CHP'nin her çarşamba günü İstanbul'un ilçelerinde hafta sonları ise farklı şehirlerde gerçekleştirdiği Millet İradesine Sahip Çıkıyor eylemleri devam ediyor. 74'üncü eylem İstanbul'un Çatalca'nın Cumhuriyet Meydanında binlerce kişinin katılımı ile gerçekleşti.
19.45 ÖZGÜR ÖZEL: MÜESSES NİZAMIN ÇARKINA ÇOMAK SOKTUK
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Çatalca Cumhuriyet Meydanı'ndaki binlerce kişiye seslenmeye "Canım hemşerilerimle, akrabalarımla birlikteyiz. Aralık'ın ortasında, Çatalca'nın soğuğunda 'Gezmeye gitmedik, eyleme geldik' diyenlerleyiz" ifadeleri ile başladı. Özel, "Siz böyle kol kola oldukça, yürek yüreğe oldukça, mücadeleyi büyüttükçe biz kazanacağız" dedi.
Özel konuşmasına şu ifadelerle devam etti:
"CHP gencecik evladınızı Erhan Güzel'i aday etti, yüzde 50 oyla seçtiniz. İlk toplantımızda demiştim ki; 'O anahtar şehrin anahtarı değil, belediyenin kasasının anahtarı değil. Gazi Mustafa Kemal'in partisinin iktidarının anahtarı.' Erhan Güzel, kavşakları düzenlemiş, çok önemli sıkıntılarınızı çözmüş. Tam 7 spor merkezi kazandırmış, 2 taziye evi yapmış, 3 düğün alanını hizmete sokmuş, 11 bin 200 ihtiyaç sahibine destek sağlamış, 12 okula içme suyu sorununu çözmüş. Bu projeye örnek olan Şişli Belediye Başkanımıza bir alkış, bizi Silivri'den izliyor. Emekli lokali açmış, emekliler 3 liraya çay içiyor. Rehabilitasyon merkezinde 145 çocuk eğitim alıyor, Sporbüs diye bir iş yapmışlar, çocuklara spor yaptırıyor. Kadın kooperatifi kurmuşlar; kadınlar üretiyor ve kazanıyor.
Bu ülkede üç vakte kadar iktidar değişecek. Hiç kimse 'Ben eskiden AKP üyesiydim, MHP üyesiydin' diye endişe etmesin. Asla öyle bir şey olmaz. Belediyelerde aynı şeyleri söylediler. Hiçbir yerde CHP'ye oy verip pişman yok. Ama hizmetleri görünce önceden CHP'ye oy vermediği için 'Keşke' diyen çok.
"KARA DÜZEN ANONİM ŞİRKETİ"
Tayyip Bey'i seviyor musunuz? O sizi seviyor mu? Peki sizi kim fakir etti? Kendisi etti. Hiç ben karışmam, Tayyip Bey zengin sever fakir sevmez. Yoksulluk sınırı 97 bin lira üzerinde geliri olanlar el kaldırsın. Meydanın tamamına yakınını yoksul yapan AKP'nin kara düzenidir. Diyordu ki, 'Ver yetkiyi gör etkiyi. Şirket gibi yöneteceğim' Et Süt kurumunun bile yurt dışından et aldığı şirket var. Tayyip Bey bu şirkete KADAŞ adını verdi. Kara Düzen Anonim Şirketi. O gün bugündür meydanlara yoksullaşıyor, asgari ücretli perişan durumda.
Bütçe görüşmelerinde 'Ver yetkiyi gör etkiyi' diyen yoktu. Allah kimseyi onun durumuna düşürmesin. Tabii ki gelemez daha bütçenin 1. sayfasında 2 trilyon liralık açık var. Yüksek enflasyonda, yoksullukta, işsizlikte, gelir ve vergi adaletsizliğinde Avrupa Şampiyonu. Her biri için madalya taksak, beşi bir yerdesi olacak. Bütçe yeni yılda zenginlerin borçlarından 768 milyar lira siliyor ama 12 maaştan 3'ünü vergi alıyor. Meclis'te söyledim biri savunmadı.
"HALKIN İKTİDARI GELECEK BU VERGİ DÜZENİNİ TERS DÜZ EDECEĞİZ"
Toplam vergilerin yüzde 63'ü dolaylı vergi, yüzde 25'i maaşlarınızdan kesilen gelir vergisi, sadece yüzde 11'i büyük şirketlerden alınan vergi. Vergiyi vermesi gerekenler yüzde 11 veriyor, en az vermesi gerekenler yüzde 88'i veriyor. Halkın iktidarı gelecek bu vergi düzenini ters düz edeceğiz. Az kazanandan az, çok kazanandan çok vergi alacağız. Kazanmayandan da vergi almayacağız. Bu ülkede yüzü asık, ağlayan, umutsuz olanların yüzü gülecek, pişkin pişkin memleketi sömürenlerin de keyfi kaçacak. Peki sermaye düşmanı mıyız? Hayır. Demokrasi olunca, hukuk olunca yerli de yabancı da yatırım çok daha gelecek. Şirketlerin önündeki engeller kalkacak. Ama adaletli bir vergi düzeni ile eşit paylaşacağız. 1 tane yoksul bırakmayacağız.
Seçimi kazanacağımız gecede Bozdoğan Kemeri önünde öğrencilerimizle halay çekecek polislerimize alkış. Emekçilere, işçilere, memurlara alkış. Dünyanın en acı türküsünü söyleyen 16 milyonluk emekli korosuna bir alkış. AKP gelmeden önce bir emekli maaşıyla 8 çeyrek altın alıyorlardı. Asgari ücretliler bir maaşla 7 çeyrek altın alabiliyordu. Geçen sene "30, altında yokuz" diyorduk. Bir emekli bu sene için dedi ki "Yalana dolana tokuz, asgari ücret olmalı 39." Sektör ve çalışanlarına göre özellikle tekstil sektörüne 11 bin lira teşvik öneriyoruz. 39 bin lira yapın 11 liralık farkı Sosyal Güvenlik Destekleme Priminden yapın. Gören hak veriyor ama 'Haktır ama yoktur' diyor. Kime var, 40 haramilere var, 5'li çeteye var ama bizlere yok. En düşük emekli maaşının da bir asgari ücret olması gerektiğini savunuyoruz. CHP iktidarında emeklilere 1,5 asgari ücret karşılığında olacak. Her bayramda da bir asgari ücret ikramiye verilecek.
"SAVCISINA GÜVENEN KARŞIMIZA ÇIKSIN, GÖRELİM"
Zengin bir ülkeyiz, toprağımız bereketli, insanımız çalışkan, üç tarafımız deniz. Ama maalesef kötü yönetiliyoruz. Demokrasi olmazsa, adalet olmazsa ülkede asla huzur da olmuyor refah da olmuyor. Kendileri çeşitli mağduriyetlerini dile getirerek bir krizden sonra 60 bin atanmamış öğretmen için 'Madem atamayacaktın neden okuttun' diyerek, Erbakan'a 'Yaş 70 iş bitmiş' diyerek, iktidara geldiler. O şimdi o yaşlarda biz onun o sözleri söylediği yaştan genciz. Biz onun yaşına laf edecek değiliz. Bu milletin seçtiklerine saygı göstermeyip onları toplayıp hapse atacaksın, kendinden sonraki iktidara yargı darbesiyle mani olmaya çalışacaksın sonrada 'Oturun kardeşim' diyeceksin. Çatalca'yı gösteriyorum. Korkuyu evde bırakanlar burada. Bu meydan 265 gündür haysiyetlerine kast edilen, yapmadıklarını yapmış gibi TRT'den yandaş medyada yayınlanan seçilmişlerine sahip çıkıyor.
TRT'den canlı yayına varız diyorlardı kanun teklifi verdik, 'Yokuz' dediler. Biz arkadaşlarımıza güveniyoruz, Ekrem Başkana kefiliz. Biz canlı yayın istiyoruz. Savcısına güvenen karşımıza çıksın, görelim.
"25 MİLYONLUK HER İMZA NAMUSUMUZ GİBİ BİZE EMANETTİR"
Ekrem Başkanın iftar vakti 30 yıllık diplomasını iptal ettiler. Sahurda gözaltı yaptılar. 4 gün sonra ön seçim yapılmasın diye denk getirdiler. Büyük bir dayanışma ile 15,5 milyon kişi cumhurbaşkanı adayını seçti. Geldiler, seçtiler, tarihe geçtiler. Biz o günlerde de çok söyledik; Ey Erdoğan, adayımı bırak, sandığı getir, adayımı yanımda, sandığı önümde istiyorum. Bu sloganla Ekrem Başkanın köyünün en yaşlısına imza attırarak kampanyaya başladık. Yeminli Mali Müşavirlerle saydırdık, 25 milyonluk her imza namusumuz gibi bize emanettir. Buradan ilan ediyorum; 75'inci eylemimiz Kayseri'de. Dünya tarihinin en büyük imza kampanyası.
Birçok hukuksuzluk var ama şimdi bambaşkası ile karşı karşıyayız. Ak Toroslar çetesinin şimdiki hedefinde namuslu yargı mensupları var. Diploma davası vardı, aynı zamanda İstanbul il Başkanlığı davasına bakan mahkeme YÖK'e zor sorular sordu. Kendisini Kahramanmaraş'a sürdüler. Ahmak davasına bakan Anadolu 7. Asliye Ceza Mahkemesi hakimini Samsun'a sürdüler. Hakaret davssına bakan 17. Asliye Mahkemesi'nde karşı oy kullanan hakimi başka yere sürdüler. İhaleye fesat davasına bakan Büyükçekmece hakimine mülakat verilmiyor. Niye mülakat vermiyorsun onu söyle dedi, yok. Beraate karar verdi, Maraş'a sürdüler. Bilirkişi davasına 2. Asliye Ceza Mahkemesine bakan hakimleri değiştirdiler. İBB davası dünyanın en büyük duruşma salonunu yapıyorlar. 40'ıncı Ağır Ceza Mahkemesine ikinci heyet hazırlıyorlar. Millet demez mi 40'ıncı mahkemeye özel heyet hazırlandı. Demişler ki 'Yerlerse minareden at beni, in aşağı tut beni'. And olsun ki bu cesur kararları veren, hukukun gereğini yerine getiren bu savcıları, iki kez kararname çıkacakken 23 Mart'ta bir hakim 9 kişiyi tutuksuz yargılama kararı verdi diye onları diğer mahkemelere tutuklatıp hakimi de icra mahkemesine verdiler; bu cesur kararları verenleri unutmayacağız. Teker teker yazıyorum. Kim ki doğru karar verdi diye ara kararnamelerle kendisine zulm diğerlerine ibret olsun diye sürülüyorsa günü gelip seni o sürüldüğünde yerde bulmayanın, alnından öpmeyenin görecek yüzü olmasın. Söz veriyorum. Ordudan attığı teğmenleri geri getirip onların rutbelerini takmayan namussuzdur. O rejim kimi üzdüyse onu korumak, bütün mağdurlarına sahip çıkmak namus borcudur. İsmet Paşa'nın bize mirası; namussuzlar kadar namusluların da cesur olmasıdır. Bakan evlatlarının devri kapanıyor, vatan evlatlarının devri yaklaşıyor.
Ben 15 sene önce taraftım. Ben rahmetli Kuddisi Okkır'ın tarafındaydım, Mustafa Balbay'ın Mehmet Haberal'ın tarafındaydım. Tayyip Bey Zekeriya Öz'ün tarafındaydı, onun altına Mercedes veriyordu. 15 Temmuz sonrası sıçan gibi kaçtılar. Benim Mustafa Balbay'ım İlker Paşam alnı açık başı dik geziyor hala. Biz doğru taraftayız.
"OTOKRATLARIN ADAYI KİMSE ÇIKSIN KARŞIMIZA DEMOKRATLARIN ADAYI EKREM İMAMOĞLU'DUR"
Biz müesses nizamın tekerine çomak soktuk. Nizam kimin iktidar kimin muhalefet olacağına karar veriyordu. Biz CHP'yi Türkiye'nin birinci partisi yaptık. Biz Zafer Partisi Genel Başkanı ile DEM Parti'nin El Genel Başkanlarını aynı meydanda birlikte alkışlattık. Bu ülkede meselenin sandığa sahip çıkmak, diktaya direnmek olduğunu, seçimlerin aslen bir referandum olduğunu açıkça söyledik. Biz buradayız, partimiz de ittifakımız da burada. Otokratların adayı kimse çıksın karşımıza. Tayyip Beyse, Tiktokçu Hakansa da damatsa da evlatsa da çıksın karşımıza. Demokratların adayı Ekrem İmamoğlu'dur. İmamoğlu yoksa kim aday olacakmış, çekin meydanı kimmiş İmamoğlu'nun vekilleri. Köyde, tarlada, fabrikada, iş yerlerinde, kapı kapı 'Aday benim, ben anlatacağım' diyeceğiz. Hepinize inanıyorum. Benim umudum sizdedir. Ben size güveniyorum."
DEVAM EDİYOR...
19.30 İMAMOĞLU'NUN MEKTUBU OKUNDU:O KARAR BİR TÜRLÜ ÇIKAMIYOR
74'üncü eylemde, 19 Mart'ta gözaltına alınan CHP’nin ve 15,5 milyon vatandaşın cumhurbaşkanı adayı ve İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, Çatalca Cumhuriyet Meydanı’nı dolduran on binlere, 263 gündür tutulduğu Silivri’deki hücresinden CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik aracılığı ile seslendi.
İmamoğlu, Çelik tarafından okunan mektubunda şunları söyledi:
“Merhaba Çatalca, merhaba Sevgili İstanbullular, değerli hanımefendiler, kıymetli beyefendiler, sevgili gençler, canım çocuklar hoş geldiniz. Özgürlüğün meydanına hoş geldiniz. Adaletin ve hürriyetin meydanına hoş geldiniz. Demokrasinin meydanına hoş geldiniz. Her birinizi özlemle kucaklıyorum. Sevgiyle, hasretle sarılıyorum. 9 aydır sizlerden ayrıyım. 9 aydır, gözlerinizin içine bakamıyorum, sokakta, pazarda elinizi tutamıyorum. Sizlerle dertleşemiyorum. Baharın başında başlayan tutsaklığımız, yılın son günlerine yaklaşıyor. Bilin ki, parmaklıklar arasında dimdik ayaktayım. Kumpaslara, şantajlara, tehditlere boyun eğmeden yaşıyorum ve en çok da sizlerden güç alıyorum. En büyük gücüm sizsiniz. En büyük umudum sizsiniz.
“DİPLOMA DAVASININ HUKUKTA, MİLLET VİCDANINDA YERİ YOK”
Ömrünü tüketmiş, yolun sonuna yaklaştığının farkında olan iktidar sahipleri, devletin tüm imkanlarını, Cumhuriyet Halk Partisi’ni baskı altında tutmak için harcıyor. Millete hizmeti bir yana bıraktılar, koltuklarını koruma derdine düştüler. Bu iktidarın bizimle hizmette, icraatta yarışamayacağını millet de biliyor, kendileri de biliyor. Onun için bize karşı her türlü baskıyı, yalanı, tacizi, şantajı reva görüyor, hukuk ve demokrasiyi ayaklar altına alıyorlar. Anamın ak sütü gibi helal diplomamı iptal ettikleri için 3’üncü kez hâkim karşısına çıktığım davada yine karar çıkmadı. O karar bir türlü çıkamıyor. Çünkü diploma davasının hukukta, millet vicdanında yeri yok. O dava da baştan sona siyasi, baştan sona düzmece.
“MİLLETİN KARŞISINA ÇIKACAK YÜZÜNÜZ KALMADI”
Hukuk işlemesin, adalet yerini bulmasın diye herkese her türlü kötülüğü yapıyorlar. Beraat ettiğim Büyükçekmece davasının hâkimi Kahramanmaraş’a sürgün edildi. Diploma davasının ilk hâkimini de aynı şekilde sürgün ettiler. Hâkimleri sürgün edenlere, hukuk ve adaleti yok sayanlara, rakiplerini görünce tir tir titreyenlere, sandıktan kaçanlara soruyorum: Neden bu kadar korkuyorsunuz? Nice hükümetler seçimle geldi, seçimle gitti. Hiçbiri iktidarı kaybetmekten, sizin kadar korkmadı. Korkunun ecele faydası yok. Siz de gideceksiniz. Çünkü vatandaşa sırtınızı döndünüz, millete saygınız, sevginiz kalmadı. Milletin karşısına çıkacak yüzünüz kalmadı.
“BEN ŞİMDİ SİLİVRİ’DEN ÇIKSAM…”
Ben şimdi Silivri’den çıksam, Çatalca sokaklarında başı dik, gururla dolaşırım. Bu şehrin hiçbir mahallesini, hiçbir sokağını ötekinden ayırmadan hizmet etmenin gururuyla dolaşırım. Milletin parasını millete vermiş olmanın, tek bir imar rezaletine imza atmamış olmanın gururuyla dolaşırım. İstanbul’un dört bir yanı gibi, Çatalca için de canla başla çalışmış olmanın gururuyla dolaşırım. Çatalca, Cumhuriyet Halk Partisi’nin halkçı ve icraatçı belediyeciliğinin değerini çok iyi bilir. Bu vesileyle değerli belediye başkanımız Erhan Güzel’e, Çatalca’ya yaptığı hizmetleri için teşekkür ediyorum. Çatalca’da çok büyük altyapı ve doğal gaz yatırımları gerçekleştirdik... Yollar, caddeler yaptık... Kent Lokantası, kreş açtık... Ailelere, çocuklara, gençlere sosyal destekler, burs imkanları sunduk... Açtığımız Bölgesel İstihdam Ofisimizle Çatalcalı hemşerilerimizin iş bulmalarına aracılık ettik... Hayvancılıkla uğraşan hemşerilerimize daha önce hiç almadıkları destekleri sağladık.
“MİLLET BİZİ GÖREVE ÇAĞIRIYOR”
İktidarın yıllardır yapmadıklarını biz yaptık. Yaptıklarını ise onlardan çok daha doğru, çok daha adil, çok daha tasarruflu yaptık. Onun için, millet bizi göreve çağırıyor: ‘Belediyelerde yaptınız, hükümette de yapın’ diyor. ‘Şehirlerin dermanı oldunuz, ülkenin de dermanı olun’ diyor. Tarihin akışını durduramayacaklar. Sandık milletin önüne gelecek ve hep birlikte hak ettiğimiz bir geleceğe kavuşacağız. Tam bir birlik ve dayanışma içinde, çok ve büyük işler başaracağız. Her birimizin büyük bir özlemle beklediği o güzel ve mutlu ülkeyi yeniden kuracağız. Adaletin ve hürriyetin, herkes için ve her yerde hakim olacağı bu güzel ülke, korkuların değil umutların ülkesi olacak. Yokluk ve yoksulluk, haksızlık ve adaletsizlik bir daha gelmemek üzere bu vatanın aziz topraklarından silinecek. Herkes hak ettiği onurlu, mutlu, özgür ve kardeşçe yaşama kavuşacak. Her şey çok güzel olacak. Ekrem İmamoğlu. Silivri Zindanı.”
Çatalca buluşması CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in konuşmasıyla devam etti.