BERRAK GÜNGÖR
Almanya'da 26 Eylül Pazar günü gerçekleşen seçimlerin ardından koalisyon pazarlıkları konuşuluyor. Seçime giden Almanya'da 15 yıl sonra büyük bir atılım gerçekleştiren Sosyal Demokrat Parti (SPD) adayı Olaf Scholz yüzde 25,7 oy oranıyla galip olurken, Hristiyan Birlik'ten (CDU/CSU) aday gösterilen Armin Laschet yüzde 24,1 ile ikinci sırada yer aldı. Öte yandan seçimler boyunca en çok konuşulan isimlerden biri olan Annalena Baerbock'u aday gösteren Yeşiller Partisi, yüzde 14,8 ile kendi tarihinin en yüksek oyunu alarak üçüncü sıraya yerleşti.
Devam eden koalisyon pazarlıkları ve seçimin ardından Almanya'da son durumu değerlendiren Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Berlin Birliği Başkanı Kenan Kolat, "Seçim sonuçları gösteriyor ki Almanya'da insanlar ideolojik bir tutumdan ziyade küresel krizlere çözüm üretebilecek partilere yöneliyor" ifadelerini kullandı.
Koalisyon pazarlıkları
Seçimler sonrası koalisyon pazarlıklarının konuşulduğu Almanya'da son durumu değerlendiren Kolat, "Almanya'da Başbakanlık görevini tebliğ etme mercii yok. Burada partiler bir araya gelerek karara varıyor ve bu şekilde de hükümet belirleniyor" dedi.
Kolat, "Seçim çıkış anketleri ve sonrasında açıklanan sonuçlara bakıldığında halkın büyük çoğunluğunun SPD adayı Olaf Scholz'u istediği görünüyor. Tabi yine de siyasette her zaman halkın dediği ya da istediğinin olmadığını biliyoruz. Bu yüzden de çok kesin konuşmamak gerekiyor. Çünkü hükümetin kurulmasına ilişkin koalisyon pazarlıklarının Neol'e kadar sürebileceği belirtiliyor" ifadelerini kullandı.
Yeşiller ve Hür Demokrat Parti'nin (FDP) bir araya gelmesinin beklendiğini ifade eden Kolat, "Yeşiller ve Hür Demokratlar'ın bir araya gelmesi bekleniyor. Yeşiller tarafından yapılan açıklamada, 'küçük bir grupla bir araya gelebiliriz' ifadeleri kullanıldı. Yeşiller'e cumhurbaşkanlığı, Hür Demokratlara da Dış İşleri ve Ekonomi gibi iki önemli bakanlığın bırakılması söz konusu olabilir" dedi.
'Scholz çok güçlü bir isim'
15 yıl sonra SPD'nin yükselişinin sebebini sorduğumuz Kolat, bu yükselişi Scholz'un deneyimli bir siyasetçi olmasına bağlıyor. Kolat, "SPD'nin yüzde 14'lerden bugünkü konuma gelmesinde en büyük etki Scholz'un çok uzman bir siyasetçi olması. Belediye Başkanlığı, eyalette yürüttüğü İçişleri Bakanlığı görevi sonrasında gelen eyalet Başbakanlığı, Maliye Bakanlığı ve Başbakan yardımcılığı deneyimleri olduğu için her şeyi çok iyi bilen ve uzman olan bir insan. Tabii bu da seçim boyunca yaptığı açıklamalara ve halka yansımış durumda" dedi.
'Seçimi kazanmış gibi davranıyorlar'
CDU'nun seçimlerde kaybettiği oy oranı ve sonuçlarını değerlendiren Kolat, "İlginç olan şey şu ki Hristiyan Demokrat Birliği yüzde 8'den fazla oy kaybetmesine rağmen seçimi kazanmış gibi davranıyor. Bunun nedeni de Armin Laschet'in başka bir çıkar yolunun olmaması. Çünkü hükümete giremezse ya da Başbakan olamazsa, bütün siyasi kariyeri bitecek bunun için de kariyerinin gidişatını Başbakan olmaya bağlamış durumda" diye konuştu.
'Merkel SPD politikaları uyguladı'
Merkel'in partisi CDU'nun oylarındaki düşüş sebebini, Merkel'in sosyal demokrat politikalar izlemesi sonucu gelen sağ kanattaki kırılım olarak açıklayan Kolat, "Aslına bakarsanız Merkel her ne kadar merkez sağ bir partide siyaset yapsa da çok önemli oranda sosyal demokrat politikaları izledi yani SPD politikalarını uyguladı diyebiliriz. Bu da sağ kanatta tepkilere yol açtı. Sonrasında ise ırkçı Afd partisi ortaya çıktı. Yani buradan bakarak şunu söyleyebiliriz ki halk çok fazla uzlaşı siyaseti istemiyor. Yani tabii ki olmalı ama merkez sağdan birinin sosyal demokrat politikaları izlemesiyle partiler arasındaki net çizgiler kaybolmuş oldu. Bu sebeple iklim ve pandemi gibi güncel sorunları daha fazla dile getiren partiler oylarını artırdı. Yeşiller ve Hür Demokratlar gibi.Altını çizmek isterim ki Hür Demokrat Parti'nin oylarını artırdığı tarihte çok görülmemiştir" dedi.
Yeşiller'de buruk sevinç
Tarihinin en yüksek oy oranını alarak üç büyük partiden biri olan Yeşiller'de buruk bir sevinç yaşanıyor. Kendi tarihlerinde bir ilk gerçekleştirmelerine rağmen yaşanan 'hayal kırıklığının' sebebini Kolat şöyle anlatıyor; "Yeşiller bundan 6 ay kadar önce adayını açıkladığında halkta büyük bir sevinç yaşandı. 'İşte yeni ve genç bir isim' dediler ve Yeşiller büyük bir ivme yakaladı. Ardından Başbakan adayı Baerbock'un deneyimsizliği ve yazdığı kitap hakkında çıkan intihal iddiaları haliyle Yeşiller'in düşüşüne neden oldu. Almanya eski Dışişleri Bakanı Joschka Fischer'ın kitabındaki cümleleri birebir almasa da çok benzer ifadeleri takla attırarak yeniden yazdı ve bu da ortaya çıkınca haliyle düşüş kaçınılmaz oldu."
'Merkez partiler eridi'
Almanya'nın iki önemli partisi SPD ile CDU'nun oy toplamlarının ilk kez bu kadar düşük olduğunu belirten Kolat, "Bu seçimlerde merkezdeki partilerin eridiğini de söyleyebiliriz. Eskiden iki ana parti merkez soldaki SDP ve merkez sağ CDU toplamı her zaman yüzde 70'i hatta yüzde 80'i bulurdu. Bugün yüzde 50'yi zor buluyorlar. Bu şunu gösteriyor; siyaset, beklentiler ve insanların gündeminin değiştiğini. İnsanlar artık belirli bir ideolojiden ziyade dünyadaki sorunlara çözüm üretecek eylem planları sunan partilere yöneliyor. Yeşiller, Sol Parti vb. gibi" ifadelerini kullandı.
'Parlamento ekim sonu şekillenecek'
Almanya'da güven oyu sağlanana kadar Merkel'in görevine devam edeceğini söyleyen Kolat, "Ekimin sonuna doğru parlamentonun şekillenmesi bekleniyor. Almanya'da en yüksek oy alan partiden bir parlamento başkanı seçileceği için SPD'den bir ismin gelmesi büyük olasılık. Bu durumda herhangi bir istisnai durum ya da anlaşmazlık yaşanacağını düşünmüyorum" diye konuştu.