Elvan, Türkiye 2023 Zirvesi'nde yaptığı konuşmada, son 2 yıldır olağanüstü bir küresel dönemden geçtiklerini, bu yıl ekonomik aktivitede dünya genelinde bir canlanmaya şahit olsalar da karşılarında hala önemli belirsizlikler bulunduğunu söyledi.
Enerji fiyatları ve taşıma maliyetlerinin hızla arttığını, arz-talep dengesizliklerinin küresel enflasyonu beslediğini, pek çok ülkede kamu maliyesi alanında yaşanan bozulma ve artan borç stokunun rekor seviyelere ulaştığını anlatan Elvan, normalleşme sürecinin zaman alacağını düşündüklerini ifade etti.
Hazine ve Maliye Bakanlığı olarak, kararlarını günübirlik gelişmelere göre almadıklarını ve yönlerini tayin etmediklerini belirten Elvan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bir taraftan küresel konjonktürün geleceğe yönelik olası etkilerini değerlendirirken, diğer taraftan güçlü Türkiye inşası için orta ve uzun vadeli bir perspektif anlayışıyla çalışmalarımızı yürütüyoruz.
Makroekonomik ve finansal istikrarı güçlendirip sağlıklı, dengeli ve sürdürülebilir bir büyüme hedefliyoruz. Bu hedefin gerçekleşmesi için düşük enflasyon ve kur istikrarına önem veriyoruz.
Ekonomi politikalarına güveni daha da artırıp ülke risk primimizi düşürmenin, piyasa istikrarını güçlendirmenin, yerli-yabancı tüm yatırımcılar için elverişli bir ortam oluşturmanın gayreti içindeyiz."
"Yılı yüksek büyüme ve düşük cari açıkla kapatacağız"
Lütfi Elvan, Ekonomi Reform Programı ve Orta Vadeli Program'da çizdikleri yol haritasına bağlı kalacaklarını, yapısal politikaları büyük bir kararlılıkla hayata geçirmeye devam edeceklerini, tüm paydaşları, özel sektör ve STK'lar ile iş birliği halinde çalıştıklarını söyledi.
Salgın döneminde reel sektörün ayakta kalması ve istihdamda sürekliliğin sağlanmasının kendileri açısından büyük önem arz ettiğini vurgulayan Elvan, uyguladıkları politikalar sayesinde geçen yılı iç talebin sürüklediği bir büyümeyle kapattıklarını, bu senenin ilk yarısında yüzde 14,3'lük büyüme yakaladıklarını bildirdi.
Elvan, "Yılın ikinci yarısına ilişkin öncü göstergeler, ılımlı bir yurt içi talebe ve güçlü bir ihracata işaret ediyor. 2021'i yüzde 9'un üzerinde bir büyümeyle kapatmayı öngörüyoruz. Muhtemelen çift haneli bir rakamla da kapatabileceğimizi düşünüyoruz. Ancak bizim için büyümenin dengeli ve sürdürülebilir olması, istihdama olan katkısı ve gelir dağılımı adaletini tesis edici nitelikte olması büyümenin seviyesinden çok daha önemli." şeklinde konuştu.
Geçmiş yıllarda büyümenin yüksek olduğu dönemlerde cari açığın da yüksek, düşük olduğu dönemlerde ise cari açığın da düşük olduğunu, bu döngüyü kırmak, yapısal cari açığı azaltmak için önemli adımlar attıklarını ve atmaya da devam ettiklerini aktaran Elvan, şunları kaydetti:
"Bu sene için öngördüğümüz yüzde 9'luk büyümeyi, milli gelire oran olarak yüzde 2'nin altında bir cari açıkla gerçekleştireceğiz. Yani yılı, geçmiş eğilimlerin aksine yüksek büyüme ve düşük cari açıkla kapatacağız. Uluslararası emtia ve enerji fiyatları aleyhimize işlese de bu başarılı performansta 4 faktör rol oynuyor. Yapısal cari açığı azaltıcı yatırımlara öncelik veriyoruz. Artan dış talebin de etkisiyle güçlü bir ihracat performansı gösteriyoruz. Altın ithalatına ilişkin aldığımız önlemler, güçlü bir şekilde etkisini ortaya koydu. Turizmde, 2020'ye kıyasla çok daha iyi bir performansa imza attık."
'Hükümetin yüksek döviz kuru desteklediği desteklediği doğru değil'
Hazine ve Maliye Bakanı Elvan, "Hükümetin ihracatı desteklemek amacıyla yüksek döviz kuru hedeflediğine" ilişkin yorumlarla karşılaştıklarını aktararak, "Bu yorum doğru değil. Türkiye dalgalı kur rejimi uygulamaktadır, kurun değeri de piyasada belirlenir. Bir ülkedeki rekabet artışı; verimlilik, yani üretkenlik artışından, inovatif kabiliyetlerinizden, teknolojiyi üretme ve kullanma becerinizden gelir. Verimlilik kazanımlarıyla desteklenmeyen bir büyüme modeli, sürdürülebilir bir model değildir." diye konuştu.
Ekonomiye ve ihtiyaç sahibi sosyal kesimlere destek vermek için 20 yıldır esnek bir yaklaşımla ekonomiyi yönettiklerini belirten Elvan, şöyle devam etti:
"Bunu yaparken de mali disiplin şiarımızdan asla vazgeçmedik, vazgeçmeyeceğiz. Şunu çok net ifade edeyim; Türkiye ekonomisi, kamu maliyesi kaynaklı bir risk yaşamadı, yaşamayacak. Dünyada bütçe açıklarının çift haneleri, borçluluk seviyelerinin ise üçlü haneleri gördüğü bir ortamda biz yine sağlam ve ihtiyatlı kamu maliyesi politikalarımızla ayrıştık. 2021 bütçemizde yüzde 4,3'lük bir bütçe açığı öngörmüştük. Bu yılı yüzde 3,5'in altında bir bütçe açığıyla kapatacağız.
Yıl boyunca hedefimizle uyumlu olarak bütçemizi yönetirken, salgınla mücadelede vatandaşlarımızın mağdur olmaması için yüksek gayret gösterdik."
Salgın nedeniyle 2020'den bu yana vatandaşlar için sundukları desteklerin yıl sonunda 734 milyar liraya ulaşacağını aktaran Elvan, "Enflasyonla mücadelede vergi indirimleri ve fiyat ayarlamalarıyla 125 milyar liralık kamu gelirinden vazgeçtik, maliye politikası kararlılığını çok net bir biçimde gösterdik. Bahsettiğim bu tutara doğal gaz ve elektrik alanında verdiğimiz destekler dahil değildir." dedi.