DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Polatlı Ticaret Odası toplantısında ekonomik önlemlerle ilgili konuştu.
Tüm Türkiye'nin kafa karışıklığı içinde bulunduğunu söyleyen Babacan, 'dolar kurunun düşmüş halinin bile Eylül başına göre çok yüksek' dedi.
Babacan sözlerine şöyle devam etti:
Yani bir bakıma ölümü gösterip sıtmaya razı olmak gibi bir durumla karşı karışıya kaldık. Daha Eylül başında 8.30'du döviz kuru. Yani 12-13'e düştü diye seviniyoruz. Düşmesi iyi mi? İyi.. Daha söyleyeceklerimiz var.
Eylül başına göre hâlâ yüzde 50-60 fazla döviz kuru. Cumhurbaşkanının konuşmalarıyla eş zamanlı olarak kamu bankalarının yoğun bir şekilde döviz sattığı konuşuluyor. 'Bak işte Erdoğan konuştu kur düştü' dedirtmek için kamu bankaları bu dönemde cayır cayır döviz satılıyorsa birilerinin çıkış konuşması gerek.
Açıklanan yeni kararlar döviz kurunu bir nebze olumlu etkilese de. İleriye doğru Hazine'nin ve Merkez Bankası'nın yükümlülüklerini olağan üstü artıracak. Açıklanan bu mevduat garantisi metodu kamu yükünü artıracak hazinenin borcunu artıracak. Ekonomi ile içli dışlı olmayan herkesin aklını karıştırdı.
'Çok tehlikeli bir oyun var'
Ortada çok tehlikeli bir oyun var. Son haftalarda bankalardaki mevduatın yüzde 60'ından fazlası döviz cinsinden olmuştu. Bankada vatandaşımızın 100 lira parası varsa 65'e kadarı döviz cinsindendi. Dün gece alınan kararla geriye kalan Türk Lirası mevduatının getirisinin dövizdeki artışa eşitlenmesinin yolu açıldı. Yani vatandaşımıza diyorlar ki 'sen paranı bankada TL olarak tutarsan sanki döviz tutuyormuş gibi para kazandıracağız diyorlar. Kur ne kadar artarsa artsın kur farkını ödeyeceğiz' diyorlar.
Sonuçta bugünkü döviz kurunu düşük gösterirken ilerideki kur artışlarının bedelinide şimdiden hazineye ödetmenin hazırlığını yapmış durumdalar. Peki bu kur farkını bu ülkenin hazinesi nereden ödeyecek. hazine bu faizi nereden ödüyor? Bu kur farklarını nereden ödeyecek? Vatandaşlardan ödenen parayla ödenecek?
'Tam bir dolarizasyon'
Bu ülke ekonomisinin tam bir dolarizasyona götürülmesidir. Bu nihayetinde para politikalarının etkilerini sıfırlar. Artık bankaların tamamının Türk Lirası değil döviz değil dövize endeksli para birimine dönmesi demek.
'Hazinenin borçlanma faizi arttı'
Sayın Erdoğan ne diyor? 'Ben talimat verdim, Faizi düşürdüm' diyor, nas diyor. Merkez bankasının faizini 5 puan düşürmekle övünüyor. Hazinenin borçlanma faizlerinin yüzde 17'den yüzde 25'e çıktığından hiç bahsetmiyor. Aynı dönemde oldu. İlkede riskler yükselip enflasyon artınca hazinenin borçlanma faizi arttı.
Hazinenin borçlanma faizleri yükseliyor. Merkez bankasının faizi 5 puan düştü, hazinenin borçlanma faizi 8 puan yükseldi. Merkez bankası, bankalara borç verirken yüzde 14 faiz uyguluyor. Aynı devletin hazinesi aynı bankalardan borç alırken yüzde 25 faiz ödüyor. Devletin iki kurumu değil mi? Böyle devlet yönetilir mi?
'Hazine için nas yok mu?
Faizle mücadeleyi sadece merkez bankasının faizi olarak sunuyor. Merkez bankasının faizi için nas varda, hazinenin ödediği faiz için nas yok mu?
Geçen hafta çarşamba günü bunları öngörerek bir açıklama yapmıştım. İç piyasada dövize endeksli borçlanmak için bunlar hazırlanıyor. Bir ülkenin vatandaşı kendi vatandaşına borçlanırken başka bir ülkenin para birimiyle borçlanır mı?
Para politikasını sıfırlacak bir yola sokuyorlar
Kendi ekonomi yönetimimizde de bunları sıfırlamıştık. 'Bir ülkenin hazinesi kendi vatandaşından borç alırken başka bir ülkenin para birimini kullanmaz' demiştik. TL mevduatını dövize endeksleyeceğim diyorsun. Bu bankacılığın dövize endeksli çalışması hangi millilik hangi yerlilik anlayışına sığıyor. Para politikasını sıfırlacak bir yola sokuyorlar. Böyle onur kırıcı yöntemler..
Kendi parasını değersiz gören yabancı parayla güven vermeye çalışan yönetim becermez ayakta da kalamaz. Devletin kasasına, hazineyi dövize endeksli bir biçimde borçlandırmak bu ülkenin yarınlarını ipotel altına almaktır.
Hükümet 70'li 80'li yılların bu kötü uygulamalarını geri gtirdi. O dönem çoklu kur uygulaması vardı. Şimdi çoklu kur diyorlar. Hracatçi için kur farkı yine hazineden ödeyecekler. O dönemde ne vardı dövize çevrile bilir mevduat hesapları vardı. 70'li 80'li yıllarda vardı. Bunlar eskinin istikrarsız Türkiye'sinin yoksul TÜrkiye'nin poltikası. 1970'lerde yolarda bol bol Hacı Muart'lar vardı. 80'lerde doğanlar şahinler vardı. Sıraya girerdin parayı öder bir sene sonra alırdın arabayı.
Doğan görünümlü şahin satıldığı dönemlere ülkeyi götürmek
Dün gece açıklananlar muratların, doğanların, şahinlerin dönemine götürmektir. Bunu da ambalajlayıp iyi bir şey gibi sunuyorlar. Yaptıkları doğan görünümlü şahin satıldığı dönemlere ülkeyi götürmek.
Örtülü faiz artırımı
Yapılanlar örtülü bir faiz artırımıdır. Adını koymadan faizi artırmaktır. Türk lirası faiz oranlarını talimatla düşürüp vatandaşın TL faizi üstündeki kur artışı bekleyişini söylemek örtülü bir faiz artırımından başka bir şey değildir.
'Sen Türk lirası faizini al cebinde bir de ben aradaki döviz farkını ödeyeceğim' deniyor. Nihayi faiz, o Türk lirası mevduatın üzerindeki faizin kur farkıyla toplanmış haline geliyor. Zaten algı operasyonu yapmak ne demek? Bu muş gibi yapmak miş gibi yapmak...
Bu iktidarın sıradan bir uygulaması haline geldi. İşin özünü düzeltmiyorlar. Bir yanlışı başka bir yanlış ile düzeltmeye çalışıyorlar. Bir yanlış varsa bunu başka bir yanlışla düzeltemezsiniz. Nerede yanlış yaptıysanız onu düzelteceksiniz.