Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık, Hiranur Vakfı'nın kurucularından olan Yusuf Ziya Gümüşel'in kızının yaşadığı istismara ilişkin katıldığı canlı yayında konuştu. Yanık, “Çok açık ve net şekilde söylüyorum. Kadına şiddet ve çocuk istismarı çocuğa yönelik ihmal ve istismar vakaları siyaset konusu değildir. Üzerinden siyaset üretilecek, siyaset tartışmaları yapılacak konular değildir. Bunlar son derece insani maalesef her zeminde ve her toplumda karşılaşılabilecek meseleler" dedi.
Yanık'ın açıklamaları şöyle:
Çok tatsız ve hiç duymak istemediğimiz haberlerden birisi. Bakanlık olarak biz uzun yıllardır düzenli olarak erken yaşta evlilikle mücadele noktasında çalışmalarımızı aralıksız devam ettiriyoruz. Hala özellikle pilot bölgelerde çalışmalarımız devam ediyor. Ancak bu konu erken yaşta evlilik başlığında bile değerlendirilemeyecek kadar tatsız bir konu. Biz açılan ceza davasına bakanlık olarak müdahil olduk. Dolayısıyla süreç içerisinde delillerin toplanması hakikatin ortaya çıkması ile birlikte biz de mağdura gereken desteği bu süreç içerisinde vermiş olacağız. Bu işin hukuki tarafı.
'Mağdura gereken her türlü desteği vereceğiz'
Mağdurun ihtiyacı olduğu taktirde her türlü sosyal, ekonomik, sosyal hizmet anlamında barınma ve benzeri her türlü desteği sağlamak da yine bakanlığımızın sorumluluklarından birisi. Nitekim daha önce olduğu gibi bundan sonra da ihtiyacı olursa ve talep ederse mağdur bu destekleri sağlarız.
20 yıldır aralıksız devam eden kadına şiddete, cinsel istismara karşı süren bir mücadele var. Kamuoyuna yansısın yansımasın bu tarz vakaların her zaman içinde oluruz.
Çok açık ve net şekilde söylüyorum. Kadına şiddet ve çocuk istismarı çocuğa yönelik ihmal ve istismar vakaları siyaset konusu değildir. Üzerinden siyaset üretilecek, siyaset tartışmaları yapılacak konular değildir. Bunlar son derece insani maalesef her zeminde ve her toplumda karşılaşılabilecek meseleler. O zaman yapmamız gereken bunu ortak bir mesele kabul edip bununla birlikte nasıl mücadele ederiz? Buna bakmamız lazım. Yapılan araştırmalar, bizim tecrübelerimiz bize şunu söylüyor; istismar ve şiddet vakalarında bir sosyal sınıfı, kültürel sınıfı, bir ekonomik sınıfı ayırıp burada şiddet ya da istismar olmaz diyemiyorsunuz. Her yerde ve her zeminde olabilir. O yüzden çok daha dikkate alınması gerekiyor. Bunun üzerinden siyasi salvo yapılmaması gereken bir durumdan bahsediyoruz. Siyasi partilerin kendi bakış açıları çerçevesinde tartışmalar yapabilir, bu konu ayrı bir şeydir.
İnsan söz konusu olduğunda insana ilişkin temel hak ve özgürlüklerin korunması söz konusu olduğunda bunu bir siyaset malzemesi haline dönüştürdüğünüzde meselenin esasının konuşamıyorsunuz. Ben bu işin sivil toplum çalışmaları içerisinden gelen biriyim. Dolayısıyla meselenin siyasi kimliklerinin dışında bir mesele olduğunu bilen biriyim. Siyaset yapalım, birbirimizle tartışalım ama çocuklar üzerinden bu olmaz. Bir çocuğun istismarı üzerinden bu olmaz. Bunun üzerinden elde edilecek siyasi kazanç, kazanç değildir. Bu topluma verilebilecek en büyük zararlardan bir tanesidir. Biz bunun altını çiziyoruz. Yoksa eleştiriler yapılabilir. Siyasi partiler de zaten bunun için var. Ama çocuk istismarı o alan değil. Bunu özellikle belirtmek istiyorum.