Yargıtay 16. Ceza Dairesi’nin, 7 sanık hakkındaki beraat kararını bozmasının ardından Balyoz davası yeniden başladı. Duruşmada, ilk olarak başka suçtan hükümlü Çetin Doğan'ın savunması alındı. Yargıtay üyelerinin yüzbinlerce sayfalık belgeleri yeterince inceleyemediğini, bu nedenle "senaryo"yu da "plan" gibi algıladığını düşündüğünü belirten Doğan ve diğer sanıkların avukatları mahkemeden beraat kararlarında ısrar etmesini istediler. Duruşma, 18 Şubat 2022'ye ertelendi.
Anayasa Mahkemesi’nin hak ihlali kararının ardından yeniden görülen "Balyoz" davasında yargılanan 237 kişi hakkında beraat kararı verilmişti. Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı’nın itirazı üzerine, Yargıtay 16. Ceza Dairesi, 7 kişi hakkındaki beraat kararını bozmuştu.
İstanbul Anadolu 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde bugün yapılan duruşmaya başka suçtan hükümlü Çetin Doğan bağlı bulunduğu cezaevinden SEGBİS yöntemiyle katılırken, sanıklar Emin Küçükkılıç, Erdal Akyazan, İhsan Balabanlı, Mehmet Kaya Varol, Behzat Balta ve sanık avukatları katıldı. Metin Yavuz Yalçın ise 20 Ağustos’ta hayatını kaybetmişti. Basın mensupları pandemi gerekçesiyle duruşma salonuna alınmadı.
"Geçerli bir kanıt ortaya konmamış"
Tutanağa göre duruşmada Yargıtay’ın bozma kararına karşı görüşler alındı. Başka suçtan hükümlü olan Çetin Doğan şunları söyledi:
“Yargıtay ilamında benimle birlikte 7 sanık hakkında 'darbeye teşebbüs' suçunun işlenmediğini kabul etmekle beraber, 'suç için ittifak' suçlaması yapılmıştır. Ne var ki; kendi içerisindeki maddi hatalar ve çelişkilerle dolu olmasından, alelacele hazırlandığı anlaşılan söz konusu ilamın suçlamaya ilişkin 'maddi olgularla desteklenen geçerli hiçbir kanıt' ortaya koyamadığı açıkça görülmektedir. Bu noktada dikkatlerden kaçmayacağına inandığım yargının büyük ölçüde siyasetin vesayeti altında olması ve siyaseten temyiz edilen davanın Yargıtay'ın raflarından indirilmesi için uygun koşulların yaratıldığına inanılmasıdır.”
“Seminer senaryosunun temeli, Türk-Yunan harbinin çıkma olasılığı”
"Yargıtay üyelerinin, yüz binlerce sayfayı bulan Balyoz Davası dosyalarını kısa sürede incelemeye imkan bulamamış olmaları bir haklı mazeret olabilir mi, bilemiyorum" diyen Doğan, 'Olasılığı En Yüksek Tehlikeli Senaryo'sunun bir plan olarak algılanmış olabileceğine vurgu yaparak, şunları söyledi:
"Seminerin temelini Türk Silahlı Kuvvetleri'nde Harp Oyunu, Plan Tatbikatı, Plan Seminerleri, mevcut planların denenmesi, geliştirilmesi ve gerektiğinde alternatif planların hazırlanmasına imkan vermek için, mevcut zaman dilimine ilişkin politik/askeri gelişmeler değil, gelecekte yaşanabilecek askeri/politik gelişmeler dikkate alınarak hazırlanan senaryolara göre icra edilir. Bu bağlamda 05-07 Mart 2003 tarihlerde icra edilen Plan Semineri için de özgün bir senaryo hazırlanmıştır.
Seminer senaryosunun temeli Türk/Yunan sorunlarının, iki ülke arasında silahlı bir çatışma çıkma olasılığının hangi şartlarda ortaya çıkabileceği varsayımına dayandırılmıştır. Esasen olası bir Türk-Yunan harbinin hangi şartlarda başlayabileceği konusunda temel olan varsayım, Türkiye Cumhuriyeti Hükümetince yayınlanan 'Çok Gizli' gizlilik derecesine sahip 'Milli Siyaset Belgesi' ile bu dokümana dayalı olarak hazırlanan 18 Mart 2000 tarihli 'Türkiye'nin Milli Askeri Strateji Dokümanı' içeriğinde genel çerçevesi çizilmiş bulunmaktadır.”
Beraat kararında ısrar edilmesi talebi
Sanık avukatları bozma kararının hukuka aykırı olduğunu belirterek daha önce İstanbul Anadolu 4. Ağır Ceza Mahkemesi'nin verdiği beraat kararında direnmesi gerektiğini dile getirdiler.
18 Şubat’a ertelendi
Mahkeme heyeti, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na "itiraz yetkisini kullanma" talepli dilekçelerin akıbetlerinin sorulmasına karar verdi. Mahkeme, duruşma savcısından celse arasında yazılı mütalaa vermesini ve mütalaa sonrasında tarafların karşı beyanlarının alınmasına hükmetti. Heyet, tüm bunlardan sonra bozma ilamına karşı karar vereceğini belirterek, duruşmayı 18 Şubat 2022 tarihine erteledi.
"Yargıtay'ın bozma kararı hukuka aykırı"
Duruşma sonrası açıklama yapan avukat Hüseyin Ersöz, Yargıtay'ın bozma kararının hukuka uygun olmadığını, bu nedenle 4. Ağır Ceza Mahkemesi'nin beraat kararlarında ısrar etmesi gerektiğini savunarak, şunları söyledi:
“Bozma kararı sonrasında bugün Balyoz davasının ilk duruşması İstanbul Anadolu 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yapıldı. Müvekkilimiz Çetin Doğan 28 Şubat davası kapsamında tutuklu olduğu için o SEGBİS ile bağlantı gerçekleştirdi. Yine Metin Yavuz Yalçın bu süreçte vefat ettiği için duruşmaya katılamayanlar arasındaydı. Duruşmada 5 sanık vardı.
Pandemi nedeniyle basın mensupları salona alınmadı. Her bozma kararı sonrası sonrasında olduğu gibi avukatlar ve sanıklar söz alarak Yargıtay’ın bozma kararına karşı beyanlarını ifade ettiler. Biz de aynı şekilde Yargıtay’ın bozma kararının hukuka aykırı olduğunu ve daha önce İstanbul Anadolu 4. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından verilen beraat kararında direnilmesinin gerektiğini ifade ettik. Bizim bu süreçte Yargıtay’ın bozma kararı sonrasında bu karara karşı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na itiraz başvurumuz da vardı.
Yani bu karara Yargıtay Başsavcılığı’nın itiraz etmesini de talep etmiştik. Bu konudaki başvurumuz haziran ayında yapılmıştı. Temmuz ayı başında da mahkeme tarafından dosyanın bir kısmı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderilmişti. Fakat henüz o dosya geri gelmediği için duruşma savcısı bozma konusunda herhangi bir görüş bildiremeyeceğine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından eğer bir itiraz gerçekleştirilirse bunun davanın esasına etkisinin olacağını bu sebepten dolayı da dosyanın dönmesini beklediğini ifade etti.
Sonrasında kesinlikle mahkemenin bozma kararı sonrasında daha önceki beraat kararında direnmesi gerektiğini ifade ettik. Sonuç olarak mahkeme bu konunun esasa etkili olduğunu da göz önünde bulundurarak dosyanın dönmesine karar verdi. Duruşmayı 18 şubat tarihine erteledi.”