Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Yönetim Kurulu Üyesi Seyit Aslan, Bartın Amasra’da yaşanan maden faciasına ilişkin Sayıştay'ın denetim raporuna dikkat çekerek, "Ülkede çok fazla dikkate alınan bir şey yok zaten. Yapılan uyarılar, eleştiriler ne yazık ki iktidar tarafından dikkate alınmıyor. Dün akşamki yaşanan patlamada bunun sonucu. İşçilerin hayatını kaybetmesinin sorumlusunu başka yerde arayamayız. Çok açık ki bu işletme, bu işletmeyi denetlemeyenler burada çok büyük sorumluluklarının olduğunun altını çizmek lazım" dedi.
DİSK Yönetim Kurulu Üyesi Seyit Aslan, maden faciasının yaşandığı Amasya Bartın'da ANKA Haber Ajansı'nın sorularını yanıtladı.
Seyit Aslan, “Öncelikle madende hayatını kaybeden işçi arkadaşlarımızın ailelerine, yakınlarına, tüm madencilerin camiasına, halkımızı başsağlığı diliyorum. Yaralı olan arkadaşlarımızın bir an önce sağlıklarına kavuşmalarını diliyorum” dedi.
Maden faciasının ihmal sonucu yaşandığına dair iddialara ilişkin Aslan, “Madencilik son yıllarda büyük iş cinayetleriyle anılmaya başlandı. Dün akşam yaşanan patlama kamuya ait bir iş. Özel sektöre ait değil. Özel sektörde çok vahşi çalışma koşulları var. Ama kamudaki böyle büyük bir işletmede, böyle bir patlama yaşanması burada da ihmaller zincirinin olduğunun açık göstergesi. 2019’da Sayıştay incelemeleri var. Dün akşam sosyal medyaya raporlar düştü. O dönemde yapılan incelemelerde burada eksi 300 metrede metan gazının daha fazla olduğu; daha farklı önlemlerin alınması gerektiğine dair ciddi uyarılar var. Ek önlemlerin alınmasını isteyen Sayıştay raporu var. Ama bakıyoruz, bu rapor dikkate alınmamış” diye konuştu.
'İktidar tarafından dikkate alınmıyor'
Aslan, denetçilerin uyarılarına dikkat çekerken; “Ülkede zaten çok fazla dikkate alınan bir şey yok zaten. Yapılan uyarılar, eleştiriler ne yazık ki iktidar tarafından dikkate alınmıyor. Dün akşamki yaşanan patlamada bunun sonucu. İşçilerin hayatını kaybetmesinin sorumlusunu başka yerde arayamayız. Çok açık ki bu işletme, bu işletmeyi yönetenler, denetlemeyenler burada çok büyük sorumluluklarının olduğunun altını çizmek lazım” eleştirisini yaptı. Aslan, şunları söyledi:
'Verilen cezalar ödül gibi'
“Dün akşamdan beri şöyle bir tartışma var. Burada gaz sensörlerinin yeterli olmadığını dair ya da uygun yerlere kurulmadığına dair birtakım iddialar var. Bunların bir an önce araştırılması ve gerçeklerin ortaya çıkarılması lazım. Çünkü burada her bir insanın hayatı öyle gaz sensörleriyle teknik malzemelerle açıklanacak şeyler değil. Ölümlerden esas olarak kimlerin sorumlu olduğunun açığa çıkarılması, yargılanması, cezalandırılması gerekiyor. Soma’da yaşadık bunu. Soma’da adeta mahkeme süreci, oradaki işverenin yargılanma süreci, verilen cezalar ödül gibi. Cezalandırılmadı. Büyük Coşkunlar’da bunları yaşadık. Yaşanan iş cinayetlerinde ilgililer, kurumlar gerekli soruşturmaya uğrayıp gerekli cezaları almayınca çok rahat, keyfi davranıyorlar. Önlem alma ihtiyacı duymuyorlar.”
'Şu an ortada bir iş yasası da yok'
Aslan, madenlerin büyük bir kısmının özelleştirildiğine belirterek, şunları söyledi:
“Buralar artık göz ardı edilmiş durumda. Soma’da özelleştirmeler gündeme geldi. İşçiler üretimi durdurdular ve en azından şimdilik oraya özel şirketin girmesini önlediler. Madencilik, en ağır çalışma koşullarından bir tanesi. Devletin, iktidarın yeniden buraları gözden geçirmesi gerekiyor. Hangi önlemler alınmamış gözden geçirilmesi gerekiyor. Bu yıl 6331 Sayılı İş Güvenliği Yasası’nın çıkışının 10’uncu yılı. Önceden iş yasası vardı, ama şu an ortada bir iş yasası da yok. Patronlar, sermayedarlar hatta kamu kurumundaki yetkililer bile iş yasası uygulamıyorlar. Herhangi bir cezai durum söz konusu olmayınca bildiklerini okumaya devam ediyorlar.”
'Bizim de bir özeleştiri vermemiz gerekiyor'
İş sağlığı ve iş güvenliği denetimlerinin devlet tarafından yapıldığını ifade eden Aslan, “Müfettişler vardı, dolaşırlardı. Şikayetler gelirdi, bunlar incelenirdi. Şimdi 2010 yılından beri ne yazık ki Türkiye’de müfettişler şikâyet olmasına rağmen herhangi bir inceleme yapmıyorlar. Çıkan yasa özele verdi. Özel denetliyor. Özelin denetlediği bir iş sağlığı ve güvenliğinden sonuç almak mümkün değil. Burada sendikalar olarak bizim de bir özeleştiri vermemiz gerekiyor. Meselemiz sadece ücret sendikacılığı değil aynı zamanda işçilerin çalışma ve yaşama koşullarının iyileştirilmesi, onların insanca çalışmasının koşullarını da sağlamamız gerekiyor. Bu konuda ciddi eksiklikler var. Soma’da gördük. Toplu iş sözleşmesi yapan sendika, günlerce oraya gitmedi. İşçilerin sorunlarını, taleplerini dinlemedi” diye konuştu.