İskoçya'da başlayan 26'ncı BM İklim Değişikliği Konferansı'nda (COP26), küresel sıcaklık artışının sanayi devri öncesine oranla 1,5 derece ile sınırlandırılmasına odaklanılacak. Dünya liderlerini iklim değişikliğiyle mücadele için her yıl bir araya getiren COP'un bu sene 26'ncısı yapılıyor.
İklim değişikliğini önlemek
Konferanslarda, liderler, 1992 Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi (UNFCCC) uyarınca "tehlikeli iklim değişikliğini önlemek" ve küresel olarak adil bir şekilde sera gazı emisyonlarını azaltmanın yolları üzerinde duruyor, yeni hedefler belirliyor. Covid-19 salgını nedeniyle bir yıl ertelenen konferans, bugünden 12 Kasım'a kadar Glasgow kentinde devam edecek.
120'den fazla lider katılım gösterecek
120'den fazla dünya lideri, konferansın ilk birkaç gününde bir araya gelecek. Liderler daha sonra ayrılarak yerlerini müzakereleri yapacak başta çevre bakanları olmak üzere üst düzey yetkililere bırakacak. Yaklaşık 25 bin kişinin katılması beklenen konferansta görüşmelerin 12 Kasım Cuma günü saat 18.00'de sona ermesi planlansa da geçmiş deneyimler, müzakerelerin cumartesiye ve pazara kadar uzayacağını gösteriyor.
Protestolar başladı
Belçika'nın başkenti Brüksel'de çevreciler, iklim değişikliklerine dikkat çekmek için Avrupa Parlamentosu (AP) önüne yürüdü.
Hedef: Küresel sıcaklık artışının 1,5 dereceyle sınırlandırılması
Bu seneki konferans, ağırlıklı olarak küresel sıcaklık artışının sınırlandırılmasına odaklanıyor. Bu konuda dönüm noktası olarak kabul edilen 2015 Paris İklim Anlaşması'nda ülkeler küresel sıcaklık artışını, sanayi devrimi öncesine oranla 2 derecenin "çok altında" tutmayı taahhüt ederken, bunu 1,5 derece ile sınırlandırmak için çaba göstereceklerini bildirdi. Bağlayıcı olan bu hedeflere ulaşmak için ülkeler, yakın gelecekte sera gazı emisyonunu azaltmak veya sıfırlamak için bağlayıcı olmayan ulusal hedefler üzerinde de anlaştı.
Ancak bu ulusal hedeflerin, Paris İklim Anlaşması'ndaki sıcaklık hedeflerini tutturmak için yeterli olmayacağı hatta 3 derece veya daha fazla ısınmanın görüleceği belirlendi. Bunun üzerine Fransa'nın talebiyle 5 yılda bir yeni taahhütlerle masaya geri dönülmesini öngören bir mekanizma oluşturuldu. Bu 5 yıl, 31 Aralık 2020'de dolsa da salgın nedeniyle konu görüşülemedi.
Emisyon konusunda en büyük pay sahibi Çin
Şimdi tüm ülkelerden, 1,5 derece hedefine uygun olarak ulusal hedeflerler belirlemeleri isteniyor. Bilim insanları, dünyanın 1,5 derece hedef için emisyonların 2030 yılına kadar 2010 seviyelerine kıyasla yüzde 45 azaltılması ve ardından da 2050'ye kadar net sıfır emisyona düşürülmesi gerektiğini tahmin ediyor.
BM, eski veya revize edilen ulusal hedeflerin hala yetersiz olduğunu, hedeflerin, gerekli yüzde 45'lik kesintiden çok emisyonlarda yüzde 16'lık bir artışla sonuçlanacağı konusunda uyarıda bulundu.
Emisyonda ülke olarak en büyük payı olan Çin'in lideri Şi Cinping'in Glasgow'a gelmesi beklenmiyor. Ancak buna rağmen Çin'in taahhütte bulunabileceği değerlendiriliyor.
Şi, 2020'de Çin'in 2060 yılına kadar net sıfır emisyona ulaşacağı sözü verse de analistler, Pekin'in uygulamalarının sıcaklığın 1,5 dereceyi aşmasına yol açabileceğini belirtiyor.
Çin'in yanı sıra Suudi Arabistan, Rusya ve Avustralya dahil büyük fosil yakıt üreticileri de taahhütlerini güçlendirmeyi reddediyor. Brezilya ise hala Amazon ormanlarını kesmeyi sürdürüyor.
Artışın etkileri
Paris İklim Anlaşması'nın parçası olan ve 1,5 derecelik bir sıcaklık artışının gezegen için ne anlama geleceğini yakından incelemekle görevlendirilen Hükümetler Arası İklim Değişikliği Paneli, 1,5 derece ile 2 derece arasındaki farkın büyük hasarlara yol açabileceğini belirledi.
Buna göre, 1,5 derecelik artış; deniz seviyelerinin yükselmesi, mercan resiflerinin zarar görmesi ve sıcak hava dalgaları, kuraklıklar, seller, daha şiddetli fırtınalar ve diğer aşırı hava koşullarında artışa neden olsa da 2 derecelik artıştan çok daha az etkili olacak.
Mevcut durumda sıcaklıklar halihazırda sanayi öncesi seviyelerin yaklaşık 1,1-1,2 derece üzerinde seyrediyor ve sera gazı emisyonları da artış eğiliminde.
2020'de Covid-19 kaynaklı karantinalar sırasında karbondioksit üretimi düşse de ekonomilerin toparlanmasıyla tekrar yükseldi. 1,5 derece hedefi için küresel emisyonların her yıl yüzde 7 azalması gerekiyor.