CHP Ankara Milletvekili Yıldırım Kaya, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın üniversite öğrencisi Enes Kara’nın intiharıyla ilgili dosyayı işleme koymama kararını “Olayın suç sayılabilmesi için intihara yönlendiren birisinin olması lazım” diye değerlendiren Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık’a “Enes’in bıraktığı videoyu hiç seyrettiniz mi?” diye sordu.
CHP Ankara Milletvekili Yıldırım Kaya, TBMM’de düzenlediği basın toplantısında bir cemaat yurdunda kalırken yaşadığı baskılar nedeniyle intihar ettiği ileri sürülen Enes Kara dosyasının kapatılmasını değerlendirdi. Kaya, şunları söyledi:
“Üniversite öğrencisi Enes Kara, kaldığı Nur Cemaati yurdunda yaşadığı baskılara dayanamadığını, psikolojik olarak yıprandığını anlatan bir video bırakıp, yurdun 7. katından atlayarak 11 Ocak 2022’de intihar etmişti. Aradan iki ay bile geçmeden Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, Fırat Üniversitesi Tıp Fakültesi öğrencisi Enes Kara'nın dosyasını kapattı. Dosyanın kapatılması yargının ne kadar da hızlı hareket ettiğini gösterdi ama biliyoruz ki yargı bu kadar da hızlı hareket etmiyor.
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Derya Yanık da ‘Olayın suç sayılabilmesi için intihara yönlendiren birisinin olması lazım’ açıklamasını yaptı. Sayın Bakan yurt müdürü, yurt sorumluları sorgulandı mı? Kim ya da kimler Enes’e hangi baskıları yaptı araştırıldı mı? Enes’in bıraktığı videoyu hiç seyrettiniz mi? Bunların gözünde, bizim çocuklarımızın canı bu kadar değersiz. Dosyayı bugün dosyaları kapatsanız da yarın Enesleri ölüme sürükleyenler yargı önünde hesap vermekten kurtulamayacak.
'Hasan Can Çoban ambulans yetişmediği için öldü'
Yurtta kalp krizi geçiren Hacettepe Üniversitesi öğrencisi Hasan Can Çoban hayatını kaybetti. Kampus girişine iftar çadırları kurulduğu için ambulansın yurda gelemediği, mavi kodun çalışmadığı iddia ediliyor. Yurdun arkasında 1-2 dakika mesafede Onkoloji Hastanesi var. Beş dakika mesafede Hacettepe Hastanesi var. Doktorlar yürüyerek gelse, Mavi kod çalışsa, ambulansın yolu kapalı olmasa Hasan Can Çoban şimdi hayatta olacaktı.
Kocaeli Gebze Teknik Üniversitesinde rektörlük işi gücü bırakmış, ince hesaplar yapmış oruç tutan, tutmayan avına çıkmış. Öğlen yemek yiyenlerin iftarda yemek yiyemeyeceği duyurusunu yapmış. Rektörlerin görevi bu mudur? Gençlerimizi bu şekilde ayrıştırmak doğru değildir, kimsenin hakkı da haddi de değildir. Kimin oruç tuttuğu, tutmadığı ya da tutamadığı kişiyi ilgilendirir.
'Lisede oruç talimatı'
İstanbul Maltepe Atilla Uras Anadolu Lisesi Müdürü Ulvi Ziya Akbaba, oruç tutmayan öğretmen ve öğrencilerin, oruç tutan öğrenci ve öğretmenlerin bulunmadığı alanda yemek yemeleri talimatı vermiş. Hayatın doğal akışı içinde insanlarımız bu konuda sorun yaşamazken, okul müdürünün görevi olmayan bir konuda ayrıştırıcı talimatlar vermesi doğru değildir.
Okul müdürünün oruç tutanlar ile tutmayanlar arasında bir sorun varmış algısı yaratarak, görev alanına girmeyen konularda ayrıştırıcı talimatlar vermesi görevi kötüye kullanmaktır. Okul müdürlerimizi enerjilerini laik, demokratik, bilimsel eğitime harcamalarına davet ediyorum.
'Okullarda Alevileri hedef gösteren kitaplar dağıtılıyor'
Antalya Valiliği ve Antalya İl Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından Antalya’da ‘Eğitime Nitelik Kazandırma Projesi’ kapsamında kitaplarında Alevilere hakaret eden, laikliğe, karma eğitime karşı olan Nurettin Topçu’nun ‘Türkiye’nin Maarif Davası’ adlı kitabı öğretmen ve öğrencilere dağıtılmaya başlanmış.
'Nakşibendi Tarikatının kitapları okullarda dağıtılıyor'
Ankara Batıkent Kardelen ortaokulu ve Nermin Mehmet Çelik Anadolu Lisesi bahçelerinde stantlar açılarak Nakşibendi tarikatının kitapları dağıtılıyor. Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer’e soruyorum; bu dağıtılan kitaplar, okullarda okutulan ‘100 Temel Eser’ kapsamında mı? Valilikler ve İl Milli Eğitim Müdürleri bu kitapları hangi gerekçeyle okullarda dağıttırmaktadır?”