Kaçak olan tarikat yurdunun yıkımı engellendi. CHP'li vekilden AKP'ye tepki

İzmir’in Karabağlar ilçesinde kaçak olduğu için hakkında yıkım kararı olan tarikat yurdu, emniyet desteği verilmediği için yıkımı engellendi. CHP Genel Başkan Yardımcısı Gökan Zeybek, yurdun önünde yaptığı açıklamada AKP'ye yüklendi. Tarikat üyeleri 9 Ekim günü yurdu görüntüleyen Halk TV ekibine saldırmıştı.

İzmir’in Karabağlar ilçesi Uzundere Mahallesi'nde yıkım kararı olmasına rağmen emniyet desteği verilmediği için yıkılamayan kaçak tarikat yurdu, tartışma konusu olmaya devam ediyor.

Tarikat üyeleri, 9 Ekim günü yurdu görüntüleyen Halk TV muhabiri Yağmur Beril Varol, kameraman Şahin Karaşahin ve ulaştırma görevlisi Erkan Aydın’a saldırmıştı. Tarikat üyeleri, Halk TV ekibine “Neden çekiyorsunuz hakkınız var mı buna?” ifadesini kullanarak basını engellemeye çalıştı. Söz konusu yapının İsmailağa cemaatine ait olduğu öğrenilirken tarikat üyesi 3 kişi, konuyu belediyenin ve mahkemenin hallettiğini ifade ederek "Siz basınsanız ne işiniz var burada?" demişti.

"AKP’NİN KAÇAK YAPILAŞMADAN BESLENDİĞİNİ GÖSTERGESİ"

CHP Genel Başkan Yardımcısı Gökan Zeybek, İzmir’de İsmailağa Cemati’ne ait yurt ve Kur'an kursu binası önünde kaçak yurtla ilgili açıklamalarda bulundu.

Zeybek, “Türkiye'de kaçak yapılaşmanın da imar suçlarının da kente karşı işlenmiş imar suç hareketlerinin de kaynağı ve nedeni AKP'dir. AKP’nin doğrudan doğruya ranttan, kaçak yapılaşmadan beslenen bir siyasal hareket olduğunun en temel göstergesi de bu manzaradır” dedi.

CHP Genel Başkan Yardımcısı Gökan Zeybek

Kaçak tarikat yurdunun hala yıkılamamasının ardında siyaset olduğuna dikkat çeken Zeybek, yıkımın gerçekleşmemesinde AKP'li siyasetçileri işaret ederek, şunları söyledi:

“Pek çok yapı, hem projesine uygun yapılmak zorunda projesine uygun yapılmasını da bir denetim şirketi tarafından denetlenmesi gerekir. Bu manada görevini eksik yaptığı için de kimi zaman meydana gelen ölümlü olaylarda ilgili belediyeye de bu yapının yapımı esnasında denetim görevinin neden eksik yaptığınız biçiminde ilgililer hakkında da soruşturma açıldığını, hatta kimi zaman ölümlü yıkım olaylarından sonra belediye yetkililerinin tutuklandığını biliyoruz. Hal böyleyken Ocak 2024 yılında başlayan kaçak yapıyla ilgili belediyemize başvuru yok. Çünkü bölgenin imar planı yok. İmar plana göre bu parselin neresini imar alacak neresi donatı alanında kalacak, yol nereden geçecek bunlar belli değil. Belediyemiz hemen inşaatın başlangıcında yapı tatil tutanağı tutuyor ve inşaatı mühürlüyor. Sonrasında da ilgili kaymakamlığa yazı yazıyor. Diyor ki ‘burada bir yıkım gerçekleştireceğim. Bana kolluk gücü veriniz.’ Kaymakamlık o gün de ülkenin içinde bulunduğu şartları dikkate alarak bir türlü bu kolluk gücünü vermeye yanaşmıyor. Niye? Çünkü biliyoruz ki bu kaçak yapının arkasında AKP’nin İzmir siyasetinde söz sahibi olan etkili isimleri var. Onların talimatı üzerine bu süreç gerçekleşmiyor. Arkasından verdikleri hukuk dışı kararlarla Türkiye gündemini sarsan mahkemelere, bir yenisi daha ekleniyor. İzmir 6. İdare Mahkemesi, buradaki belediyenin yapı tatil tutanağı ve üzerine vermiş olduğu yıkım kararında ‘yürütmeyi durdurma’ kararı veriyor. Kaçak bir yapı, ruhsat yok, proje yok, onay yok, bölgenin imar planı yok. Hem yıkım kararı çıkıyor, hem buna ilişkin idari para cezası çıkıyor. Bütün bunlarla ilgili yürütmeyi durdurma kararı alıyorlar. Burada devletin hukuk eliyle, mahkemeler eliyle süreci engellemesinin temel bir örneğini görüyoruz. Arkasından kaymakamlığın yapılan kaçak yapıların yıkılması noktasında var olan yıkımın gerçekleşmesiyle ilgili kolluk kuvveti göndermeyerek de yıkımın gerçekleşmesinin engellendiğini görüyoruz.''

“TÜRLÜ TÜRLÜ BAHANELERLE BU YIKIM GERÇEKLEŞMİYOR”

Kaçak yapının yıkım kararına rağmen emniyetin belediyeye kolluk kuvveti desteği vermediğini hatırlatan Zeybek, şunları söyledi:

“Mahkeme yürütmeyi durdurma kararı verince de kaçak yapının ilgilileri tarafından arkalarındaki her türlü siyasi desteği de alan iktidar tarafından kollanan ve korunan kaçak yapının malikleri, burada inşaatın ikinci katına başlıyorlar. Belediye ikinci kez yıkım kararı alıyor. Yine encümenden geçiyor. Aslında Türkiye'de bir kaçak yapıyla ilgili yapı tatil tutanağı iki kez tutulduğunda bunun malikleri doğrudan doğruya ceza mahkemelerinde yargılanıyorlar. Yeni yasaya göre kaçak yapı yapmak aynı zamanda suç. Buna göz yuman belediyelerle ilgili de yetkililer hakkında da cezai dava açılacağına ilişkin bir yasa hükmü olmasına rağmen burada yine kaymakamlık devreye giriyor ve yine kolluk kuvveti göndermiyor. İdare mahkemesi yaptığı yanlışın farkına varıyor, binanın camı çerçevesi takılmış, çevre düzenlemesi belli bir düzeye gelince belediyenin itirazı sonrasında ‘yürütmeyi durdurma’ kararını kaldırıyor. Belediyemiz bir kez daha kaymakamlıktan yıkımı gerçekleştirmek için kolluk kuvveti istiyor ama ülkenin içinde bulunduğu koşullar gerekçe gösterilerek türlü türlü bahanelerle bu yıkım gerçekleşmiyor.”

''YASALARA UYGUN OLMAYAN EMİRLERİ YERİNE GETİRMEK ZORUNDA DEĞİLSİNİZ''

Kaçak tarikat yurdunun ülkedeki 22 yıldır mevcut siyasetin ürünü olduğunun altını çizen Zeybek, kamu görevlilerine seslenerek şöyle konuştu:

“Bu yapı, doğrudan doğruya AKP’nin tek adam rejiminin devlet eliyle nasıl kaçak yapıldığının temel bir göstergesidir. Mahallenin girişinde, gözümüzün önünde bir kaçak yapılaşma AKP İzmir siyasetinin, AKP milletvekillerinin ve devletin bürokratlarının, devletin hukuk sisteminin, marifetiyle tamamlamış durumda. Nasrettin Hoca'nın dediği gibi yani iş gerçekleşmeden önce uyarı yapmak gerekir. Türkiye'de kaçak yapılaşmanın da imar suçlarının da kente karşı işlenmiş imar suç hareketlerinin de kaynağı ve nedeni AKP'dir. AKP’nin doğrudan doğruya ranttan, kaçak yapılaşmadan beslenen bir siyasal hareket olduğunun en temel göstergesi de bu manzaradır. Bir kez daha hukuka saygılı olarak bu işlemi tamamlamasıyla ilgili süreci takip edeceğiz.

Her türlü toplumsal olayda 10 dakika içinde emniyet güçlerini orada demokratik tepkisini göstermek isteyen yurttaşlarımızın karşısına diken devlet, Esenyurt'ta belediyeye girmek için nöbet tutan belediye meclis üyelerini binaya sokmamak için duvar oluşturan çevik kuvvet polisleri, nasıl oluyor da gözümüzün önünde gerçekleşmiş bir kaçak yapılanmanın bir cemaate ait olduğu herkes tarafından bilinen bir kaçak yapının yıkılmasını engellemek için de türlü oyunlara başvuruyorlar? Çağrımız açıktır. Devletin memurları, devletin görevleri, devletin kaymakamları hukuku uygulamakla, devletin kendilerine yüklediği kanuni sorumluluğu yerine getirmekle mükellef ve yükümlüdürler. Değerli kamu yöneticileri kanunsuz emir, emir olamaz. Yasalara uygun olmayan emirleri yerine getirmek zorunda değilsiniz. Kanuna aykırı verilmiş olan emirler, talimatlar ya da şifai bilgilendirmelere dayalı olarak değil, yerel yönetimler yasasının ve İçişleri Bakanlığının size yüklemiş olduğu sorumluluğun gereğini yerine getirin. Belediye başkanımızın size yazmış olduğu yazıya cevap verin. Kolluk gücü marifetiyle bu kaçak yapılaşmanın yıkılmasına yardımcı olun.

“SİYASET TARAF OLDUĞU İÇİN BU YIKIM GERÇEKLEŞMİYOR”

Bunun arkasında siyaset var. Siyaset taraf olduğu için bu yıkım gerçekleşmiyor. Yoksa bundan çok daha büyük binaların nasıl yıkıldığını hepimiz biliyoruz. Gördüğümüz kadarıyla burada ne proje var ne projeye uygun bir denetim var. Yapıya ilişkin en ufak bir belediyede kayıt yok. O nedenle kaçak bir yapının güvenli olup olmadığından öte bence bu yapının kaçak olmasıdır bizim üzerinde durduğumuz. O nedenle yapılan işlem tümüyle imar hukukuna aykırıdır yapılan işlem 21'inci yüzyılda Türkiye'de bu kadar deprem riskini taşıyan ve depremden dolayı on binlerce insanı kaybetmiş bir ülkede geldiğimiz nokta açısından utanç veririz.”

Türkiye Haberleri