Dün "Muhalefetin meşruiyet sorunu" başlıklı bir yazı kaleme alan Sabah yazarı Mehmet Barlas, CHP'nin kapatılmasına dair senaryolarını sıralamıştı.
Bugün ise "Hainleri de besliyoruz" başlıklı yazısına, "Her meslekte olduğu gibi politikacılıkta da öfkelenmek, hatta hakaret etmek mümkündür" cümlesiyle başlayan Barlas, Bingöl'de bir vatandaşla yaşadığı diyalog sonrası çok konuşulan Lütfü Türkkan için, "Gördüğümüz kadarıyla İYİ Partili küfürbazın davranışı sadece ağızlara sakız oluyor; ne ceza var ne de bir müeyyide uygulanıyor. Doğal olan, bu adamın partisinden ihraç edilmesi değil midir? Eğer vicdanı ve utanma duygusu varsa milletvekilliğinden de istifa eder" sözlerini kullandı.
Yazısında "Biz Türkiye olarak siyasette ve toplumsal hayatta rol alan isimlerin davranışlarını mutlaka değerlendirmeliyiz" diyen Mehmet Barlas, şöyle devam etti:
"Örneğin, Pensilvanya'da Amerikan himayesinde yaşayan Fetullah Gülen, Türkiye için ne düşünüyor? Aslında ne düşündüğüne değil ne yaptığına bakmak daha akılcıdır. Bu kişi Türkiye'nin istikrarına sürekli sabotaj yapıyor. CIA'dan aldığı destekle Türk yargısına, Türk ordusuna, Türk güvenlik güçlerine sürekli istikrarsızlık pompalıyor"
Yazısında Fetullah Gülen'in mi yoksa "bir şehit yakınına küfreden adam"ın mı daha fazla suçlu olduğunu soran Barlas, şu cümleleri kaleme aldı:
"İşte böyle açmazlarımız var. Birinci Dünya Savaşı'ndan sonra düşmanla işbirliği yapan bazı Osmanlılar, 150'likler diye listelenmiş ve sınırdışı edilmişlerdi. Acaba yine böyle bir liste mi yapalım? Mesela, Türkiye'yi hedef alan PKK terörizmine karşı sempatik davranan milletvekilleri 150'lik olmaya müstahak değiller midir?
Kısacası, toplumsal hayatımızda rol alan ve açık açık Türkiye'nin iyiliği değil, kötülüğü için uğraşan isimlerin bir listesini yapsak acaba 150'den fazla mıdırlar?"
Mehmet Barlas, bir zamanlar evinde Kenan Evren'i ağırlamasıyla gündeme gelmişti. Kenan Evren ise bir zamanlar "Asmayalım da besleyelim mi?" sözünü söylemişti.
150'likler nedir?
Yüzellilikler, Türk Kurtuluş Savaşı sonrası düşman iş birlikçisi olarak görülen ve Türkiye'den sürgün edilen, hepsi üst düzey makamlarda yer alan Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına verilen isimdir.
Meclis'e göre hainler on binleri buluyordu. Ancak Lozan Antlaşması'nın bir maddesinde sürgün edilecek insanların sayısının 150'yi geçmeyecek şeklinde öngörmesi üzerine ilk önce Türkiye Cumhuriyeti İçişleri Bakanlığı tarafından oluşturulan listede başlangıçta 600 kişiden oluşmakta iken alevli tartışmalar sonucu önce 300, ardından da 149 kişiye indirilmiştir. 150’likler adı verilen ve 23 Nisan 1924 tarihinde Türkiye Cumhuriyeti Bakanlar Kurulu ve Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin oturumunda saptanan bu listeye 1 Haziran 1924 tarihindeki kararla Köylü gazetesi sahibi Refet Bey de eklenerek nihai şekliyle 150 kişi olarak kabul edilmiştir ve bu kişiler 28 Mayıs 1927'de kabul edilen 1064 sayılı yasa ile yurttaşlıktan çıkarılmışlardır.