Emaar Otel inşaatında işçiler haklarını alamıyor, evlerine gidemiyor: Ölmemizi mi bekliyorlar?

Emaar Otel inşaatının şantiyesinde çalışan işçiler maaşlarını ve haklarını alamıyor. 1800 işçi çalışırken birçok taşeronun çekilmesi üzerine 400 kadar işçi kalan şantiyede işçiler hem sağlıklarından endişeli hem de haklarını talep ediyor.

Muhabir: Ali Isıyel

Emaar Otel inşaatının şantiyesinde işçiler hem hakları için mücadele ediyor hem de coronavirüs salgınına karşı sağlıklarını korumak için hijyenik koşullar talep ediyor. Geçtiğimiz hafta 1800 işçinin çalıştığı şantiyede bu hafta çıkışı verilen işçiler sonrası çalışan sayısı 400'e kadar inmiş durumda. Kalan işçiler, haklarını almadan gitmek istemediklerini söylüyor. Bugün, beyaz yakalıların da işten çıkarılmasıyla birlikte şantiyede işler yavaşladı ancak işçilerin tarafında ise durum oldukça hareketli.

Yemekhane görüntüleriyle ilk olarak gündeme gelen şantiyede önlemler geç ve yetersiz olarak alınmaya başlandı. 26 Mart'ta Halk TV ekibi olarak işçilerin yaşadıklarını aktarmak üzere şantiyeye gitmiş ve çalışma koşullarını gözler önüne sermiştik. 

Taşeron, işçilerin maaşlarını iki aydır ödemiyor

Fikri takip ilkesi ve işçilerden gelen ihbarlar üzerine sözkonusu şantiyeye bugün tekrar gittik. Bir taşeron firma ise işçilerin maaşlarını 2 aydır ödemiyor. İşçiler, taşeronun para aldığını ancak kendilerine ödeme yapmadığını iddia ediyor. İki aydır şantiyede çalışan bir işçi "2 aydır burada çalışıyorum, daha para aldığım olmadı," diye konuştu.

İşçilerle konuşurken, yetkili odasına çağırdı

İşçilerle yemekhanenin olduğu bölümde söyleşi yaparken, güvenlik görevlisi bizi binadan çıkarmak istedi ve bunun yetkililerin talimatı olduğunu söyledi. "Dışarıda istediğiniz kadar konuşabilirsiniz ama bina içinde yasak," diyen görevliye işçiler ise tepki gösterdi. Gelen tepki üzerine güvenlik görevlisi yetkiliyi aradı. Yetkili bizimle odasında görüşmek istediğini söyleyince yukarı çıktık.

İsmini vermek istemeyen ana yüklenici firma yetkilisi, her gün şantiye girişinde maske ile eldiven dağıtımı ve ateş ölçümü yapıldığını, servislere binerken ise yine ateş ölçümü yapıldığını ileri sürdü. İşçilerde yine maske ve eldiven olmadığını görmemiz üzerine ise "Biz dağıtıyoruz ama onlar takmıyor. İşçilere eğitim veriyoruz ama uygulamıyorlar," sözleriyle işçileri suçladı. Yetkilinin bunları söylerken maske ve eldiven takmıyor oluşu, odasına girdiğimde el sıkışması da dikkat çeken bir detaydı. 

Yetkili: Bunlar zaten virüs saçıyor

Odasındaki ekranda, şantiyenin her yerinde bulunan güvenlik kameralarının anlık görüntüleri görünüyordu. Yemekhanede kapalı baharatlık uygulamasına geçildiğini ve yoğunluk olmadığını belirten yetkili "O günkü görüntüler bir kavga anında çekilmiş görüntülerdi," diye konuştu. Görüntülerin çekildiği sırada şantiyede 1800 işçi çalışırken, şu an ise işçi sayısı 400'e kadar düşmüş durumda. Yemekhanede yoğunluk olmamasının bununla ilgili olup olmadığını sorduğumuzdaysa "Biz 3 saate böldük yemekhaneyi, herkes farklı saatlerde yemek yiyor," cevabı geldi.

Yetkili ayrıca şantiyede hiç hastalık olmadığını söylerken, sabah gelen sendikacıların işçileri bir araya getirdiğini ve bu hareketiyle sağlıklarını tehlikeye attığını söyleyerek "Bunlar zaten virüs saçıyor," dedi.

Hipertansiyon hastası işçi: Ölmemi mi bekliyorlar?

Bir başka işçi ise evlerine dönmek istediklerini ancak burada sıkışıp kaldıklarını ifade etti. "Yol izni alabilmek için e-Devlet'ten başvurdum," diyen işçi kendisine İçişleri Bakanlığından gelen mesajı gösterdi. Mesajda başvrunun 'olumlu olarak' tanımlandığı yazarken, yol izin belgesini ilgili ilçe seyahat kurulundan alabileceği ifade ediliyor. Gelen mesajın tarihi ve saati ise, 31 Mart 2020 13.08... Kaymakamlığa giden işçi kendisine "15 günden önce gelseydiniz işlem yapabiliriz" yanıtının verildiğini söyledi. Geçmişe dönük, İstanbul'a geldiği bileti istenen işçi biletinin kaybolduğunu söylemesine rağmen kendisinin gönderilmediğini ifade etti. Hipertansiyon hastası olan işçi "Şu anda ben sağlıklıyım. İlla ki benim ölmemi mi bekliyorlar? Hastaysam, virüs taşıyıcısıysam beni karantinaya alın. İtiraz etmiyorum ki," ifadelerini kullandı.

"Doktorları geri gönderdiler"

Bir işçi ise salgının başlangıcında iki doktorun gelerek işçilerin ateşini ölçtüğünü ve oradaki işçilerin yüzde 20'sini ayırarak "Bunların ateşi var," dediğini söyledi. İşçinin iddiasına göre, firma ise buna tepki göstererek doktorları geri gönderdi ve ateş ölçüm işini iki işçiye verdi.

İşçiler, yatakhanelerinin hijyenden uzak olduğunu söylerken; konuştuğumuz İş Sağlığı ve Güvenliği (İSG) yetkilisi ise 30 metreküplük odalarda şu an 4'er kişi kalındığını ifade etti. Yetkili daha önce 6 kişilik odalar olduğunu da söyledi. Geçtiğimiz hafta konuştuğumuz işçiler ise Çekmeköy'deki koğuşlarda 8 kişilik odalar dahi olduğunu ifade etmişti.