Kılıçdaroğlu, Adalet ve Hukuk reformları için maddeler sıraladı
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, gündeme ilişkin çarpıcı açıklamalarda bulundu. Kılıçdaroğlu konuşmasına şöyle başladı:
"Ciddi bir sorun var. Sorun hissediliyor mu, Türkiye çapında hissediliyor. Sorunu çözecek olan kim? Siyaset kurumu. Soruna talip olacak olan kim? İktidarı yönetenler. Peki yöneten görevini yapmıyorsa, o zaman biz devreye giriyoruz. Ekonomik bir buhran var, hukuk buhranı var. Çözülmesi mi gerekiyor, çözülmesi gerekiyor. Kim çözecek? Siyaset kurumu çözecek. Bir hukuk buhranı ve ekonomik buhran var. Her ortamda ve her yerde şunu söyledim. Bir sorunu çözecekseniz ve o çözüm milletin hayrınaysa CHP olarak biz el kaldırarak evet diyeceğiz. Fakat ısrarla söylemde kalan sözler var. Gerçeğe dönüşmüyor, yasaya dönüşmüyor, kararnameye dönüşmüyor."
Türkiye'nin çözülemeyecek hiçbir sorunu olmadığını ifade eden Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
"Bunu çözecek kapasite de irade de liyakat de vardır. Bir devlet aile şirketi gibi yönetilemez. Sorunun çözümü için liyakate, enerjiye, özel sektöre, şeffaf kamu kurumlarına ihtiyaç var. Bir sorumluluk içinde devleti yönetmeniz lazım. Devlet, vatandaşları arasında ayrım yapmaz. Bendensen hizmet veririm, benden değilsen hizmet vermem anlayışı demokrasilerde ve insan haklarında olmaz. Ekonomide ya da hukukta reform yapacaksan nasıl yapacağını anlatacaksın. İktidar sahada konuşamıyor, milletvekilleri konuşamıyor. Nereye gitseler protestoya uğruyorlar. Milletvekillerimiz meslek kuruluşları ve kanaat önderleri ile konuştu. Bu sefer sadece çözümlerimizi anlatacağız. Eğer yeterli gelmeyenler varsa onu da alacağız.Bir ekonomi masası kurduk. Ekonomi masasında görev alan milletvekili ya da milletvekili olmayan arkadaşlarımız var. Bu kez gideceksiniz, sorun yaşayan aktörlerle bire bir görüşeceksiniz ve sorunları nasıl çözeceğimizi yetkin bir şekilde hem politikacı hem de teknokrat olarak anlatacaksınız. Arkadaşlarımız Mersin’e, Adana’ya, Hatay’a gittiler. Yine gidecekler, yine anlatacaklar. Çözecek en yetkin aktör CHP’dir."
Kılıçdaroğlu'nun satırbaşları şöyle:
"Sorunu çözemiyorlar çünkü kapasiteleri yok, liyakatli elemanları yok. Biz çözeceğiz, kararlılıkla çözeceğiz. Bizim çözme konusunda bilgi ve birikimimiz var. Kimseye veremeyecek bir hesabımız yok. Kimse bizi mal varlığımız ile tehdit edemez. Bu ülkede tüyü bitmemiş yetimden en yaşlısına kadar herkesin sorunlarını çözeceğiz. Gerçekten millet perişan halde. Ama saraylarda oturanlar bu gerçeği göremiyorlar. Görmek istemiyorlar, duymak istemiyorlar, pembe hayaller peşindeler. Daha 15 gün önce ekonomi pik yapıyor diyenler şimdi acı reçete vereceğiz diyenler değil mi? Ekonomi pik yapıyor lafı doğru mu? Bazıları için doğru. Kimler için doğru söyleyeyim. Dolarla ihale alanlar için doğru, dolarla devlete borç verenler için doğru. Bunlar kendini biz yerli ve milliyiz diye tanıtıyorlar değil mi?Bunu diyenler dolarla borçlanma konusunda tahvil çıkarırlar mı? Kendi parana güvenmiyorsun, kendi vatandaşına dolarla borç ver diyorsun. Bu sözüm sarayın bekçiliğini yapanlar için de geçerli. Dolarla mevduat hesabı olanlar için de ekonomi pik yapıyor. Dolar arttıkça onlar da rahatlar. Dolarla hazine garantisi alanlar için de ekonomi pik yaptı. Yandaş ve tefeciler için ekonomi mükemmel. Ama işçi için dul için emekçi için ekonomi ne yaptı? Pik değil dip yaptı. Dövizdeki artış her şeye yansıdı. Sudan peynire kadar her şeye zam geldi.
"83 milyon insan 5 kişiye çalışmış"
10 milyon 287 bin işsizimiz var. Cumhuriyet tarihinin en büyük işsizlik rakamları. İşsizlik sigortasından sadece 225 bin kişi faydalanıyor. Merkez Bankasının dolar rezervi eksi 54 milyar dolar. Bir de borç yapmışız. İnsanda biraz vicdan ve ahlak olur. Vatandaşa bari doğruyu söyleyin. Bankalardaki mevduatın yüzde 56,7’si dolar mevduatı. Vatandaşın parası var haklı olarak Türk Lirası’na güvenmediği için dolara yatırmış. Anket yapılmış soru şöyle: 100 liranız olsa paranızı TL mevduatı mı yoksa dolar mevduatı olarak mı tutarsınız? AKP seçmeninin yüzde 32’si, MHP seçmeninin yüzde 41’i dolar demiş. Rakamlar benden ya da CHP’den değil. Rakamlar TBMM adına denetim yapan Sayıştay’dan. Dolar kurundaki artış nedeniyle ödenen kur farkları. 2015 yılındaki 9 milyar 284 milyon lira fazla para ödemişiz. 2018’de 25 milyar 117 milyon lira kur farkı ödemişiz. 2014-2019 yılları arasında ödenen kur farkı 61 milyar 719 milyon lira ödemişiz. 83 milyon insan 5 kişiye çalışmış. Hem ana parayı hem de kur farkını alıyorsun. Bunlar için ekonomi pik yapıyor. Vatandaş belki sorabilir bu parayla ne yapılır diye. 14 tane Avrasya Tüneli, 12 tane Osmangazi Köprüsü, 8 tane Çanakkale köprüsü yapmak mümkün.
"AK Parti çiftçilerin oylarını çantada keklik olarak görüyor"
Bütün esnafa faizsiz kredi vermek, öğrencilerin kredi borçlarını silip hem de artıya geçmek mümkün. Böyle olunca çiftçi hakkı olan parayı alamıyor. Kanun çıkarmışsınız: Bütçeden ayrılacak kaynak GSHY’nin yüzde birinden az olamaz. Çiftçiye destek için. Bugüne kadar hiç uygulanmadı. Uygulanmadı ama 2020 yılında çiftçiye verilen desteğin önemli bir kısmı 2021 bütçesinde kesiliyor. Çünkü dışarıdan alıyoruz. Yozgat’ın dünyaca ünlü kokulu mercimeği var biz mercimeği Bosna Hersek’ten alıyor. Çiftçi bunu hak ediyor mu?
Açık söylüyorum hala onlara oy veriyorsa hak ediyor. Sen sesini çıkarmıyorsan açlığı ve yoksulluğu hak ediyorsun. Ben senin ve senin çocuklarının hakkını savunuyorum. Sen sarayda yaşayanları savunuyorsan ahlaki bir sorunun var demektir. Bütün çiftçilerin oylarını AK Parti çantada keklik olarak görüyor.
"18 yıldır ne yaptın arkadaş?"
Sayın Erdoğan ekonomide reform yapacağız gerekirse acı reçeteyi milletin önüne koyacağız dedi. Soru şu: 18 yıldır ne yaptın arkadaş? Ne oldu da 18 yılın ardından millete acı reçete sunuyorsun? Ne istediysen yaptın. El kaldır deyince blok halinde el kaldırıyorlar. 18 yılda ne istediysen yaptın. Hangi gerekçeyle acı reçete koyuyorsun bunun sorgulanması lazım. Vatandaşa acı reçete koyacağız diyor devlette israf yapmaya devam ediyor.
"Ayranı yok içmeye..."
Kıbrıs'a gittiler. Bahçeli ile birlikte. Yavru vatan. Onların Cumhuriyet Bayramı'nda bu ülkenin Cumhurbaşkanı ve muhalefet partisi liderinin gitmesi güzel bir şey. Ama onlar piknik yapmaya gidiyorlar. Maraş'ta zaten piknik yaptıkları alana ben 2 kez gittim. Orda zaten orduevi vardı, öğrenci yurdu vardı orda. Nasıl gidiyorlar peki? Bir uçak Recep Tayyip Erdoğan için. Devasa bir uçak. Bir başka uçak MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli için. Bir başka uçak bakanlar ve heyet için. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu için başka bir uçak. İki uçak da korumalar için. Hani var ya bizde meşhur bir laf, ayranı yok içmeye diye... Tam olarak öyle. Gittiler oraya Rauf Denktaş'ın mezarını ziyaret etmediler. Sen oraya gidiyorsan piknik yapmaya onu sana sağlayan kişi Bülent Ecevit'tir.
"Ekonomide reform diyerek tefecilere selam gönderdi"
Ekonomide reform yapacağız. Ne demek bu? Tefecilere selam göndermek. Zamları yapacağız millet önceden hazırlıklı olsun demek. Erdoğan, "faizin en azından enflasyon seviyesinde tutulma mecburiyeti bu konuda mücadelemizi zora sokuyor" diyor. Ya arkadaş sen demiyor muydun faiz düşerse enflasyon düşer, faiz düşerse dolar düşer, faiz düşerse fiyatlar düşer diyen sen değil miydin? Londra'daki bir avuç tefecinin önünde diz çökmek demektir bu. Bunu yapacaksınız siz.
Faizlerde artış yapacaklar, vergide, kamunun ürettiği mal ve hizmetlerde artış yapacaklar, memur ve emeklinin maaş artışını düşürecekler. O görevi de TÜİK’e verdiler. Dünya Sefalet Endeksi diye bir endeks var. 33 ülkeyle ilgili bir çalışma yapılmış 2019’da. Türkiye, Arjantin, İran ve Güney Afrika’dan sonra sefalet endeksinde 4. Sırada. 18 yılda Türkiye’nin geldiği durum bu. 2020’de belki durum daha kötü.
Ekonomide reform yapacaksan devlette israfı önleyeceksin. Kamu ihale kanununu 191 sefer değiştirdiler adamına ihale yapmak için bunu yapmaktan vazgeçip ihaleleri canlı yayınlayıp yandaşa peşkeş çekmeme sözü verdiler.
Şimdi doğalgaz alım ihalesini de kanun dışına çıkardılar. Merkez Bankası’na müdahale etmeyeceksin. Ekonomi ve sosyal konseyi toplayıp sorunu yaşayanları bizzat dinleyeceğim diyeceksin. Devletin itibarını koruyacaksın, Varlık Fonu’nu kapacaksın. Bunu yaparsan bize deniz ki bunlar ciddi. Sadece faizleri arttırmak için yol arıyorlar. Londra’daki tefecilere diz çöktüler. Varlık Fonu 3 kez ihaleye çıktılar. Kimse para vermedi. Türkiye’nin geldiği durum bu. Ama Ülker Grubu da çıktı, talebinin 4 katı teklif geldi. Ekonomide reform yapacaksan faturayı Saray’a keseceksin.
"Erdoğan sözünde ne kadar samimi?"
Gazeteciler, öğrenciler, iş insanları hapse atıldılar. Devletin kozmik odasını terör örgütüne peşkeş çektiler, dünyada örneği yok. Bir dönem kuvvet komutanları, paşalar topluca yargılandılar. O zaman idam yoktu idam olsaydı hepsine verirlerdi, sonrasında beraat ettiler. Rüşvet alanlar hakkında soruşturma açılmadı tam tersi ödüllendirdiler. Rüşvet alandan büyükelçi yaptılar. Yetmedi çıktı Erdoğan ekonomi ve hukukta reform yapacağız dedi.
Ders aldıysa, eyvallah. Düzeltmek için herhangi bir şekilde parlamentoya yasa teklifi verirlerse destek vereceğiz. Soru şu: Erdoğan bu sözünde ne kadar samimi? Adaletin dibe vurduğunu o da görüyor. Adalet kurumuna güven kalmadığını o da görüyor.
Hakimlerin, savcıların, belli odaklardan talimat aldıklarını herkes biliyor. Adalet Bakanı da açık konuşmuş. 'Bırakın adalet yerini bulsun, isterse kıyamet kopsun.' Bu konuda adım atacak kim? Sizsiniz kardeşim.
İşin ilginci şu: 18 yıldır devleti yönetenler bu ülkede adaletsizlik var, biz bunu çözeceğiz diyorlar. 18 yıl istediğini yapacaksın, adaleti perişan edeceksin, şimdi de hukuk reformuna ihtiyaç var diyeceksin. İnsanın biraz yüzü kızarır. Özür dileriz demeleri gerekmiyor mu?
Kılıçdaroğlu, madde madde sıraladı
Evet, bir neşter atılması lazım. Yine büyük bir iyi niyetle, adalette reform yapacaksanız, sayayım: Anayasa Mahkemesi kararlarına uymayan hakimlere ne yapacaksınız? Bırakın hukuk fakültelerini, ilkokul mezunu olmayan biri bile Anayasa Mahkemesi kararlarına herkesin uyması gerektiğini bilir. Anayasa Mahkemesi kararlarını uygulamayarak devlet krizine yol açan yargıçları ne yapacaksınız?
Ceza İşleri Genel Müdürlüğü, Hakim ve Savcıların eğitimi için broşür hazırlamış. Tahliye konusunda HSK ile mutlaka istişare edildikten sonra irade oluşturulacak diyor. Ey hakim sen sus, biri tahliye edilecekse bana soracaksın, ben izin verirsem tahliye edeceksin diyor. HSK’da bu talimatı yazan kim? Binlerce KHK mağduru var. Ceza mahkemesinde yargılanmış ve beraat etmiş. Bu insanları derhal göreve iade edeceksin. Mafya liderlerini, uyuşturucu kaçakçıları serbest bırakıp düşünce suçlularını hapsetmekten vazgeçecek misin?
Adaletin olmazsa olmazı savunmadır, barolardır. Baroları parçalamaktan vazgeçecek misin? Hukuka yapılan ihanettir bu.
Basın özgürlüğü konusunda Basın İlan Kurumu ciddi bir tehdit unsuru. Beğenmediği haber yüzünden ilan vermiyor. Cumhuriyet gazetesi Basın İlan Kurumu’nun zulmüne uğradı. Fahrettin Altın bu inşaatı yaptı, izin almadı, izin almadığı için inşaatı kendi yıktırdı. Bu, doğru haber yaptığı için ceza alıyor. Ne zamandır doğru haber yapanlar ceza alıyor?
RTÜK tam bir baş belası. Havuz medyası her şeyi yazar tık yok. Özgür medyada bütün gözü. Acaba bir şey bulup bunların ekranlarını karartabilir miyim? RTÜK bundan vazgeçecek mi? OdaTV internet sitesini BTK tam 259 gündür kapatmış durumda. Sen hukukta reform yapacaksan derhal buna izin vereceksin. Nasıl olur da bütün internet sitesini kapatırsın?
Şu kürsüden yaptığımız konuşmaları suç sayıp hakkımızda fezleke düzenleyen savcılar. Bunlar için fezleke düzenlenmez. Pek çok yargı kararı da var. Muhbir milletvekilleri bu kürsülerden yaptığımız konuşmaları şikayet ediyor. Savcı derhal fezleke düzenleyip gönderiyor. Bahçeli'ye bazı sözlerim var. Bahçeli'ye bekçilik görevi verilmiş. Demokrasi varsa bu ülkede, kırıntısı kaldıysa bütün siyasi partiler demokrasinin vazgeçilmez unsurlarıdır. Ben demiyorum anayasa diyor.
Bir partiye karşı olabilirsin, olabilir. Ama birbirimize saygı göstermek zorundayız. CHP’nin bir özelliği var. Biz bütün siyasi partilerle görüşen tek partiyiz, çünkü biz demokrasiyi savunuyoruz. Eğer bir parti suç işliyorsa mahkemeler var, biz kendimizi hakim ve savcı yerine koyamayız.
HDP’ye kızıyorlar, kızabilirsin. Ama bir suç örgütü gibi görüyorlar. HDP’li başkanvekili Meclis’i yönetiyor. Bir şey söylüyorsanız bir mantık bütünlüğü olması lazım.
Bizim milliyetçiliğimizi sorguluyorlar. Kendi vatan toprağındaki bayrağı indirip, Süleyman Şah Türbesi’ni kaçırıp vatan toprağını teröristlere bırakanların bekçiliğini asla CHP yapmaz.
Tank Palet Fabrikası ordunun göz bebeği. 5 kuruş dahi almadan Katar ordusuna peşkeş çekenler asla milliyetçi olamazlar. Hiçbir milliyetçi bunu yapmaz. Ülke ekonomisi Londra’daki tefecilere bırakanları biz savunmayız. Seçim döneminde teröristin mektubunu okuturlar ve sahip çıkarlar, sonra da ben ülkücüyüm, ben milliyetçiyim derler. Sen ne ülkücüsün, ne de milliyetçisin kardeşim. Seçim döneminde teröristin kardeşini çıkaracaksın sonra da beni suçlayacaksın. İmralı’ya masa kuranlara destek vereni savunacaksın, ülkücüyüm, milliyetçiyim diyeceksin ona karşı çıkana da sen niye AKP’yi desteklemiyorsun diyeceksin. Ben bayrağımı vatanımı seviyorum. Milletimi seviyorum. 83 milyonu seviyorum ben.
Egemenlik kayıtsız şartsız milletinse seçimle gelenin yerine mahkeme kararı olmaksızın onu alıp yerine bir devlet memurunu kayyum olarak atayamazsın. Hukukta reform yapacaksan seçimle gelen seçimle gider. Varsa suçu mahkemeler var. Bağımsız mahkemeler yargılar. Hukukta gerçek anlamda reform yapacaksın.
Yüksek Seçim Kurulu kararıyla seçimlere katılma kararı olanları tutuklayıp, hapse atamazsın. YSK karar alıyor. Sen seçime girebilirsin diyor. Ben seçime girebiliyorsam çıkıp meydanda propaganda yapmam lazım. Ortada bir mahkeme kararı yok. Bu demokrasi mi, hukuk mu?
CHP'li belediyelerin belde halkına hizmet vermesini engellemeyeceksiniz. Sadece CHP değil. Hiçbir belediyenin belde halkına hizmetini engellemeyeceksin. Belde başkanı seçimle geldi mi? Genelge çıkarıyorsun. Vay sen neden Kanal İstanbul'a karşısın. Kardeşim bu İstanbul halkının çıkarlarını savunmak zorundadır. Öncelik varsa İstanbul'daki bütün konutların depreme dayanıklı hale gelmesi lazım. Talimat veriyorlar, afişleri kaldıracaksın. Niye kaldırayım? 'Ya Kanal Ya İstanbul' Sen yatırım yapacaksan Çankırı, Yozgat, Sivas, Kayseri, Uşak, Denizli, Tunceli, Elazığ duruyor. Milyonlarca kişi işsiz git oraya yap. Neden bunu yapıyosun? Kanal İstanbul devlet politikasıymış. Milli Güvenlik Kurulu'nda görüşüldü mü bu devlet politikası haline gelsin. Bununla ilgili özel bir yasa çıktı mı? Çünkü bir kişinin kararı devlet politikası sayılıyor. 'Şahsım' devleti diyor ya. Yok kardeşim, onu yemezler. Bekçilik yapanlar yer, CHP'liler yemez.
Belediye başkanları konuşmayacakmış, niçin? Cumhuriyet Halk Partili belediye başkanları beldenin çıkarları söz konusu olduğu zaman konuşmak zorundadırlar. Hukukta reform yapacağım diyorsan bunları düzelt.
Burada yaptığımız konuşmaları broşür haline getiriyoruz. Hakimler yasakladı. Sen bunlarla ilgili ne yapacaksın?
Bazı hakimler var ki bunlar iradesiz seyyar hakimler. Bunlar sadece talimatla çalışıyor. Bu seyyar hakimlerle ilgili ne yapacaksınız?
Adli Yıl Açılış Törenleri sarayda değil bağımsız bir ortamda yapılmasını sağlayacak mısınız?
14 madde saydım, eğer siz hukukta bir reform yapacaksınız bunları yaptığınız zaman ben anlarım ki bunlar gerçekten hukukta bir reform yapacaklar. İster kanun getirin, ister uygulama ile yapın biz sizi alkışlarız.
Samimi inancımı söyleyeyim; Kurdun kuzuya adil davranacağına inanırım da bunların adalet getireceğine inanmam. Çünkü bu lafı ettikten sonra bile dünya kadar adaletsizlikler var.
Adil bir Türkiye'de yaşamak dileğiyle...