Bolu Kartalkaya Kayak Merkezi’ndeki Grand Kartal Otel’de 21 Ocak’ta çıkan yangında 36'sı çocuk 78 yaşamını yitirdi.
Kartalkaya Faciası davası, 3'üncü duruşmanın 3'üncü gününde de devam etti. Yangına ilişkin 20’si tutuklu 32 sanığın yargılandığı duruşma, Bolu Sosyal Bilimler Lisesi’nin spor salonunda özel olarak kurulan salonda görüldü.
BUGÜN DE MÜTALAAYA KARŞI BEYANLAR ALINDI
Duruşmaya tutuklu ve tutuksuz sanıklar, mağdurlar, hayatını kaybedenlerin yakınları ve avukatlar katıldı.
Mahkeme heyeti, Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile kayıt altına alınan duruşmanın üçüncü gününde sanıkların esas hakkındaki mütalaaya karşı beyanlarını dinledi.
İlk iki günde 20 müşteki ve 18 sanık mütalaaya ilişkin savunma yapmıştı.
"TÜRK ADALETİNİN YÜZ AKI BİR KARAR OLMALI"
Kartalkaya Kayak Merkezi’ndeki Grand Kartal Otel faciası duruşmasına katılan, yangında 8 yakınını kaybeden avukat Yüksel Gültekin, mahkeme salonu dışında gazetecilere açıklama yaptı. Gültekin, davayla ilgili verilecek kararın kamu vicdanını ve aileleri tatmin etmesi gerektiğini vurgulayarak şunları söyledi:
“Biz, netice itibarıyla kamuoyunun bu olay karşısında verilecek kararın vicdanları tatmin etmesini, ailelerin yüreğindeki kanayan yarayı kısmen dindirmesini, ama en önemlisi de dünyadaki 6’ncı büyük can kaybına neden olan bu yangın karşısında emsal bir karar verilmesini bekliyoruz. Dolayısıyla verilecek karar yalnızca bize yönelik bir karar olmamalı. Türk adaletine, hatta Türk adaletinin yüz akı bir karar olmalı. Biz bunu bekliyor, temenni ediyoruz. İfadelerin son bölümü alınıyor. Yarın sabah itibarıyla kararın açıklanacağını tahmin ediyorum.”
"9 PERSONEL TURİZM BAKANLIĞI’NI YÖNETMEYE DEVAM EDİYOR"
Gültekin, Bakanlık hakkında 9 personelle ilgili soruşturma izni verilmesine rağmen bu kişilerin hâlâ görevlerine devam ettiğini belirterek şunları söyledi:
“Savcılığın dosyasında birinci derece kusurlu olan Turizm Bakanlığı, önce kendiliğinden 3 personeli hakkında soruşturma izni verdi. Daha sonra Danıştay 1’inci Dairesi, oy çokluğuyla bakın bu çok önemli Danıştay 1. Başkanı’nın muhalefetine rağmen Turizm Bakan Yardımcısı hariç diğer personel için soruşturma izni verdi. Ancak bugüne kadar, yani benim bu açıklamayı yaptığım ana kadar bu personel görevden el çektirilmedi. Savcılık, bu kişilerle ilgili ne bir çağrı yaptı, ne gözaltı kararı verdi, ne de tutuklamaya sevk etti. Bu 9 personel hâlâ Turizm Bakanlığı’nı yönetmeye devam ediyor. Böyle bir hukuk garabetini 35 yıllık hukukçu olarak söylüyorum, daha önce görmedim. Buna sessiz kalmamız mümkün değil. Ama bizim sesimiz yetmiyor. Bu yüzden basın mensuplarından bu konuda destek talep ediyorum. Böyle bir hadise kabul edilemez. Birinci derece suçlusunuz, 9 personelinizle ilgili soruşturma izni verilmiş ama hâlâ makamlarınızda oturmaya devam ediyorsunuz ve hiçbir adım atılmıyor. Sanıyorlar ki bu olay unutulur. Türkiye’de her gün yeni bir olay oluyor, bu da zamanla soğur diye düşünüyorlar ama yanılıyorlar. Biz çok kararlıyız. 78 canın ailesi olarak, evlatlarımızın ve kardeşlerimizin kanını yerde bırakmamaya, bu olayda kusuru olan herkesin kusuru nispetinde ceza alması için mücadelemizi sürdürmekte kararlıyız.”
"ADALET YERİNİ BULSUN, BIRAKIN KOPARSA KIYAMET KOPSUN"
Yüksel Gültekin, dava sürecinde şehrin dört bir yanını ‘Adalet yerini bulsun, bırakın koparsa kıyamet kopsun’ yazılı afişlerle donattığını belirterek adaletin yerini bulmasını istediğini söyledi:
“Şehrin iki gündür dört bir tarafını şu afişlerle donattım: ‘Adalet yerini bulsun, bırakın koparsa kıyamet kopsun’ Burada bir mecaz var elbette. Kıyamet ne zaman kopar? Adalet yerini bulmazsa kopar. Çünkü devletin temeli adalettir. Biz adalet peşindeyiz. Bu adaletin mutlaka yerini bulmasını arzu ediyoruz ve bunun için çabamızı sürdürüyoruz. Afişin ikinci bölümünde şöyle yazıyor: ‘Ya Rabbi, şehit evlatlarımı Gazze’nin mübarek şehitleriyle birlikte haşret.’ Neden böyle yazdım? Çünkü Gazze’de de dünyanın gözü önünde büyük bir adaletsizlik yaşanıyor. Bizim evlatlarımızla ilgili adaletli bir karar çıkmasını diliyoruz. Bu açıklamadan hemen sonra Turizm Bakanlığı yetkililerinin de, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na ilişkin idare mahkemesinin geri gönderdiği dosyada olduğu gibi, gereğini yapmasını bekliyoruz. Onların da kurtuluş şansı yok; onlarla ilgili araştırma devam ediyor. Eski valilerle ilgili de araştırma sürüyor. Netice itibarıyla biz, sorumlu olan herkesin yargı önüne çıkmasını ve bağımsız mahkemelerin uygun göreceği kararı vermesini talep ediyoruz. Bugüne kadar mahkemenin uygulamalarından memnunuz. Mahkeme, sanıkları ve sanık vekillerini sabırla dinliyor. Kendilerine teşekkür ediyorum. Adil bir karar çıkacağına inanıyorum. Bugün özellikle Turizm Bakanlığı’yla ilgili bu iki hususun altını çizmek istedim.” dedi.
ELİF ARAS: ŞİRKETTE HERHANGİ BİR YETKİM YOK
Bolu’da, Grand Kartal Otel’deki yangın faciasının duruşmasında, otelin sahibi Halit Ergül’ün kızı ve yönetim kurulu üyesi tutuklu sanık Elif Aras, şirkette görev ve yetkisinin olmadığını ve imza yetkisinin bulunmadığını söyleyerek, “Ben sadece otele tatil amaçlı gidiyorum. Beraatimi talep ediyorum” dedi.
"O GECE OTELDEN HASBEL KADER ÇIKTIM"
Grand Kartal Otel Yönetim Kurulu üyesi ve Halit Ergül’ün eşi tutuklu sanık Emine Murtezaoğlu Ergül ise çok üzgün olduğunu belirterek, “O gece hasbelkader çıktım otelden. Kızlarım ve benim yönetim kurulu üyesi olmam dışında bir görevim yoktur. Benim eksikleri bilecek durumum yoktur. Ben çocuklarımı büyüttüm eğitimleri ile ilgilendim. Anne ve babamın bakımları ile uğraştım. Göz rahatsızlığım var ve işle ilgili hiçbir şeyle uğraşamadım” dedi. Ergül’ün avukatının savunma için süre talebini mahkeme başkanı kabul etti.
OTEL SAHİBİ: YÜCE MAHKEMENİN TAKDİRİ NEYSE ONA KARAR VERİN
Grand Kartal Otel sahibi tutuklu sanık Halit Ergül ise savunmasında “Yüce mahkemenin takdiri neyse ona karar verin” dedi.
İTFAİYE ERİ: BUNCA YIL TESPİT EDİLEMEYEN EKSİKLİKLERİ İLK YAPTIĞIM DENETİMDE TESPİT ETTİM
Bolu Belediyesi’nde görevli itfaiye eri tutuklu İrfan Acar, 2016 yılından bu yana itfaiye eri olarak görev yaptığını açıklayarak, “16 Aralık 2024 tarihinde otele denetlemeye gittik. Denetim formunda eksiklikler için 15 gün süre verdim. Sonra rutin işlere devam ettim. Sonrasında iptal dilekçesi elimize ulaştı. Müdür Kenan Coşkun’un talimatı ile dilekçe işleme konuldu. Kim olsa bu dilekçeyi işleme alacaktı. Çünkü dilekçe iptal edilebilir. Bunların örneklerini mahkemeye sundum. 1998 yılından bu yana denetlenmiş bir yer burası ve denetlemelerde hiçbir eksik bulamamışlar. Denetlemelerde bunca yıl tespit edilemeyen eksiklikleri ilk yaptığım denetimde tespit ettim. Burada insanlar yargılanıyorsa benim işimi iyi yapmam nedeniyledir. Tahliyemi ve beraatimi yüce mahkemenizden talep ediyorum” ifadelerini kullandı.
BOLU BELEDİYE BAŞKAN YARDIMCISI GÜLENER: BELEDİYENİN DENETLEME YETKİSİ YOKTUR
Tutuklu sanıklardan Bolu Belediye Başkan Yardımcısı Sedat Gülener, esas hakkındaki mütalaada üzerine atılan suçlamaları kabul etmediğini ifade ederek, “İptal dilekçesi veriliyor ve kafe için yeniden dilekçe veriliyor. Denetimi iptal etmek ve bildirmemekle suçlanıyorum. Bu tamamen varsayımdır. Burada başvuruyu kimi iptal ettiği ve istediği çok açıktır. İtfaiye denetim uygunluk raporu iptal edilmedi, vazgeçilmiştir. Ahmet Demir’in telefon görüşmemde iptalle ilgili bir görüşmem olmadı. Ahmet Demir iptal ile ilgili niye beni arasın. Bir kişiyle görüşmem ile ilgili suçlanıyorum ve ben böyle bir görüşme yapmadım. Otel belediye mücavir alanı dışındadır ve belediyenin denetleme yetkisi yoktur. Bu raporu zorla alacaksın diye bir gücümüz yoktur. Talep üzerine işlem yapılıyor. Bizim görevimiz olmadığı halde olası kastla suçlanırken burayı kapatmakla görevli olanların yargılanmaması veya taksirle yargılanması hedef saptırmaktır. Görmediğim bilmediğim eksikliklerin nasıl suç olacağını bilebilirim” diye konuştu.
İTFAİYE MÜDÜRÜ: YANGIN SONRASI AYAKKABIMI BİLE ÇIKARAMADAN GÖZALTINA ALINDIM
Bolu Belediyesi İtfaiye Müdürü tutuklu sanık Kenan Coşkun, yangın olayının gerçekleştiği gece ayakkabısını bile çıkarmadan soruşturma açılıp 24 saat içinde gözaltına alındığını belirterek, “Otel sahipleri bile 2-3 gün sonra gözaltına alındı. Tutukluluğumun 6’ncı günü soruşturma izni verildi. Bu hukuki olmayan süreç bir bilirkişi raporu ile devam etti. İptal edilen bilirkişi raporunda belediye ve itfaiyeden bahsedilmemesi dikkat çekicidir. 9 aydır tek bir çelişkili ifadem yoktur. Beraatimi ve tahliyemi talep ediyorum” dedi.
Duruşmaya yarın sabah (31 Ekim) 09.00’a kadar ara verildi.