Perihan Savaş: Türkiye bu aralar hoşuma gitmiyor...

Perihan Savaş: Türkiye bu aralar hoşuma gitmiyor...
Yeşilçam'ın sevilen ismi Perihan Savaş, Türkiye'de çok fazla mülteci olduğunu belirterek rahatsızlığını dile getirdi. Arapça yazılardan rahatsız olduğunu açıklayan Savaş, "Türkiye bu aralar hoşuma gitmiyor. insanların çok zor şartlar altında birkaç işte birden çalışmaya çalışması hiç hoşuma gitmiyor. Arapça yazılar hiç hoşuma gitmiyor. Burası Türkiye! " dedi.

Türk sinemasının Perihan Savaş, Yeşilçam'ın unutulmaz isimlerinden Eşref Kolçak anısına önceki hafta düzenlenen Gemlik Film Festivali’nde açıklamalarda bulundu.

Röportaj veren Perihan Savaş, Türkiye'de üniversiteyi bitiren gençlerin iş bulma konusunda zorluk yaşadığını belirterek, ülkede çok fazla mültecinin olduğunu vurguladı.

Üniversiteyi bitiren gençler iş bulamıyorlar

Türkiye bu aralar hoşuma gitmiyor. Çok, çok rahatsız. Bir kere ekonomik zorluklar, pahalılık, insanların geçinememesi, insanların çok zor şartlar altında birkaç işte birden çalışmaya çalışması... O da mümkün olmuyor. Gençlerin durumları, üniversiteyi bitiren gençler iş bulamıyorlar. Hepsi sokaktalar, hepsi bir iş arıyor.

Çok yabancı var. bu Arapça yazılar hiç hoşuma gitmiyor

Yani bunlar tabii ki hiç hoşuma gitmiyor. Çok yabancılaşmaya başladık artık. İçimizde çok yabancılar olmaya başladı. Bu Arapça yazılar hiç hoşuma gitmiyor. Burası Türkiye biz Türk’üz. Bunlar hoşuma gitmiyor yani gitmeyen bir sürü şey var.

Dünyanın hiçbir yerinde 120 dakika bir dizi yok

Bir tek seyirci sahip çıkıyor. Bu kadar senedir de hep seyirci sahip çıktı ve biz onlar için buradayız, onlar da bizim için buradalar. Onlar sayesinde biz varız. Gerçekten çok seviyorlar, çok izliyorlar, mümkün olduğu kadar sahip çıkıyorlar ama diğer türlü baktığınız zaman hala mesela telif haklarımız yok, sinema kanunu yok. Televizyon dizilerindeki süreler çok uzun, çalışma şartları çok ağır. Dünyanın hiçbir yerinde 120 dakika bir dizi yok. Ancak film var, sinema filmi var. Biz 5 günde bir sinema filmi çekiyoruz. Düşünün artık o şartları. 40-45 dakika olması gereken diziler maalesef ki çok uzun oluyorlar yani böyle.

Karavanlarımız yoktu

Geçmişte yaptığımız işler için yokluk içinde var etmek diyelim. Sevgiyle, özveriyle, saygıyla yapılan işlerdi onlar. Biz şimdiki gibi imkanlara sahip değildik. Şimdiki gençler çok şanslı. İşte karavanları var, kuaförleri var, makyözleri var, kıyafetler özel olarak geliyor. Biz kendi kıyafetlerimizi kendimiz götürürdük, saçımızı, makyajımızı kendimiz yapardık. Zaman zaman birisinden rica edip onun evinde üstümüzü değiştirirdik, zaman zaman da sokakta ya da minibüsün içerisinde üstümüzü değiştirirdik. Karavanlarımız yoktu. Ama bütün bunlara rağmen biz işimizi çok seviyorduk, çok saygı duyuyorduk. O anlamda bence o sevgi, o özveri o filmlere yansıdığı için çok seviliyor.

Güzel ama çalışan için güzel bence

Olsun tabii güzel. Güzel ama çalışan için güzel bence. Evet, güzel kız, güzel erkek, kaslılar, çok güzel kızlar da var mesela ama işte eğer çalışıyorlarsa emek veriyorlarsa araştırıyorlarsa rollerini yapıyorlarsa ki çoğu bunu yapıyor zaten o anlamda çok güzel bence niye olmasın."