Rize'nin İkizdere ilçesindeki İskencedere Vadisi'nde açılmak istenen taş ocağına karşı yaklaşık 2 ay önce "Taş, toz değil çay fabrikası istiyoruz" diyerek doğa nöbetine başlayan yurttaşlar, 5 Haziran Dünya Çevre Günü'nde projeden vazgeçilmesini istediler. İkizdereli yurttaşlar, taş ocağı için yapılmayan başlanan yolun doğalarına tahribat verdiğini söylediler.
'Nedense günü olan her şey aslında korunmaya daha muhtaç'
Geçimlerini arıcılık, tarım ve hayvancılıkla sağlayan İkizdereliler, taş ocağının açılması durumunda gelirlerinin kesileceğini, yaşam alanlarının, derelerinin zarar göreceğini söylüyorlar. ANKA Haber Ajansı'na konuşan Gürdere köyünden Sibel Baş, Dünya Çevre Günü'nün önemli olduğunu ifade ederken, "Nedense günü olan her şey aslında korunmaya daha muhtaç. Mesela Hayvan Hakları Günü, Çocukları Koruma Günü... Bunların amacı ne? Korunmadığı, dikkat çekilmek istendiği için aslında bu günler ilan ediliyor" dedi.
'Bu özel günde bize destek olmalarını istiyorum'
Doğalarını korumak için nöbette olduklarını söyleyen Baş, "Böyle bir gün kutlanırken herkesin sesimizi duymasını istiyorum. Burada gerçekten ekolojik denge alt üst edildi, su kaynaklarımız tüketildi, ağaçlarımız kesiliyor. Yaban hayvanları tehlike altında. Aslında çevreyle ilgili bir bütün katliam var burada. Bu özel günde bize destek olmalarını istiyorum" diyerek mücadelelerine destek verilmesini istedi.
'Bu dağ artık olmayacak'
İkizdere'de ilk gününden bu yana doğa nöbetini sürdüren Yüksel Fazlıoğlu, doğanın, yaşamın korumasına gerektiğinin altını çizerek, "Bu görmüş olduğunuz dağları alıp, liman dolgusunda kullanacaklar. Bu dağları liman dolgusunda kullanalım, sıkıntı yok. Peki bu dağların yerine ne koyacağız? Bu soruyu soralım kendimize, bu dağı aldık, liman dolgusunda kullandık, güzel, sonuçta bu dağın yerine ne koyacağız? Bu dağ artık olmayacak" diye değerlendirdi.
'Daha geri dönülmez yola girmedik'
Mücadele nedenlerinin taş ocağı projesinin durdurulması olduğunu söyleyen Fazlıoğlu, "Yarın da buradayız. Daha geri dönülmez yola girmedik, bunu biliyoruz. Eğer ocak başlarsa zaten artık yapacak bir şeyimiz yok" dedi.
'Buraya gelip görenlerin gözyaşı döktüğüne şahit olduk'
Hüseyin Tat isimli İkizdereli doğasever, "Doğayı rahat bıraksınlar. Bizim için yeterli. Bu arada sahip çıkılması da temennimiz. Buradaki durum dünya gündemine oturdu. İçler acısı bir durum. Burayı gelip görenler göz yaşı döktüğüne çok şahit olduk. Bir an önce de bu yanlışlardan geri dönülmesi için fazla tahribat vermeden buna kulak verirler" temennisinde bulundu. Tat, verdikleri doğa mücadelesini bir insanlık görevi olarak gördüğünü ifade etti.
'Hep birlikte kutlayalım, burayı da kurtaralım'
Anne tarafından Gürdere baba tarafında Yağcılar köyünden Meryem Bilgin, Dünya Çevre Günü'nün farkındalık açısından önemli olduğunu söylerken, "Çevrecilerin hepsini buraya bekliyorum. Madem çevre günü var, bizim yanımızda, destek olsunlar. Hep birlikte kutlayalım, burayı da kurtaralım" dedi.
'Durdurulabilir, dönülebilecek bir aşamada'
Çalışmaların henüz yol yapım aşamasında olduğunu belirten Harun Tatoğlu, "Bu aşamada dahi, tabiata, doğaya büyük zararlar verdikleri herkes tarafından biliniyor. Şu an durdurulabilir, dönülebilecek bir aşamadalar. Korkunç boyutlara ulaşacak yoksa, durdurabilir ve geri döndürülebilir" dedi.
'Bu bile büyük bir zarar'
Tatoğlu, taş ocağının açılmaya başlanması durumunda tahribatın boyutlarının daha fazla olacağını söylerken, "Asıl zarar o zaman verilecek. Yol ve şantiya alanı oluşturma aşamasındalar ki bu bile büyük bir zarar" diyerek doğaları için yaşanabilecek tehdidi anlattı.
Dünya Çevre Günü'nün yalnız bir gün değil, her günün çevre günü olabileceğini ifade eden Tatoğlu, şöyle konuştu:
"Doğanın koruması için sadece bir gün çevre günü olarak kutlamaması lazım. Atalarımızdan bize kalan bu doğanın, tabiatın yok olmaması için her gün çevre günü olması lazım. Herkes her gün doğaya tahribat verenlere karşı birlik oluşturmalı ve dimdik ayakta durmalı. O zihniyete karşı onlardan çok daha fazla cesur olmalı ki doğamızı koruyabilelim."
'Yanlış projeden vazgeçmelerini istiyoruz'
İkizdere'de doğduğunu söyleyen Kemal Baş, projeye düşünülmeden başlandığını ifade etti. İskencedere Vadisi'nin UNESCO tarafından 53'üncü sırada olduğunu anımsatan Baş, "Bu vadimizi yok etme projesi. Burada gerçekten halkın çok güzel bir mücadelesi var. Buranın insanları da doğasını korumak için elinden gelen her şeyi yapıyorlar. Bizim de burada talebimiz, bakanlığın tekrar bu projeyi doğru bir şekilde düşünüp, yanlış projeden vazgeçmelerini istiyoruz. Her şey yok olmadan yanlış bir projenin durdurulması gerektiğine inanıyorum" dedi.
'Can-ı gönülden destekliyoruz'
Türkiye'nin birçok noktasında doğa mücadelelerinin sürdüğünü belirten Baş, "Biz onlara da aynı şekilde katkılarımızı, kendi değerlendirmelerimizi yapıyoruz. Can-ı gönülden onları destekliyoruz. Burada gerçekten şu vahşeti durdurmak, bu hunharca yok edilen doğamızı korumak herkesin el birliğiyle yapılacak bir çalışma olacak" diye konuştu.
İkizdereliler, İskencedere için mücadeleyi sürdüreceklerini, taleplerinin iste yalnızca projeden vazgeçilmesi olduğunu vurgulayarak yetkililere 'geri dönülmesi' çağrısı yaptılar. Gürdere köyünden emekli öğretmen Asuman Fazlıoğlu, yol yapımına başlanan bölgedeki tahribatı anlattı.
İskencedere'ye yol çalışmasından çıkan molozların döküldüğünü ifade eden Fazlıoğlu, bölgedeki şelalenin tehdit altında olduğunu söyledi.
ANKA
'İhale, vergi affı istemiyoruz, elimizdekileri almayın yeter'
İkizdereli köylülerden TBMM'de Kılıçdaroğlu'na ziyaret
Kılıçdaroğlu: Türkiye Cumhuriyeti suçlular tarafından yönetiliyor
İkizdere'den Ankara'ya bal: Yesinler ve neye kıydıklarını görsünler