Covid-19, dar gelirliyi vurdu
Türk Toraks Derneği’nin 25’inci yıllık kongresi Antalya’da devam ediyor. Kongrede, Türk Toraks Derneği Çevre Sorunları ve Akciğer Sağlığı Çalışma Grubu'nun İstanbul’da gerçekleşen covid-19 ölümlerinin sosyo-ekonomik düzey ve hava kirliliği ile olan ilişkisini ortaya koyduğu çalışmanın detayları aktarıldı.
Çalışmada, İstanbul’da ilçe düzeyinde covid-19 ölümleri ile hava kalitesi ölçütlerinin ve sosyoekonomik durumun ilişkisi incelendi. Hava kalitesi ölçütleri olarak Ekim 2019 – Mart 2020 dönemindeki günlük ölçümler dikkate alındı.
İlçe düzeyinde sosyoekonomik durumdaki her yüzde 20’lik kötüleşmenin ek ölümlerde yüzde 4’lük artışa yol açtığı saptandı. İlçedeki yaşlı nüfusun yüzde 10’un üzerinde olması, toplam nüfustaki Covid-19 ölümlerini yüzde 35, 65 yaş üstü nüfustaki ölümleri yüzde 3 oranında arttırdığı belirlendi. İstanbul’da E5 olarak bilinen bölgeye yakın ve sahilde yaşayanlarda bu oran daha az olarak görüldü.
Çalışma, İstanbul’da covid-19 salgını boyunca gerçekleşen ölümlerin yaş, sosyoekonomik durum, hane halkı büyüklüğü ve hava kirliliği ile ilişkili olduğunu gösterdi.
Bütüncül yaklaşımın önemi
Bu sonuçlar, halk sağlığı açısından bütüncül yaklaşımın önemini bir kez daha gösterdi. Sosyal eşitsizliklerin giderek arttığı, iklim krizinin çevresel sonuçlarının kendini göstermeye başladığı ve halk sağlığı sistemlerinin zayıfladığı günümüz dünyasında, covid-19 türündeki küresel salgınların sonuçlarının hafifletilmesinde bütüncül yaklaşımın önleyici rolü ön plana çıktı.
Bu yaklaşım, küresel iklim değişikliğinden kentsel hava kirliliğine kadar pek çok etkisi olan fosil yakıtların tüketimine son verilmesinden, toplumsal eşitliği sağlayacak müdahalelere kadar geniş bir alanda yer alıyor.
Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de sağlık çalışanları; pandemide en ağır yükü taşıyan grupların başında gelmektedir. Uluslararası çapta yapılan birçok çalışmada, sağlık çalışanlarının Covid-19 nedeniyle toplumun diğer kesimlerine göre daha çok hastalanıp öldüğü kaydedilmiştir. Pandemiye karşı en önde mücadele eden sağlık çalışanlarının güvenli çalışma şartları oluşturularak korunmalarının sağlanması büyük önem arz etmektedir.
Pandemi devam ederken; TTB’nin 2021 Eylül’de 6178 hekimle yaptığı ankete göre, hekimlerin yüzde 71’i çalışma ortamlarının pandemi koşullarına uygun olmadığını, yüzde 68’i çalışma koşullarının ağırlığı nedeniyle hastalarına yeterince vakit ayıramadığını, yüzde 45’i aylık gelirinin geçinmesine yetmediğini, yüzde 75’i salgın sürecinde herhangi bir ek ödeme almadığını, yüzde 84’ü ise çalışma hayatları boyunca en az bir defa sözel veya fiziksel şiddete uğradıklarını belirtmiştir.
Salgında eğitim kalitesi düştü
Çalışma grubu covid-19 salgınının tıpta uzmanlık eğitimine etkisini de araştırdı. Covid-19 vakalarının görülmeye başladığı ilk günlerden bugüne dek hastanelerin farklı alanlarında hatta zaman zaman salgın hastanesi olarak nitelendirilen farklı hastanelerde salgın bakımına katılan göğüs hastalıkları asistanlarının eğitimi büyük oranda sekteye uğradığı görüldü.
Türk Toraks Derneği Asistan Komitesi, yaklaşık 700 göğüs hastalıkları asistanının 200’üne ulaşarak salgında sekteye uğrayan eğitimleri hakkında bilgi aldı.
Özellikle salgının ilk dalgasında asistanlık yapan hekimlerin yüzde 41’i yalnızca covid-19 hastalarının bakımına katıldıkları için, ciddi bir kısmı (yüzde 83,6) yetersiz eğitim aldığını düşünüyor. Kliniklerindeki eğitim faaliyetleri sorgulandığında; yüz yüze dersler yüzde 81, vaka toplantıları yüzde 60, konferans ve seminerler yüzde 69, multidisipliner konseyler yüzde 72, araştırma ve tez çalışmaları yüzde 49, rotasyonlar yüzde 56, solunum fonksiyon testleri yüzde 70 oranında tamamen durdurulmuş; girişimsel işlemler yüzde 69 oranında azaldı.
Asistanlar eğitimlerini tamamlayamadı
Salgın süresince ihtisas süresinin sonuna gelen pek çok asistan hekim gereken eğitimlerini tamamlayamadı.
Yetişmiş uzman sayısını arttırma, çalışma koşullarının iyileştirilmesi ve kliniklerdeki iş yüküne uygun sayıda asistan hekim kontenjanı açılması uzun zamandır sağlıkçıların en önemli talebi. Ancak açıklanan asistan kontenjanları bu talebin karşılanmasını imkansız kılıyor. 2 yıldır salgının da etkisiyle aksayan teorik ve pratik eğitim kliniklerdeki işleyişi etkiledi. İhtisas süresinin sonuna gelen pek çok asistan hekim tamamlaması gereken eğitimlerini henüz tamamlayamadı.