Devrim Hareketi seçim ittifakı için anlaştı. Seçimlere girme yeterliliğine sahip olan ilk üç parti pusulada kendi amblemiyle temsil edilecek.
Geçen gün aralarında benim de olduğum bir grup gazeteciyle kahvaltıda buluşan TKP Genel Sekreteri Kemal Okuyan, "Görüştüğümüz başka sol unsurlar var. Biraz genişleyeceğiz" dedi.
Fakat Okuyan, cumhurbaşkanı adaylığı meselesinde uzlaşamadıklarını söyledi. Ortak aday çıkarmak istediğini kaydeden Okuyan, "Eğer mümkün değilse TKP, cumhurbaşkanı adayını çıkaracak" dedi.
"Tavrınız CHP'nin adayına bağlı mı?" diye sordum.
Şunları söyledi:
"Diyelim ilk turda iki aday var. Durum değerlendirmesi yaparız. Ama koşulsuz destek vermeyiz. Sol 'Ülkeyi yönetmeye adayım' demeli."
Okuyan, sol gruplarla yedili masayı kuran HDP'yi sertçe eleştiriyor.
TKP ile Sol Parti ve Emek Partisi'nin açıklanmak üzere olan işbirliğini sabote etmek için HDP'nin bu hamleyi yaptığını iddia ediyor. Okuyan, "Oy potansiyellerinden bağımsız olarak üç parti solu temsil yeteneğine sahip. 'Hayır' dedikleri iş olmaz. HDP açısından bu rahatsızlık vericidir" diyor.
Sosyalistlerin CHP ve HDP dışında bir alternatif kurması gerektiğini anlatan Okuyan, "HDP'nin domine ettiği bir şeyin parçası olmayız" diye konuşuyor. HDP'nin Amerikancı ve piyasacı olduğunu, laiklik bakımından geri bir çizgide durduğunu ileri sürüyor. Ayrıca HDP içerisinde "Bizimkiler AK Parti ile anlaşacak" diyenler olduğunu iddia ediyor.
Okuyan, Millet İttifakı'ndaki "Seçimi aldık" şeklindeki düşünceye karşı çıkarak, şöyle diyor:
"Nasıl bu kadar rahat oluyorlar, anlayabilmiş değilim. Erdoğan'ın elinde güçlü kartlar var. Geçen yıl 'Erdoğan oyun kurmakta zorlanıyor' diyorduk. Böyle değil şimdi. Tarihin en ağır ekonomik krizi var. Buna rağmen Erdoğan oyun kuruyor. Ürünlerini alabilir. Sermaye ve batıyla ilişkisi düzeliyor. Zeki davranıyor."
Söz, Zafer Partisi lideri Ümit Özdağ'a geliyor.
Okuyan, Özdağ hakkında ciddi bir suçlamada bulunuyor.
Şu görüşü savunuyor:
"Erdoğan ile gizli bir anlaşma yaptıklarını düşünüyorum. AKP'ye yaradı bu sığınmacı gündemi. Erdoğan'ın çözebileceği sorunu gündem haline getirdi. Çözemeyeceği tek sorun, ekonomidir. Göçmen sorununu çözecek. Yollayacaklar bir bölümünü ve 'Çözdüm' diyecekler. AKP, Özdağ'ı muhatap almasaydı bu kadar etkili olamayacaktı."
BAE'den Deli Çavuş'a tweet yasağı
Sedat Peker, bir süredir 'Deli Çavuş' adlı Twitter hesabından mesajlarını paylaşıyordu. Deli Çavuş'tan 4 Haziran'da yapılan, iktidarın seçimi kaybedip gitmemesi halinde sokağa çıkma çağrısı Birleşik Arap Emirlikleri'ni (BAE) rahatsız etti. BAE yetkilileri Peker'e bu hesaptan paylaşım yapmasını yasakladı.
Peker'in yakın çevresine, "Seçime 2-3 ay kala söz verdiğim paylaşımları yapacağım. Helalleşme videosu dahil tüm hazırlıklarımı tamamladım" dediği belirtiliyor. Videosunda, iktidar yanlısı bir işadamının İran-Mersin-Sabiha Gökçen bağlantılı trafiğini anlatacağı iddia ediliyor.
Yakın çevresinin Peker'e İstanbul, Sakarya veya Rize'den bağımsız milletvekili adayı olması yönünde baskı yaptığı ve "Geçmişte 'Siyasete girmeyeceğim' dedin. Şartlar değişti. Dilersen maaşını almasın. Ancak dokunulmazlık sayesinde rahatça hareket edebilirsin" dediği savunuluyor. Peker'in öneriye sıcak baktığı savunuluyor.