Bursa'nın Yenişehir ilçesine bağlı Kirazlıyayla köyünde yapımı süren Çinko-Kurşun-Bakır Zenginleştirme Tesisi ve Atık Barajı'na karşı mücadele ederken şirket yetkililerini 'yaraladıkları' iddiasıyla 5'i kadın 9 kişinin yargılandığı davanın 3. duruşması yapıldı. Mahkeme, duruşmayı 4 Kasım'a ertelerken, yargılanan Kirazlıyaylalı Kaniye Karasu, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun "Adalet Yürüyüşü"nü anımsatarak, "Kılıçdaroğlu, yürüyüşü yaparken gülmüştüm. Türkiye Cumhuriyeti'nde adalet yok mu diye sormuştum. Ama başıma gelince anladım ki adalet yokmuş" dedi.
Yenişehir'e bağlı Kirazlıyayla köyünde yapımı süren zenginleştirme tesisi ve atık barajına karşı uzun süredir yaşam alanlarını savunan köylüler, bugün bir kez daha hakim karşısına çıktı. 6 Haziran 2020 tarihinde köylüler, beton mikserinin Kamışlı Gölü'nde yıkanmasına tepki göstermesinin ardından bir şirket görevlisi, köylülerin kendisini yaraladığını iddia ederek 9 kişi hakkında şikayetçi oldu. Yargılanan 5'i kadın 9 kişi, bugün bir kez daha Yenişehir Adliyesi'nde hakim karşısına çıktı.
Mahkemede, müştekilerden birinin askerde olduğunu ve dinlenemediği ifade edilirken duruşma 4 Kasım'a ertelendi. CHP Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal, Yenişehir Çevre Platformu Sözcüsü Şafak Erdem, doğaseverler ve çok sayıda yurttaş, mahkemede Kirazlıyaylalılar'ı yalnız bırakmadı.
'Onlar yapmıyorsa adalet yapmalı'
Duruşmanın ardından adliye önünde açıklama yapan CHP Milletvekili Orhan Sarıbal, asıl mağdurun Kirazlıyaylalılar olduğunu belirtti. Müştekilerin, gerçek mağdurlardan özür dilemesi gerektiğini söyleyen Sarıbal, "Bunu eğer onlar yapmıyorsa adalet yapmalı. Bu binalara bu yüzden insanlar gelirken, buraya adalet için geliyorlar. Bu adalet halktan, ormandan, köylüden, yaşam alanlarından, geçmiş kültürlerinden, mezarlarından, tarihlerinden yana olmadı" dedi.
'Adalet yokmuş'
CHP lideri Kılıçdaroğlu'nun "Adalet Yürüyüşü"nü anımsatan Kirazlıyaylalı Kaniye Karasu, "Kılıçdaroğlu yürüyüşü yaparken gülmüştüm. ‘Türkiye Cumhuriyeti'nde adalet yok mu’ diye sormuştum. Ama başıma gelince anladım ki adalet yokmuş. 3 oldu, hakimin savcının önüne çıkarıldım, her gün kadın cinayetleri oluyor acaba o kişi benim kadar yargılandı mı? Vatanımı, toprağımı korudum, suç mu?" diye sitem etti.
'Özür dilemesi gereken onlar'
Yenişehir Çevre Platformu Sözcüsü Şafak Erdem, yargılanan köylülerin aylarca denetimli serbestlik için imza verdiklerini hatırlatarak, "4 Kasım'a ertelendi. Bu insanlar sadece topraklarını savundular. Mahkemede, özür bile dilenmedi diye bir şey söylendi. Esas özür dilemesi gereken onlar. Çünkü onları bu insanların yaşam alanlarının tam ortasına geldiler. Mezarlarının, evlerinin yanına atık barajı yapmaya kalktılar. O yüzden esas özür dilemesi gereken onlar" dedi.
'Neyin özrünü dileyeceğiz'
Adalet beklediklerini söyleyen Kirazlıyaylalı Gülizar Canbaz, "Bir de kalkmışlar 'bizden özür dileyin, bir özür bile dilemediniz' diyorlar. Neyin özrünü dileyeceğiz. Bizim köyümüzün içine yerleşen onlar, alanımızı işgal eden onlar. Asıl özür dilemesi gereken biri varsa bence kendileri" diye konuştu.
Duruşmaya gelerek destek verenlere teşekkür eden köylülerin avukatı Osman Atalay Akman, "Davanın 3'üncü celsesi görüldü. Biz tüm deliller toplanmış diye umuyorduk fakat bir müşteki askerde olduğundan dolayı ifadesine başvurulamamış. Onun ifadesine başvurmak üzere bir celse daha attı. Dava bizim lehimize ilerlerken farklı talepler oldu. 4 müşteki varken mahkeme resen firmayı da müşteki sıfatına getirmek amacıyla bir müzekkere yazdı. Bunca yıllık avukatım, şikayetçi olmayan bir kişiyi, şikayetçi yapma diye bir şey yok" diye eleştirdi.
ANKA