Koronavirüs salgınında davranış araştırması sonuçlandı
Araştırmaya göre, koronavirüsle birlikte vatandaşlar, maske stoklayıp, yanında sürekli dezanfektan taşımaya başladı. Büyük çoğunluk dışarıda yemek yeme ya da sipariş etme sıklığını azalttı.
Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Bülent Dilmaç, Arş. Gör. Dr. Tolga Seki ve Yüksek Lisans Öğrencisi Furkan Kurnaz, pandemi sürecinde, bireylerin psikolojik iyi oluş düzeylerinde koronavirüs korkusunun, obsesif kompulsif davranışların ve sıkıntıyı tolere etmenin etkisini ortaya çıkarmaya yönelik 7 bölge, 40 il ve 468'i kadın 258'i erkek olmak üzere toplam 726 kişi üzerinde araştırma yaptı. Araştırmada katılımcıların yüzde 55.4'ü olan 402 kişi salgın sürecinde maske stokladığını söyledi. Yanında sürekli dezenfektan bulunduranların oranı ise 478 kişi ile yüzde 65.8 oldu. Katılımcıların 609’u yani yüzde 86.9'u da salgın sürecinde dışarıda yemek yeme ya da sipariş etme sıklığının azaldığını ifade etti.
Prof. Dr. Dilmaç araştırma ile ilgili şunları söyledi:
"7 bölgede ve 40 ilde gerçekleştirdiğimiz bir çalışma oldu. Katılımcıların yüzde 55.4'ü bu pandemi sürecinde maske stokladığını gördük. Maske stoklayan bireylerin koronavirüs korkusunun diğer bireylere göre daha fazla olduğunu gördük. Katılımcıların yüzde 65.8'inin ise yanlarında sürekli olarak dezenfaktan bulundurmaları da dikkat çekici bir bulgu. Şehiriçi yolculuklarında, bir yerlere gittiklerinde kesinlikle bu kişiler yanlarında dezanfekten taşıyor. Araştırmaya katılanların 98.9'u dışarıdan içeriye girdiklerinde ellerini yıkama, dezanfekte etme ihtiyacı duymaktadır. Bu bireylerin kendilerine koronavirüsün buluşma riskinin daha fazla olduğunu düşünmekte ve olası sonuçları da bireylerin psikolojik anlamda yaşamlarına olumsuz etki etmektedir."
'Katılımcıların hijyenik ürünler stokladıklarını gördük'
Katılımcıların yüzde 41'inin pandemiden sonra çok daha fazla hijyenik madde aldıkları ve depoladıklarının da ortaya çıktığını belirten Dilmaç,"Katılımcıların yüzde 93.3'ü hapşıran, öksüren insanlardan kaçınma davranışı geliştirdiklerini ifade ediyor. Bu davranışların daha önce fazla olmadığını söylüyorlar. Bu da koronavirüsün bulaşma riskini azaltmaya yönelik, bu sürecin koronavirüs bulaştıracağına dair ipuçlarından kaynaklı bir davranışa yönlendirdiğini görüyoruz. Bu tür bireylerde koronavirüs korkusunun diğerlerine göre daha fazla olduğunu göstermekte. Katılımcıların yüzde 41'i pandemiden sonra çok daha fazla hijyenik madde aldıklarını ve depoladıklarını söylüyorlar. Pandemiden sonra kişilerin alışverişlerindeki öncelikleri değişmiş, önceliklerinde artık hijyenik maddeler, temizlik ürünlerini alıp depolamaya başlamışlar. Buda koravirüsün getireceği buluşma riskine yönelik tehdit algılarından kaynaklı ve geliştirilebilir korkudan kaynaklı olduğunu ifade edebiliriz. Bunları aldıkları zaman kendilerini güvende hissediyorlar" diye konuştu.
'Asansör kullanma oranı ve dışarda yemek yeme oranı azaldı'
Bülent Dilmaç, şöyle konuştu:
"Araştırmaya katılanların yüzde 45.7'sinin asansör kullanma oranı azalmıştır. Kapalı ortamlarda, dar alanlarda birkaç kişinin bir arada olması, mesafenin de kısıtlı olduğu süreçlerde salgının çok daha fazla yayılabileceğinden, bulaşma riskinin fazla olduğunu düşünen yüzde 45.7'sinin artık bu süreçte asansör kullanmadığını görüyoruz. Bu ciddi bir orandır. Katılımcıların yüzde 89.9'unun da artık toplu taşıma araçlarını kullanmadığını görüyoruz. Mümkün olduğu kadar bireysel araçlarını kullanıyorlar. Mesafe kısaysa yürüyerek veya bisikletle gideceği yerlere gidiyorlar. Bakıldığı zaman toplu taşıma araçlarında sosyal mesafenin yanından bile geçilmiyor. Çok daha dar alanlarda çok daha fazla kişilerin olduğu görülüyor. Bulaşma riskinin çok ciddi anlamda yayıldığı ortamlardan biridir taşıma araçları. Araştırmaya katılanların yüzde 86.9'u artık dışarıda yemek yeme alışkanlığını değiştirmiş durumda. Bundan önce sürekli dışarıda yemek yeme alışkanlığı olan bireylerin yüzde 86.9'u dışarıda yemek yeme alışkanlığını bırakmışlardır. Çünkü toplu yerlerde bir arada yemek yemenin koronavirüs sürecinde bulaşıcı rol oynayacağını düşünerek bireylerin bu süreçte yeme alışkanlığını değiştirmiştir"