Dervişoğlu, konuşmasının başında vefat eden Manisa Şehzadeler Belediye Başkanı Gülşah Durbay’a rahmet dileyerek, "Gülşah Durbay’a Cenab-ı Allah’tan rahmet, kederli ailesine, yakınlarına, Manisalılara ve tüm Cumhuriyet Halk Partisi camiasına bir kere daha başsağlığı diliyorum" dedi.
"BÜYÜK ORTADOĞU PROJESİ'NİN BİR ÜRÜNÜ"
Türkiye'nin bir yılı aşkın süredir bir planla karşı karşıya olduğunu belirten Dervişoğlu, şu ifadeleri kullandı:
"Türkiye bir yılı aşkın bir süredir bir kalkışmayla karşı karşıya. 'Terörsüz Türkiye' diye ambalajladıkları, sahneye sürdükleri günden bu yana olup bitenleri takip ediyoruz. Bu plan, Büyük Ortadoğu Projesi'nin sınırlarını yeniden belirleme hevesinin bir ürünüdür. Bu plan, uluslararası bir oyundan iç siyasette ömür boyu başkanlık çıkarmak üzere sahneye sürülmüştür. Açık ve net bir şekilde ulus kimliğimize ve üniter devlet yapımıza karşı bir kalkışmadır."
"EŞİT VATANDAŞLIĞI AŞIP ORTAKLIKTAN SÖZ ETTİLER"
Son bir yılda yaşananları özetleyen Dervişoğlu, Lozan Antlaşması ve Anayasa tartışmalarına dikkat çekti:
"Türkiye'nin ve Türk milletinin tartışılmazlarını tartışmaya açacaklar dedik, öyle de oldu. Cumhuriyetimizin tapu senedi Lozan ile başladılar ve Lozan’ı tartışmaya açtılar. Eşit vatandaşlık tarifi yapan anayasamızı ve vatandaşlık tanımını tartışmaya açacaklar dedik; eşit vatandaşlığı aşıp 'ortaklıktan' söz ettiler. Türkiye'yi yönetenlerden de çıkıp 'Siz ne dediğinizin farkında mısınız?' diyen olmadı."
"SİLAHLARIN DEĞİL DEVLETİN VE MİLLETİN SUSTURULMASINA KARŞIYIZ"
Dervişoğlu, hükümetin "Terörün bitmesini istemiyor musunuz?" söylemine sert yanıt vererek, ABD'nin verdiği silahların teslim edilmeyeceğini daha önce belirttiğini hatırlattı:
"Defalarca uyardım; 'Amerika'nın verdiği silahları hangi örgüt Türkiye'ye teslim eder? Siz geri zekalı mısınız?' dedim. Geldiğimiz noktada bugün bu sorunun cevabını da almış oldum. Biz silahların susmasına değil, devletin ve milletin susturulmasına karşı durduk. Biz terörün bitmesine değil, devletimizin ve milletimizin onurunun yaralanmasına karşı çıktık. Biz bu kanlı örgütün eline silah aldığı günden beri talep ettiği hiçbir şeyden vazgeçmediğini gördük."
"MECLİSİ BEBEK KATİLİNİN AYAĞINA GÖTÜRDÜLER"
TBMM bünyesinde kurulan komisyonu "korsan" olarak niteleyen İYİ Parti lideri, meclisin terör örgütü lideriyle muhatap edilmesini eleştirdi:
"Bebek katilini meclise getiremediler ama meclisi onun ayağına götürdüler. Dünyada birçok ülke bu meseleyi belli süreçlerle sonuçlandırmayı başardı, evet. Ama hiçbir ülkenin parlamentosu teröristin ayağına gitmedi. Bebek katiline 'kurucu önder' diyecek kadar şuurunu kaybeden süreç aklı, milletin meclisinde onun lehine slogan atılmasına dahi sesini çıkaramadı. Evet, biz İYİ Parti olarak o kaçak ve korsan komisyona katılmadık."
"ŞEHİTLERE CESET DİYENLERLE NEYE İMZA ATACAKSINIZ?"
Dervişoğlu, DEM Parti'nin raporunda yer alan talepleri sıralayarak, sürece destek verenlere şu soruları yöneltti:
"Şehitlerimize 'ceset' diyen ulaklarla olan görüşmesinde 'her cümlesine imzamı atıyorum' diyenlere soruyorum: Neyin altına imza attınız? Gün yüzü görmemesi gereken bir bebek katilinin özgürlük kararına mı? Biraz petrol, biraz elektrik geliri, Suriye'de korsan bir devlet, yerel yönetimlere özerklik ve federasyon talepleri... Anayasamızdaki vatandaşlık tanımında değişiklik, Anayasamızdan Türklüğü çıkarmak... Soruyorum: Bunlara mı imza atacaksınız?"
"DEVLETİ ÖRGÜTE TESLİM OLMAYI SEÇTİLER"
Sürecin ikinci aşamaya geçtiğini ve bunun bir "ihanet süreci" olduğunu savunan Dervişoğlu, devletin terör örgütüyle eşitlendiğini iddia etti:
"Türkiye'yi yönetenler örgütü teslim almaları gerekirken, devleti örgüte teslim olmayı seçmişlerdir. Örgütün elebaşını ülkenin Cumhurbaşkanıyla, örgütünü de devletimizle eşitlemişlerdir. Silah bırakanlar sağlık hizmetlerinden yararlanmalıymış... Ortada silah bırakan yok! Aksine Suriye'nin kuzeyinde kolordu düzeyinde örgütlenenler var. Bunların sosyal güvenlik hakları teminat altına alınmalıymış... Ne yapacaksınız yani bunları? Teröristlikten emekli mi edeceksiniz?"
CUMHUR İTTİFAKI'NA ÇAĞRI: ŞAŞKIN YOLCULAR
Konuşmasında Cumhur İttifakı'na seslenen Dervişoğlu, atılan adımların örgüte hizmet ettiğini belirtti:
"Sizler şaşkın yanlış yolun, şaşkın yolcuları, sizlere sesleniyorum: Bugün attığınız ölümcül adımlarla bu örgüte ve ağababalarına hizmet ediyorsunuz. Eşitliği dilinden düşürmeyenlerin Kürtlere atadıkları vasilere bakın: İmralı canisi, Kandil canileri ve onları besleyen emperyal güçler. Siz etnik bir nüfus sayımı mı istiyorsunuz? Siz ikili hukuk sistemine hazırlık yapıyorsunuz? Siz vatanın içinde kendinize tahsis edilmiş feodal bir egemenlik sahası istiyorsunuz? Kimi kandırıyorsunuz?"
"İHANETİN ZAMAN AŞIMI YOKTUR"
Konuşmasının sonunda Türk milletine ve dava arkadaşlarına seslenen Müsavat Dervişoğlu, "Cumhuriyet devletini muhafaza ve müdafaa etmekten öncelikli hiçbir meselemiz yoktur" diyerek sözlerini şöyle tamamladı:
"2023 seçimlerinde 'Muhalefet Öcalan'ı serbest bırakacak' diyen istismarcılara uyarım şudur: Bebek katiline önder ve sayın deme yarışına girerek yürüttüğünüz yolun sonunda unutmayın, mutlaka kaybedeceksiniz. Siz kaybedeceksiniz, milletim kazanacak. Ve yine unutmayın; ihanetin zaman aşımı yoktur, ihanetin yaş haddi de yoktur. Bu topraklarda dün, bugün ve daima son sözü her zaman Türk milleti söylemiştir."