'Batı Yakası'nın Hikayesi' İstanbul'da
Broadway’in en sevilen müzikallerinden biri Batı Yakası'nın Hikayesi, Borusan Sanat ile İstanbul'da...
Batı Yakasının Hikâyesi... Broadway’in en sevilen müzikallerinden biri, Amerikan sinemasının unutulmayan klasiklerinden biri, bir orkestral başyapıt, bir koreografi harikası ve her şeyden önemlisi hiç eskimeyen konusuyla her zaman zirvede bir eser. Borusan Sanat, bu sezon Batı Yakasının Hikâyesi’ni ve günümüz müziğinin ondan ilham alan yaratıcılarını 12-23 Aralık 2015 tarihleri arasında, on bir günde dokuz ayrı konserde İstanbul ’da ağırlayarak bir ilke daha imza atacak.
20. yüzyılın Romeo ve Juliet öyküsü olarak da nitelendirilen Batı Yakasının Hikâyesi’nin, 1957’deki Broadway prömiyerinden, 1961’de çekilen film versiyonuna ve günümüzde devam etmekte olan sahne performanslarına uzanan efsanevi bir tarihi var. Batı Yakasının Hikâyesi üzerindeki bu yoğun ilginin sebepleriyse oldukça fazla. Elbette Broadway ve sinema versiyonu için seçilmiş olan, o dönemin ünlü oyuncu ve ses sanatçılarının oluşturduğu muhteşem kadro, bu ilginin artmasının başlıca sebebi.
New Yorklu oyun ve senaryo yazarı Arthur Laurents’in Shakespeare’in Romeo ve Juliet’inden esinlenerek 1957 yılında kaleme aldığı Batı Yakasının Hikâyesi, özellikle film versiyonu ve Stephen Sondheim’ın sözleriyle, Jerome Robbins’in koreografisiyle ve elbette Leonard Bernstein’ın müziğiyle bir başyapıt, bir klasik olarak repertuvara geçeli tam 58 yıl oldu. Müzik ve sinemaseverlerin Robert Wise’ın 1961 yapımı filmiyle oldukça iyi tanıdığı Batı Yakasının Hikâyesi, Natalie Wood, Rita Moreno, Richard Beymer, Russ Tamblyn ve George Charikis’i canlandırdıkları karakterlerle hafızalara kazıdı.
Konusunun cazibesiyle birlikte belki de en önde gelen sebep, şüphesiz Batı Yakasının Hikâyesi’nin yapım öyküsü ve müziği. Amerika’nın 20. yüzyıl’da müziğe kazandırdığı dev isim, besteci, orkestra şefi ve piyanist Leonard Bernstein’ın muhteşem müziği, Batı Yakasının Hikâyesi’nin “America”, “Someday”, “I Feel Pretty”, “Maria” ve “Tonight” gibi daha pek çok şarkısını unutulmaz klasikler arasına ekledi. Gerek Broadway yapımının, gerekse film versiyonunun ortak özelliği, birbirinden ünlü ve yetenekli isimleri bir araya getirerek, konusu ve müziğiyle son derece çarpıcı olan bu “Amerikan tablosu”nu belki de “gerçekleri” izleyenlerle buluşturmaktı. Amerika’da, hatta Amerika içinde ve dünyada tek olan New York sokaklarında yaşanan, söylenen, hissedilenler müziğe, söze ve dansa yansıdı. Batı Yakasının Hikâyesi, işte böyle ortaya çıktı. Yapımdaki işbirlikleri de en az yapımın kendisi kadar dikkat çekici oldu. Ve bayrağı Batı Yakasının Hikâyesi’nden devralan müzisyenler, Leonard Bernstein’ın mirasını, kendi birikim ve izlenimlerine katarak bu öyküye her gün yeni bir şeyler kattılar. Bu işbirliğinin günümüzde de devam ettiğini görmek güzel, hatta bunu görebilmemiz için sanat platformlarında bulunabilmek, festivallere, sohbetlere tanık olabilmek daha da güzel. Örneğin Batı Yakasının Hikâyesi ve ekseninde gelişen müzik atmosferini soluyabilmek için Aralık ayında İstanbul’da kaçırılmayacak bir fırsat var.
Borusan Sanat’ın bu yılki en büyük sürprizlerinden biri olan Batı Yakasının Hikâyesi konserleri, bu eserin başlığını taşıyan Amerika temalı bir festival olacak. Yaratıldığı dönemde Amerika’yı tüm gerçekliğiyle tasvir edişiyle takdir kazanan Batı Yakasının Hikâyesi, günümüzde ise çok çeşitli ses ve renklere ilham vermeye devam ediyor.
Batı Yakasının Hikâyesi Festivali kapsamındaki konserlerin ilki ve dolayısıyla etkinlikler dizisinin açılışı, 12 Aralık’ta Leonard Bernstein’ın kızı Jamie Bernstein tarafından yapılacak. Amerika’nın ünlü yazar, yayıncı ve anlatıcılarından biri olan Jamie Bernstein’dan babası Leonard Bernstein’ı dinleme fırsatını, 12 Aralık Cumartesi günü saat 20.00’de Borusan Müzik Evi’ne gelerek yakalayabilirsiniz.
14 Aralık’ta, Amerikalı genç piyanist -ve çokyönlülüğü sayesinde ortak görüşe göre tam bir yeni yüzyıl dehâsı Kit Armstrong’un solist olarak yer alacağı konserde Sascha Goetzel yönetimindeki Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrası’ndan, önce Bernstein’ın Candide Uvertürü’nü, daha sonra piyano konçertosunun caza iz bırakan hali olan Gershwin’in Fa Majör Konçertosu’nu ve yine Amerika’nın başkahramanı olduğu bir diğer yapıtı, Dvorák’ın “Yeni Dünyadan” başlıklı 9. Senfoni’sini dinleyebilirsiniz.
15 Aralık’ta, Güher ve Süher Pekinel iki piyano ve perküsyon için yazılmış yapıtlardan bir seçkiyle sahnede olacak. Tüm klasik müzikseverlerin yanı sıra Pekineller’in hayranlarının özellikle kaçırmaması gereken gecede, sanatçılar Leonard Bernstein’ın kendilerine ithafen düzenlediği “Batı Yakasının Hikâyesi’nden Senfonik Danslar”ın iki piyano versiyonunu ve yine kendilerine ithaf edilen Penderecki’nin Ciaccona’sının uyarlamasını seslendirecekler. Konserde Berlin Filarmoni Orkestrası’nın perküsyonistleri Raphael Haeger ve Simon Rössler, Pekineller ile aynı sahneyi
16 Aralık’ta Borusan Müzik Evi’nde, New Yorker yazarı Alex Ross’un “punk rock’ın öfkesi, free jazz’ın gergin parlak zekâsı ve klasik modernizmin dirençli mizacının bir karışımı” olarak nitelendirdiği Michael Gordon’un “Timber”ını, sevilen perküsyon topluluğu sa.ne.na seslendirecek.
Festivalin perküsyon ustası Evelyn Glennie’nin BİFO ile vereceği konseri, tam da temaya uygun olarak yakın geçmişin Amerikan Müziği’ne bir retrospektif sunacak. 17 Aralık’taki bu konserde Adams, Dougherty, Ives ve Copland’ın eserlerini dinleyebilirsiniz.
Bu konserin peşindeyseniz, 19 Aralık’ta BİFO’nun çellist Nicolas Alstaedt’e eşlik edeceği muhteşem geceyi de kaçırmamanızı öneririz. Bernstein, Copland, Korngold ve Bloch’un eserlerinden seçilmiş bir programla bu yıldız çellist de festival kapsamında İstanbul’da olacak.
BİFO’nun 2009 yılını karşılama konserinde izleyenleri büyüleyen soprano Indra Thomas, Batı Yakasının Hikâyesi Festivali’nin bir diğer yıldız konuğu olacak. Thomas, 18 Aralık Çarşamba günü, Amerika’nın sesi, cazın ve tüm dallarının kaynağı olan spiritüallerden bir seçkiyi Borusan Müzik Evi’nde sunmak için İstanbul’a
Borusan Müzik Evi’nde 21 Aralık’ta kelimenin tam anlamıyla bir ritim şöleni sizleri bekliyor olacak. Bang On a Can All-Stars topluluğunun film müzikleri ve çağdaş müziğin hitlerinden seçtikleri parçalardan oluşan repertuvarını, BİFO üyelerinin de katılacağı muhteşem bir müzisyen grubu seslendirecek. Bang On A Can All-Stars’ın Amerika’da müzik ve filmin uyum sürecinin 21. yüzyıldaki yansımalarını BİFO üyeleriyle işbirliği içinde seslendireceği bu eşsiz konseri de kaçırmamanızı öneririz.
Festival 23 Aralık Çarşamba günü Borusan Müzik Evi’nde sona erecek. Hezarfen Ensemble’ın dünya ve Türkiye prömiyerlerinden oluşan programı festivalin kapanışına yakışır bir konserle sizlerle buluşacak. Hezarfen Ensemble, Amerikan postminimalistleri olarak anılan ve günümüz müziğinin önde gelen bestecilerinin dünya prömiyerlerini yapacak ve festivali sona erdirecek.
20. yüzyıl’ın ortasından günümüze, Leonard Bernstein’ın Batı Yakasının Hikâyesi’nin, fikir ve müzik kattığı Amerika’nın renklerine ve seslerine tanık olmak, birbirinden ünlü yıldızların prömiyerler ve özel projelerle, kendilerine adanmış düzenlemeleri sunacağı seçkin programları takip etmek isterseniz, Borusan Sanat’ın 12-23 Aralık tarihleri arasında müzikseverlerle buluşturacağı Batı Yakasının Hikâyesi Festivali’ne davetlisiniz.
Radikal