Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi'nde düzenlenen Türkiye Gençlik Zirvesi'nde yaptığı konuşmada, tüm illerden gelen gençleri 15 Temmuz gecesi gazilikle müşerref olan mekanda ağırlamaktan memnuniyet duyduğunu belirtti.
Ülkenin ve gönül coğrafyasının dört bir köşesindeki gençlere selamlarını ileten Erdoğan, vatanın bekası, milletin güvenliği uğrunda gözü ufukta, eli tetikte nöbet tutan güvenlik güçlerine muhabbetlerini sundu.
Erdoğan, dün 26. yılında anılan Srebrenitsa Soykırımı'nda şehit olan Boşnaklara Allah'tan rahmet diledi.
Avrupa'nın ortasında, Birleşmiş Milletlerin gözü önünde işlenen bu katliamın insanlık tarihine kara bir leke olarak kazındığını vurgulayan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Üzerinden geçen 26 yıla rağmen Srebrenitsa'da vahşice katledilen 8 bin 372 kardeşimizin yarası yüreğimizi kanatmaya hala devam ediyor. Keşfedilen her toplu mezarla acılarımız tekrar tazeleniyor. Bu mezarlar aynı zamanda bize soykırımı unutmama ve unutturmama sorumluluğumuzu hatırlatıyor. Merhum Aliya'nın dediği gibi 'Unutulan soykırım tekrarlanır.' Hem bir daha benzer acıları yaşamamak hem de Batı'nın soykırım gerçeğiyle yüzleşmesini sağlamak için bunu yapmak durumundayız. İşte sizler de takip ediyorsunuz; Avrupa'sından Kanada'sına her fırsatta bize insan hakları, demokrasi, özgürlük nasihati verenlerin tarihindeki utanç lekeleri birer birer ortaya dökülüyor. Rabb'im bizleri bu tür ayıplardan muhafaza eylesin."
Erdoğan, Türkiye Gençlik Zirvesi'nin başarılı geçmesini, ülke, millet ve tüm gençler için hayırlara vesile olmasını Allah'tan diledi.
Türkiye Gençlik STK'leri Platformunda yer alan tüm kuruluşları böylesine önemli bir zirveye öncülük etmelerinden dolayı kutlayan Erdoğan, halihazırda 88 üyesi ve 150 paydaşıyla gençlik alanında ülkenin en kuşatıcı iş birliği zemini olan platformun, kuruluşundan itibaren hayata geçirdiği projelerle önemli bir boşluğu doldurduğunu söyledi.
Nitelikli genç, nitelikli toplum teması altında yürütülen çalışmaların hem gençlerin hem de sivil toplum kuruluşlarının gelişimine, niteliklerini artırmalarına katkı sağladığına dikkati çeken Erdoğan, şöyle konuştu:
"Platform ayrıca dergiler, yurtlar, burslar ve diğer projelerle gençlerimize eğitim hayatlarında destek olmaktadır. Platformun en önemli özelliğinin, yürüttüğü tüm faaliyetlerde birleştirici, bütünleştirici, gençlerimizin arasında kardeşliği güçlendirici bir anlayışla hareket etmesi olduğunu düşünüyorum. Özellikle milli ve manevi değerleri gözeten sivil toplum kuruluşlarımıza yönelik algı operasyonlarının arttığı bir dönemde platform bünyesinde tesis edilen dayanışmayı çok kıymetli buluyorum. Hayatın farklı kulvarlarında hak, adalet, özgürlük mücadelesi veren insanlar olarak, Merhum Akif'in bir asır önce işaret ettiği şu hakikati gayet iyi biliyoruz: 'Girmeden tefrika bir millete düşman giremez, toplu vurdukça yürekler onu top sindiremez.' Evet siyasette de sivil toplumda da sosyal hayatta da başarının anahtarı birlik, beraberlik, vahdettir. Bir duvarın tuğlaları gibi kenetlenmektir. Çünkü asıl güç kemiyette yani sayıda, çoklukta değil, keyfiyette yani nitelikte, kalitededir, örgütlü olmaktadır."
Erdoğan, sivil toplum kuruluşlarının bir taraftan hayırda yarışırken diğer taraftan "Birlikte rahmet, ayrılıkta azap vardır." emrine uygun şekilde güç birliği yapmasının çok değerli olduğunu dile getirdi. Böylece hem gönüllü teşekkülleri hedef alan karalama kampanyalarının karşısında daha muhkem bir set kurulacağını hem de gençlere yönelik çalışmaların etkinlik ve verimliliğinin artacağını söyleyen Erdoğan, şunları kaydetti:
"Bunun için öncelikle muhatabımız olan gençlerin hassasiyetlerini, kaygılarını, beklenti, talep ve hedeflerini bilmemiz gerekiyor. Ülkemizde özellikle bir kısım medya ve muhalefet, gençleri tanımak yerine kolaya kaçarak genci tanımlamaya çalışıyor. Kendi kafalarına, kendi o dar kalıplarına göre yaptıkları bu genç tanımı, özellikle milyonlarca insanı yaftalıyor. Çok daha vahimi, önceki hafta üniversite sınavı öncesinde yaşanan askeri iş birliği protokolü meselesinde olduğu gibi hiç çekinmeden yalan ve iftira siyasetine gençlerimizi alet ediyorlar. Gençlerle ilgili konuşan, yazan, politika üreten hiç kimsenin, hiçbir kesimin gençlerimizi kendi meşrebince tanımlamaya, yaftalamaya, onları hafife almaya hakkı yoktur. Gençlere ulaşmak, gençlerin hassasiyetlerini kaşımakla olmaz. Gençlere ulaşmak, gençlerin duygularını istismar etmekle de olmaz. Gençleri kazanmak için önce onları özellikle gayet güzel bir şekilde dinlemek, onlara kulak vermek ve onlarla bir duygudaşlık gerekir. Özellikle millete hesap verme sorumluluğu taşıyanlar, gençlerin ufkundan, dünyaya ve hayata dair özgün yaklaşımlarından muhakkak istifade etmenin yollarını aramalıdır. İşte biz 40 yılı aşan siyasi hayatımızın her safhasında olduğu gibi son 19 yılda da hep bunu yapmaya çalıştık, çalışıyoruz."