Nobel ödüllü yazar Toni Morrison hayatını kaybetti
'En Mavi Göz', 'Sevilen ve Süleyman'ın Şarkısı' gibi bilinen eserleriyle birlikte 11 eseri olan Nobel ve Pulitzer Ödüllü Toni Morrison hayatını kaybetti.
88 yaşındaki yazarın Pazartesi gecesi yaşamını yitirdiği açıklandı.
TONI MORRISON KİMDİR?
Toni Morrison Afro-Amerikalı işçi sınıfı bir ailenin dört çocuğundan ikincisi olarak Ohio eyaletine bağlı Lorain’de dünyaya geldi. Babası George Wofford on beş yaşındayken iki siyah iş adamının beyazlar tarafından linç edildiğine tanıklık etti ve Morrison’a göre bu durum babasında travma yarattı. Linç olayından sonra George Wofford, gerek ırkçılıktan kaçmak gerek de ekonomik sebeplerden ötürü ırksal olarak iç içe geçmiş ve endüstrisi gelişmekte olan Ohio’nun Lorain bölgesine göç etti. Morrison’ın annesi Ramah Wofford ise dindar bir ev hanımıydı.
Morrison’ın ailesi Afro-Amerikan halk hikayeleri, hayalet öyküleri ve Afro-Amerikan ezgileri vasıtasıyla onun Afro-Amerikan kimlik bilinci geliştirmesini sağladı. Çocukken sık sık kitap okuyan Morrison’ın en sevdiği yazarlar Jane Austen ve Leo Tolstoy’dur. On iki yaşında Katolik olarak Anthony adını alan Morrison, daha sonra nickname olarak Toni’yi kullanmaya başladı.
1949’da, siyah entelektüel çevreye katılmak amacıyla çoğunlukla Afro-Amerikalılara tahsis edilmiş olan Howard Universitesi’ne kayıt oldu. Okul, ırksal olarak segrege olmuş/ayrıştırılmış restorantlar ve otobüsler ile ilk kez karşılaştığı yer olan Washinton D. C.’deydi. Üniversitenin İngilizce bölümünden 1953 yılında mezun olduktan sonra masterını 1955 yılında Cornell University’de yaptı. Master tezi Virginia Woolf ve William Faulkner üzerineydi. Texas Southern Üniversitesi’nde iki yıl, Howard Üniversitesi’nde ise yedi yıl İngilizce eğitimi verdi. Howard Üniversitesi’nde eğitmen olarak görev yaptığı esnada Jamaikalı bir mimar olan ve 1958 yılında evleneceği Harold Morrison ile tanıştı. 1964 yılında boşandıklarında ikinci çocuklarına hamileydi.
RANDOM HOUSE'TA EDİTÖRLÜK YAPTI
Boşandıktan sonra yaşamına Random House’ta editorlük yaparak devam etti ve Random House’un hikaye/öykü alanında ilk kıdemli siyah kadın editörü oldu.
Morrison, siyah edebiyatının ana akım medyada görünür hale gelmesinde önemli rol oynadı. Üzerinde çalıştığı ilk kitaplardan biri de Nijeryalı yazarlar Wole Soyinka ve Chinua Achebe ile Güney Afrikalı oyun yazarı Athol Fugard’ın çalışmalarını içeren bir koleksiyon niteliğinde olan ve çığır açan Modern Afrika Edebiyatı (Contemporary African Literature) adlı çalışmasıdır.
Eserleri arasında kölelikten 1970’lere dek Amerikalı siyahların hayatından fotoğraflar, araştırma yazıları, ilustrasyonlar ve diğer bilgilerin bir antolojisi niteliğinde olan The Black Book (1974) da yer alır.
Morrison, yazım hayatına Howard Üniversitesi’nde şairler ve yazarların oluşturduğu gayrı resmi bir grubun parçası olarak başladı. İlk romanı olan En Mavi Göz’de mavi gözlere sahip olmak isteyen küçük bir siyah kızın hikayesini anlatıyordu. “En Mavi Göz” adlı kısa romanı ilk yayımlandığında Morrison otuz dokuz yaşındaydı. Kitap ilk yayımlandığında pek ilgi görmese de daha sonra yazarın tanınmış romanları arasında yerini aldı.
1975’te, Morrison’ın ikinci romanı olan ve iki siyah kadının arkadaşlığın anlatan 'Sula', National Book Award adaylığına seçildi. Üçüncü romanı olan 'Solomon’un Şarkısı' ile yazar, ulusal anlamda ün ve beğeni kazandı ve pek çok ödül aldı.
Sonraki romanı “Tar Baby”de dış görünüşü konusunda takıntılı olan fashion model Jadine ve Jadine’in aşık olduğu meteliksiz bir serseri ve siyahlığıyla barışık olan Son’un hikayesini anlatır. İlk oyunu Dreaming Emmett, beyaz erkekler tarafından öldürülen Emmett Till adlı siyahi genç hakkındadır.
NOBEL ÖDÜLÜ’NE LAYIK GÖRÜLDÜ
Morrison 1987’de en çok ödül alan romanı Sevgili (Beloved)’i yayımladı. Roman, köleleştirilen Afro-Amerikalı bir kadın olan Margaret Garner’ın gerçek hikayesinden esinlenilerek yazıldı. Morrison 1988 yılında Pulitzer ve 1993’te de Nobel Edebiyat Ödülü’nü kazandı.