Çok büyümeler gördük aslında yoktular… Büyüme rakamını ekonomistlere sorduk

TÜİK, Türkiye ekonomisinin yüzde 21.7 oranında büyüdüğünü açıkladı. Peki bu rakam neyi anlatıyor? Sokaktaki yurttaşın ekonomisi ne diyor? halktv.com.tr'den Arda Ormancı ekonomi yazarları ile bu sorulara yanıt aradı.

Arda ORMANCI

TÜİK, bugün yılın ikinci çeyreğindeki büyüme rakamlarını açıkladı. TÜİK'in verilerine göre geçen yılın ikinci çeyreğine göre Türkiye yüzde 21.7 oranında büyümeye imza attı. Ekonomi yazarları bu rakamın 'baz etkisi'nden kaynaklı olduğu konusunda hem fikir.

Büyüme yüzde 0.9

Ozan Gündoğdu bu rakamı, 'normal şartlarda kabul edilebilecek bir büyüme değil' şeklinde değerlendirdi. Gündoğdu, büyümenin geçen yılın aynı dönemine göre toplam gelirimizin ne durumda olduğunun hesaplanması olduğunu aktarırken, 'Geçen yılın aynı dönemi ise Nisan, Mayıs, Haziran ayı. Geçen yıl koronavirüs nedeniyle çok sert bir küçülmenin yaşandığı bir dönemdi. Buna baz etkisi deniyor bu yüzden. Düştüğünüz bir çukurdan çıkmak gibi düşünebilirsiniz' dedi. 

Son açıklanan rakamları geçen senenin ilk çeyreğinde açıklanan rakamlarla kıyaslarsak daha gerçekçi bir sonuca ulaşacağımızı anlatan Gündoğdu, buna göre büyüme oranının yüzde 0.9 olduğunu ifade etti. Gündoğdu, yüzde 0.9'lu rakamı da şu sözlerle değerlendirdi:

"Aslında koronavirüsten önce ne durumdaysak o duruma yeni gelmişiz. Buna karşılık nüfusumuz artmış, 1 milyon kadar artmış. Aynı parayı, geçen senenin başında kazandığımız parayı daha çok insanla bölüşüyoruz"

Gündoğdu ayrıca, iş gücünün aldığı payın da azaldığını belirtti. Büyümenin halka yansıtılamadığını söyleyen Gündoğdu, "Ortada bir büyüme var ama bu halk kesimlerinin bir büyümesi değil" dedi.

Gündoğdu buna ek olarak Risk Araştırma Merkezi'nin konuya ilişkin bir rapor yayınladığını, bu rapora göre iş gücü ödemelerinin Gayri Safi Katma Değer içerisindeki payı 2020'de yüzde 37'den, 2021'de yüzde 32.9'a düştüğünü hatırlattı. Gündoğdu buna ilişkin, 'Yüzde 4.1 puan azalmış emeğin payı. Bu benim, görebildiğim kadarıyla, başkanlık sistemi içerisinde emeğin aldığı en düşük paylardan bir tanesi. Toplam gelir içerisinden emek pay almıyor. Dolayısıyla, büyüme, halk için anlamlı olmuyor' şeklinde konuştu.

Matematiksel illüzyon

Açıklanan rakamı, 'Matematiksel bir illüzyon' sözleriyle değerlendiren Mustafa Sönmez, 'Baz etkisi dediğimiz, 2020'deki çok sert çöküşün kıyaslaması olduğu için matematiksel bir sıçrama görünüyor burada' dedi. 

Sönmez de ayrıca, 'pasta'nın büyümüş gibi gözüktüğünü buna rağmen üretici kesimin geçen yıla göre gelirinin yüzde 4.1 azaldığını anlattı. Sönmez bu durumu, 'Paylaşım açısından hayırlı, faydalı bir büyüme olmamış' sözlerini kullanarak değerlendirdi.

Türkiye Cumhuriyeti'nin milli gelirinin 765 milyar dolar olduğunu hatırlatan Sönmez, bu rakam nüfusa bölündüğünde 9 bin Dolar kişi başı gelir düştüğünü ifade etti. Bunun yanı sıra, Sönmez, kişi başı geliri hesaplarken sığınmacıları da dahil ettiğimizde rakamın 8 bin 500 dolar olduğunu ifade etti. Sönmez, bu konuda şu değerlendirmede bulundu:

'Oysa Türkiye'nin 2013'teki kişi başı geliri 12 bin 500 dolardı. Yani, 2013'teki durumun bir hayli altına gerilemiş ekonomi'

'Hormonlu büyüme'

Söz konusu büyüme rakamını Selçuk Geçer de 'baz etkisiyle büyüdü' şeklinde yorumlarken, 'Geçen sene bu dönem yüzde 10 civarında bir daralma vardı. O daralmadan sonra yüzde 20'lik bir büyüme, baz etkisiyle, bekleniyordu' dedi.

Bu büyümenin halka faydasının olup olmadığı sorusuna cevap verilmesi gerektiğini aktaran Selçuk Geçer, bu büyümenin pratikte bir etkisinin olmadığını anlattı. Geçer, 'İthalat odaklı bir büyüme, aynı zamanda da tüketim odaklı bir büyüme' derken işsizliği azaltmayan bir büyümenin Türkiye'ye hiçbir faydası olmadığını dile getirdi. Geçer aynı zamanda bu büyümeyi, 'Sağlıksız' ve 'Hormonlu' sözleriyle değerlendirdi.

Türkiye'nin büyüme şeklinin yanlış olduğunu belirten Geçer, 'yüzde 50, yüzde 100 büyüsen ne olur' şeklinde tepki gösterdi.

Ekonomi Haberleri