Aydın Sezer: Türkiye ve Rusya geri adım atmazsa çok daha kötü sonuçlar doğabilir
Haber: Ali Isıyel
İdlib krizinde dün yaşanan acı olay sonrası 33 askerimiz şehit oldu. Bu sabah Rusya ve Türkiye'den çelişkili açıklamalar geldi. Rusya, Türkiye'nin askerlerinin yerini bildirmediğini ifade ederken; Hulusi Akar bu iddiayı yalanladı. Putin ile Erdoğan'ın arasında yakın zamanda bir görüşme olup olmayacağı da bilinmezliğini koruyor.
Türkiye'yi sahada militanlarla birlikte hareket etmekle suçlayan Rusya'da iki görüş tartışılıyor; bir kanat "Rusya için Suriye hayati değil, Türkiye daha önemli" görüşünü dillendirirken, başka bir kanat ise 'intikam' istiyor.
Ancak bütün bunların dışında bir de Libya sorunu var. Türkiye büyük bir seçimin eşiğinde. Rusya Uzmanı ve Medya Günlüğü yazarı Aydın Sezer, iki tarafın da geri adım atmaması hâlinde çok daha vahim sonuçlar olabileceğini söylerken Türkiye'nin Kırım ve Ukrayna hamlelerinin Rusya'nın geri adım atmasına engel olduğunu ifade ediyor.
Sezer, diyalog kanallarının açık tutulmasının hayati önemde olduğunu vurgulayarak; Erdoğan'ın dünkü olayın üzerine dahi Putin'i aramasını tarafların gerektiği takdirde temasta bulunabileceğini gösterdiğini ifade etti.
Sezer'in halktv.com.tr'ye yaptığı açıklamalar şöyle:
- Rusya ve Türkiye cephelerinden gelen çelişkili ifadeler neyi işaret ediyor?
Kremlin'in açıklamasında, 'tarafların bakanlık düzeyinde devam edeceği, gerekirse daha yüksek seviyede görüşülür' deniliyor. Burada temasların devam edeceğine yönelik bir niyet belirtisi var. Belirlenmiş spesifik bir tarih yok. Zaten dünkü olayın üzerine Erdoğan'ın Putin'i araması da gösteriyor ki taraflar gerektiği takdirde birbirleriyle temasta bulunuyorlar.
Sabah Rus Savunma Bakanlığı, "Türk askerinin bulunduğu yerle ilgili bizim bilgimiz yoktu dedi. Saldırıyı da Suriye ordusu yaptı, biz saldırı yapıldığını öğrenince durdurduk" gibisinden bir açıklama yaptı. Bu çok diplomatik bir açıklama. Bir defa Esad'ın Rusya'nın bilgisi dışında bir aktivite yapması sözkonusu değil. Bırakın aktivite yapmayı uçak havalandırması mümkün değil. Şimdi Rusya burada dikkati Esad'ın üzerine çekerken, bunu 'suçu Esad'a atıyor' gibi yorumlamamak lazım. Çünkü Türkiye'nin atacağı her türlü adımın karşısında bir şekilde Esad'ı ve onun sponsoru Rusya'yı bulacağını en az beşinci kez gösterdiler son bir ay içerisinde. İkincisi Peskov bugün bir açıklama yaptı ve dedi ki "Vurulan Türk askerlerinden hiçbiri gözlem kulelerinde değildi". Bu da şu demek oluyor, gözetleme kulelerinin varlığının meşru olması ve Astana süreciyle Türkiye'ye bu görevin verilmiş olması, bir anlamda gözetleme kulelerini dokunulmaz kılıyor. Bir anlamda bu gözetleme kulelerini koruma kollama görevi Rus Askeri Polisi'nin. Bugüne kadar da korudular zaten. Esad etrafı çevirdi ama içeride hiçbir şekilde askerlerimize zarar gelmedi. Dolayısıyla Peskov'un bu açıklaması da Türk askeri hareketliliğinin olduğuna işaret ediyor. Suriye İnsan Hakları Gözlemevi de "Oradaki militanlara destek veriyordu Türk ordusu" diyor zaten açıkça.
- Bundan sonra olası senaryolar neler?
Yarın Putin kendi güvenlik konseyini toplayacak. Önemli olan diyalog kanallarının açık olması. Ancak diğer tarafta da son bir ayda 50'ye yakın şehit verdik. Bu umarım son olay olur ama bunun bir sonraki aşaması yerde Suriye ordusuyla, havada Rus ordusuyla karşı karşıya gelmek olur. Çok daha kötü sonuçlarla karşı karşıya kalabiliriz. Çünkü her iki taraf da sahada attıkları adımlarla hem kararlılıklarını gösteriyorlar hem de birbirlerini test etmiş oluyorlar. Dolayısıyla iki taraf da geri adım atmıyor. Bu tansiyonu düşürmenin tek yolu var; her iki tarafın da bulundukları pozisyondan geri adım atmaları gerekiyor. Bunun dışında maalesef çok daha kötü sonuçlara doğru bir gidişat var.
- Rus medyasında Suriye'nin Rusya için hayati olmadığı, dolayısıyla Rusya'nın geri adım atabileceği yönünde analizler yer alıyor. Rusya'nın bu anlamda geri adım atması mümkün mü?
El Bab civarında öldürülen 4 Rus subay için "İntikam alalım. Türklerin yanına bunu bırakmayalım. Uçak krizinde affettik bizim affetmemizi zayıflık sandılar" gibi tam tersi bir analiz de yayımlandı. Her iki görüş de medyada dillendiriliyor. Burada Rusya benim kanımca Suriye'deki konumunu maalesef sadece Suriye'yle sınırlı tutacak bir eşiği geçti. Çünkü bizim daha büyük bir sorunumuz var, Libya. Orada Rusya'yla sadece karşı taraflarda yer almıyoruz, aynı zamanda Rusya'yı Hafter'e destek vermekle de suçluyoruz. Halbuki Rusya'nın resmi pozisyonu iki tarafla da görüşmekten geçiyor. Vagner ayrı, onu örtülü olarak yapıyor Rusya. Biz onu deşifre ediyoruz. Hatta geçenlerde Vagner sahipleriyle fotoğraflarını da yayımladık. Dolayısıyla Rusya şunu da düşünüyor, "Acaba Türkiye İdlib'de gaza basıp karşılığında Libya'da mı bir şey istiyor?" ya da tersini de düşünüyorlar "Acaba Libya'da gaza basıp İdlib'de mi bir şey istiyor?" diyorlar. Arada bir de Kırım'la ilgili çok sert açıklamaları, Ukrayna'ya yönelik yardımları da endişelendiriyor Rusya'yı birçok açıdan. Dolayısıyla kararlı tutumunu bütün cephelerde gösterme durumunda hissediyor kendisini Rusya. Dünkü saldırı da gösterdi ki Rusya hiçbir şekilde geri adım atmayacak. Hava desteği de olmadığı için Türkiye'nin kara harekatı çok büyük risk teşkil ediyor.