Prof. Dr. Bengi Başer: Yoğun bakımlar artırılıyor ama anında doluyor
Ayşegül KASAP - Halk TV
Kardiyolog Prof. Dr. Bengi Başer salgında son durumu Halk TV’ye değerlendirdi. Başer, 4 hafta boyunca aralıksız olarak kapatmaya gidilmesi gerektiğini belirtti. Yoğun bakımların dolduğunu, yeni açılan ünitelerin bile anında dolduğunu belirten Başer, “Adeta bir tsunami gibi” dedi.
Başer böyle devam etmesi durumunda ise en büyük korkusunun, hasta yakınları ile sağlık çalışanları karşı karşıya gelmesi olacağını söyledi. Çünkü artan vakalarla beraber hastaneye yatış yapılamama riski artarak devam ediyor.
Başer, dünyada gerçekleştirilen kapatmaları şu ifadelerle örneklendirdi;
“Tam kapatma teorik olarak da pratik olarak da ispatlandı”
Asya'da birçok ülke başta Çin olmak üzere bunu uyguladılar ve başarılı oldular. Yakın zamanda bizim aslında örnek olarak alabileceğimiz en iyilerinden birisi İsrail oldu. Salgını kontrol edemez hale geldiklerinde hemen kapatarak ciddi anlamda salgının hızını kırdılar. Son dönemde yine Avusturya'nın Victoria eyaleti bu anlamda çok büyük başarı gösterdi. Ve 9-10 günlük süreçte hiç vaka olmadan salgını yönetmeye başladılar. Bunun ötesinde Avrupa'da birçok ülke; İngiltere’sinden Almanya’sına Fransa’sına İspanya İtalya bölgesel anlamda çoğu kapatmalar yaptı.
Çek Cumhuriyeti geçenlerde yine üstelik tüm ülkeyi tarayarak yaptı kapatmayı…
Yakın zamanda Fransa tam kapanma sonucu 12.gündem itibaren ciddi olarak hastalığın düştüğünü gösterdi. Yani tam kapatma artık teorik olarak da pratik olarak da ispatlanmış bir şey.
“Lokal yasaklar değil, tam kapatma lazım”
14 günlük kapatmanın tek başına yeterli olmadığını belirten Prof. Dr. Başer şöyle devam etti;
“Bunu en azından 2 tane 14 gün şeklinde kapattığınızda çok daha iyi bir başarı sağlamak mümkün.. Şu anda Türkiye'de de baktığımızda salgının seyri çok yüksek. Bizde ağır vakalar, yani hastalar bildiriliyor. Kasım'ın başından 8 günlük süreç alındığında bir önceki ay ile karşılaştırıldığında yüzde 26’lar oranında bir artış varken bu ilk 10 gün olunca yani 2 gün daha eklenince bir andan yüzde 36-37'lere çıktı. Çok ciddi bir seyir bu. Adeta bir tsunami gibi.
Ve hastanelerde doluluk gittikçe artmaya başladı. Hem yoğun bakım genelinde hem normal hasta yatakları genelinde ve bu da tabi ürkütücü. Hem Türk Toraks derneğinin hem Türk Tabipleri Birliği’nin bu görüşlerine katılmamak kesinlikle mümkün değil. Kesinlikle kapatma olmalı. Yani bu lokal yasaklarla bu süreci yönetmek çok zor."
“28 gün boyunca aralıksız tam kapatmaya gidilmeli”
Başer kapatmanın 14+14 gün aralıksız devam edilmesi gerektiğini şu sözlerle belirtti;
“Aralıksız olarak kapatmaya gitmek zorundayız. Hatta bu süreçte keşke taramalar yapılabilse yoğun bir şekilde testler yapılıp vakalar ayıklansa tedaviler verilebilse.
Genelde biliyorsunuz Avrupa'da da aç kapa şeklinde gidiyorlar. Amerika'da bir çok eyalet bunu yapıyor. Salgının hızını kırma konusunda aralıksız olarak kapatmadıktan sonra çok büyük bir yararı olmuyor."
“Hastaneler ve yoğum bakımlar dolu”
Başer Twitter hesabından yaptığı paylaşımda, koronavirüslü bir hastanın adeta cami avlusuna bir bebek bırakılır gibi hastanelerine bırakıldığını söylemişti.
O tweet:
❗️Bugün çok ilginç bir olaya tanık oldum. 112 ambulansı, ciddi bulguları olan Covid + bir hastayı, listemizde boş yeriniz görünüyor diyerek Acil’imize bırakıyor ve alelacele uzaklaşıyor. Cami avlusuna bebek bırakır gibi...Maalesef bu durumdayız; ama hayat, maske hariç, normal..
— Prof. Dr. Bengi BAŞER (@bengibaser) November 10, 2020
O gün yaşananları şu ifadelerle anlattı;
“O kadar çok hasta var ki ve yoğun bakımlar dolu. 112'leri de artık suçlayamıyorum çünkü hastalara yetişemiyorlar. Gerçi onların elinde bir liste var ama o liste demek ki uyuşmadı. Biz de tek izolasyon odası var ve orada vaka var. Orada hasta olmasına rağmen boş yatak görünüyor diyerek bırakıldı. Oysaki arkadaşlarımız bizim boş yatağımızın olmadığını ifade etmesine rağmen böyle bir hasta bırakıldı. Sonra bir başka yerde yoğum bakım bulunarak hasta gönderildi."
“Yoğun bakımlar artırılıyor ama anında doluyor”
"Bu tek tük vakalar ama birkaç hafta sonra bu vakaların artması kaçınılmaz olacak. Pandemi hastanelerinde çalışan arkadaşlarımızın sahada ki arkadaşlarımızın ifadeleri bu. Ve her geçen gün yatak sayısı artırılıyor ve yoğun bakım sayıları artırılıyor ama anında doluyor diyorlar. Bir süre sonra birçok hastane sadece Kovid-19 hastanesine dönüşecek. Elektif vakalarda bu sefer sorunlar olacak. Başka hastalıklarda sorunlar yaşanmaya başlayacak. Bunun için bile belki küçük çapta ciddi yoğun bakım olmayan hastanelerin en azından devreye sokulabilmesi elektif vakaların yapılması adına bu düzenlemenin de düşünülmesi lazım. Çünkü bir süre sonra bu işte sorun yaratmaya başlayacak."
“Sağlıkçılarla hasta yakınları karşı karşıya gelebilir”
"Benim en büyük korkum şu; sağlıkçılarla hasta yakınları karşı karşıya gelecekler. Hasta gelecek tanıyı koyacaksınız. Ağır vaka diyeceksiniz. Yer olmayacak yer arayacaksınız yer bulamayacaksınız. Bu sefer hasta yakınları ile sağlıkçılar arasında çok ciddi tartışmalar olur korkusu var herkesin içinde..
Avrupa'daki yatak sorunu bizde de var. Ve böyle bir çaresizlik yavaş yavaş kendini göstermeye başladı."