küçük İskender: Gücü yeten şiire iltica etsin…

küçük İskender: Gücü yeten şiire iltica etsin…
Bir süredir kanserle mücadele eden küçük İskender, son kitabı 'İkinci Waliz' için verdiği röportajda, "Başımızda olduğunu iddia edenler şiiri biraz sevselerdi hakikatten çok daha güzel bir coğrafyada ve dünyada yaşıyorduk

Bir süredir kanserle mücadele eden küçük İskender, son kitabı 'İkinci Waliz' için verdiği röportajda, "Başımızda olduğunu iddia edenler şiiri biraz sevselerdi hakikatten çok daha güzel bir coğrafyada ve dünyada yaşıyorduk. Gücü yetenler şiire iltica etsin. Hele imkanı olanlar tez zamanda" dedi.

Bir süredir kanser ile mücadele eden küçük İskender, geçtiğimiz günlerde Can Yayınları etiketiyle basılan son kitabı ‘İkinci Waliz'i okurlarla buluşturmuştu.

‘İkinci Waliz’ için Cumhuriyet Kitap'tan Akif Kurtuluş'a konuşan, küçük İskender şiir ve edebiyata dair çarpıcı açıklamalarda bulundu. İşte, söyleşinin satır başları:

“Bizim kuşağın fikir ayrılıklarına rağmen bir kardeşlik duygusu taşıdığını, kızsa ve hoşlanmasa dahi birbirini takip ettiğini algılarken aslında gizliden gizliye bir aile olduğunu hissettim her zaman. Bizden önceki kuşağa baktığımda da bunu görüyorum. Özellikle o içkili sofralarda, kahve köşelerinde, şair evlerinde… İnsanların birbirlerine katlanabilme katsayılarının yüksek olduğunu düşünüyorum.

‘RÜZGARIN SAVURDUĞU TOHUM GİBİ’

Babam komünist, emekçi bir ressamdı Cağaloğlu’nda. Annem belirli bir okuma seviyesindeydi. Evimizde çok kitap vardı ama kitaplar üzerine sohbet edilen bir ortam yoktu.

Ben aslında rüzgarın savurduğu bir tohum gibi kendi kendime yetişmeye başladım. Tabii bu şiirimde de gelgitlere neden oldu. Bazen çok politik şiirlere girdim, bazen bireysel şiirlere döndüm.

‘GÜCÜ YETENLER ŞİİRE İLTİCA ETSİN’

Şairleri kaşiflere benzetirim. Gemiyi hazırlar ve yola çıkarlar. Cesaret ve o bilinmezin yükselttiği adrenalini severler. Çoğu kere de yanılırlar, sorun değil. Galiba şiir, bazen insanın bir işe yaramasa bile kendini bulmasıdır.

Kendi kuşağımda ve benden sonraki kuşak için karşılaştırma yaparsam şu otuz seneyi geçen süre içinde evi genç şairlere en açık şair olarak yaşadım. Genç arkadaşlarımla bir araya geldiğimde şiirden çok söz etmeyiz. Hayat neyse onu konuşuruz. Benim biricikliğim şiirden mümkün olduğu kadar az söz edip şairce yaşamakta değil. Şiiri hayatın dışında bırakmayıp yanımızda tutabilmek ve bunu bir aksesuar olarak değil hayatımızın en önemli paydalarından biri olarak tutabilmekti amacımız… Başımızda olduğunu iddia edenler şiiri biraz sevselerdi hakikatten çok daha güzel bir coğrafyada ve dünyada yaşıyorduk.

Gücü yetenler şiire iltica etsin. Hele imkanı olanlar tez zamanda… Son sözüm de bu olsun.”