Teknolojiyle unutulan eşyalar antikacılarda değer buluyor

Bir dönem vatandaşların ihtiyacını karşılan ve önemli bir yere sahip olan bazı eşyalar gelişen teknolojiyle önemini yitirerek kaybolmaya yüz tutuyor.

Döneminde çok önemli bir yere sahip olan bu eşyalar, antikacılar sayesinde günümüze kadar ulaştırılıp, gelecek nesillere aktarılıyor. Böylece eski eşyalar değerini kaybetmemiş oluyor. Antikalar arasında daktilo, radyo, gaz lambası, ibrik, akordiyon, hesap makinası, beşik gibi eşyalar bulunuyor. Çanakkale’de ise 8 yıldır birçok eski eşya ve antika eserin satışını yapan Hasan Tahsin Erkan, gençlerin eski eşyalara olan ilgisinin fazla olduğunu söyledi.

'Gençlik geçmişini merak ediyor'

Çocukluktan beri eski eşyalara düşkünlüğü olduğunu söyleyen antikacı Hasan Tahsin Erkan, “8 yıldır çocukluk merakım olan antikacılığa başladım. Eski eşyaları insanlara tanıtmak istiyorum. Yeni doğmuş, 8-10 yaşındaki çocuklar bu eski eşyaları görünce hayretler içerisinde kalıyorlar. Bu eşyaları bize merakla soruyorlar; 'bu nedir, nasıldır, ne zaman meydana çıkmış' diye. Bizde elimizden geldiği kadar anlatıyoruz insanlara. Bu eşyaların değeri kaybolmaz. Çünkü gençlik bu işe çok meraklı. Gençlik geçmişini merak ediyor.

Koleksiyonlar yapılıyor

Geçmişte insanlar nasıl yaşamışlar, neler ile yaşamışlar, görmüşler bunları yeni nesil merak ediyor. Üniversite öğrencileri bu işi çok merak ediyorlar. Gençlik bu işin peşinde, geçmişini araştırıyor. Eski insanlar nasıl yaşamışlar,  bugünlere nasıl gelmişler, neymişiz, ne duruma gelmişiz bunlar çok önemli insanlık için. Yeni gençlik çok işin koleksiyonunu yapıyor, biriktiriyor. Pullar, paralar, eski tarihi eşyaları gençlik alıp evine gidiyor. Dükkanımızda birçok eski eşya var. Süngüler, kamalar, ibrikler, lambalar, vazolar, radyolar, su mataraları var. Ayrıca Çanakkale Savaşları’ndan kalma silahlar, çömlekler, sandıklar, giyim eşyaları var” dedi.  

Bir zamanlar 'Daktilo' meslek haline gelmişti

Bir klavye aracılığıyla harekete getirilen harfleri, mürekkepli bir sistem yardımıyla kağıda basarak yazı yazan makine, 1829‘da ABD’de William Austin Burt(en) tarafından ilk kez patenti alınmıştı. Türkiye'de ise ilk daktilo kursu 1929’da açıldı ve başlı başına bir meslek haline geldi. 

Türkiye, 1965’te Paris’te düzenlenen Dünya Daktilo Yarışması’ndan bir şampiyon çıkarmıştı. O yıl Fransa’da ülkemizi temsil eden kişi Ece Alpay’dı. Alpay, elektronik daktilo yarışmalarında ülkemizde de defalarca rekor kırmış ve 9 kupanın sahibi olmuştu.

Kaybolan meslek oldu

Bir zamanlar daktilo gibi daktilo tamirciliği de ilgi gören bir işti. Bilgisayarın yaygınlaşmasıyla tarihe karışan daktilolar gibi daktilo tamirciliği de kaybolan meslekler arasında yerini aldı.

Bu yazı yazma aracı daktilo, dünyanın bazı ülkelerinde hala kullanılıyor. Latin Amerika, Hindistan ve Afrika’da elektriğe ihtiyaç duymayan mekanik daktiloların üretimi sürüyor. 

^_DHA