Erdoğan, ekonomist ve akademisyenlerle Cumhurbaşkanlığı Dolmabahçe Çalışma Ofisi'nde bir araya geldi. Toplantı öncesi konuşan Erdoğan, "Şu anda Merkez Bankası rezervi 115 milyar doların üzerinde. Daha iyi konuma gelecek. Amacımız ülkemizi dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasına sokmaktır" diye konuştu.
'Kendi arkadaşlarımız arasında da...'
"Döviz kurunda bir süredir anormal dalgalanma yaşadık" diyen Erdoğan, "Uzunca bir müddet kurdaki dalgalanmaya faizi yükselterek durdurmak yönünde baskılara maruz kaldık. Kendi arkadaşlarımız arasında aynı yönde değerlendirmeler yapanlar olduğunu da itiraf ediyorum. Biz kendi programımızı uygulamakta ısrar ettik. Paketi açıklayınca kurun üzerindeki köpüğün bir günde ortadan kalktığını gördük" ifadesini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Maliyetlerden bağımsız fahiş fiyat artışları yapanlar oldu. Buradan herkese sesleniyorum, günde birkaç defa fiyat listesi düzenleyenlerin etiket değiştirenlerin millet adına takipçisi olacağımızı hatırlatmak istiyorum. Dolardaki artışları hangi oranla yükseltiyorlarsa şimdi geri indirmelerini istiyoruz" ifadesini kullandı.
'Yarım kaldı'
Dönemin ruhuna uygun araçlar ve yöntemlerle başlattıkları tüm hamlelerin maalesef bir kısmının küresel, bir kısmının da iç dinamiklere bağlı sebepler dolayısıyla yarım kaldığını söyleyen Erdoğan, şöyle devam etti:
"Hep söylediğim gibi 1923 İktisat Kongresi kararlarının ömrü 1929 büyük buhranına kadar sürmüştür. Rahmetli Menderes ve Özal'ın başlattıkları atılımların akıbeti de hepinizin malumu. Türkiye ilk defa bizim hükümetlerimiz döneminde yaklaşık 20 yıllık kesintisiz bir kalkınma süreci yaşamıştır. Bu sayede asıl büyük ekonomik hamlemizi yapabilmemiz için gerekli olan altyapıyı önemli ölçüde tamamlamayı başardık. Burada bir konuyu özellikle vurgulamak istiyorum. Hatırlarsanız Mayıs 2013, faizi 4,5'a kadar indirdiğimiz dönemdir. Enflasyon yine o dönemde 6,51. Buraya kadar düştü. Arkadan patlayan ne oldu? Malum Taksim Gezi olayları patladı. Çünkü bizim bu manevramızı hazmedemeyen güçler bu adımı attılar ve bununla orada adeta bir duvara çarpma olayı oldu."
'IMF'ye borcumuz yok'
Göreve geldiklerinde IMF'ye olan borcun 23,5 milyar dolar olduğunu, bu borcun Mayıs 2013'te son taksitini ödeyerek IMF ile olan işi bitirdiklerini söyleyen Erdoğan, şöyle konuştu:
"Ama ana muhalefet yanında birileriyle beraber otellerin arka kapılarında malum bazı çalışmaları IMF ile yaptılar. Ki ana muhalefetin sözcüsü eski, işte çok da bilemiyorum, hazineci midir nedir, o da o kulislerin içerisinde bizzat bulundu. Bunlar bize de tabi zaman zaman IMF'yi tavsiye edenlerdir. Bize IMF'yi tavsiye edenler biz IMF ile bağları kopardıktan sonra kendileri IMF ile ana muhalefet, yavru muhalefet beraber bankaların veya otellerin arka kapılarında veya kulislerinde kendilerine göre bazı çalışmaları yürüttüler."
Merkez Bankası rezervleri
Başbakanlığı döneminde Nisan 2013'te Merkez Bankasının döviz rezervinin 135,243 milyar dolar olduğunu belirterek, "Sonra tabi bir iniş yaşandı ve en düşük nokta ise Eylül 2020'de 83,517 milyar dolar. En düşüğü bu. Ondan sonra ne yaptık? Tekrar toparlanma dönemine geçtik. Bu toparlanmayla beraber de şu anda geldiğimiz nokta hamdolsun tekrar bugün itibarıyla zannediyorum şu anda da 115 milyar doların üzerindeyiz ki bu aradaki gidişle bu çok daha iyi bir konuma gelecek" dedi.
Toplantıya kimler katıldı?
14.25’te başlayan toplantıya Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, Ticaret Bakanı Mehmet Muş, Merkez Bankası Başkanı Şahap Kavcıoğlu, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu Başkanı Mehmet Ali Akben, Türkiye Bankalar Birliği Başkanı Alpaslan Çakar, Borsa İstanbul Yönetim Kurulu Başkanı Erişah Arıcan, Cumhurbaşkanlığı Finans Ofisi Başkanı Göksel Aşan, Cumhurbaşkanlığı Ekonomi Politikaları Kurulu Üyesi Meltem Taylan Aydın, Cemil Ertem, Servet Bayındır, Gülsüm Azeri ve Yiğit Bulut katıldı.
Cumhurbaşkanlığı Dolmabahçe Çalışma Ofisi'ndeki toplantı, basına kapalı yaklaşık 2,5 saat sürdü.