GÜNÜN ÖYKÜSÜ
GÜNÜN VAKASI: ORUÇ REİS NEDEN ÇEKİLDİ?
* Yunanistan Cumhurbaşkanı Meis Adası'na gitti.
* Aynı sıralarda Amerika Birleşik Devletleri Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, Kıbrıs Rum tarafını ziyaret etti. Rum yönetimi Başbakanı Nikos Anastasiadi ve Dışişleri Bakanı Nikos Christodoulides ile görüşen Pompeo, "Kıbrıs Cumhuriyeti kendi münhasır ekonomik bölgesindeki hidrokarbon kaynakları dahil doğal kaynaklarından faydalanma hakkına sahiptir" dedi. Yetmedi, " ülkesinin Türkiye'nin Doğu Akdeniz'de yürüttüğü faaliyetlerden dolayı derin endişe duyduğunu " söyledi.
Türkiye cephesinde ise, anlaşılması zaman alan gelişmeler yaşandı.
*Doğu Akdeniz geriliminin odağındaki Oruç Reis araştırma gemisi, Antalya limanına çekildi. Saray'a yakın medya sitelerinde, bu kararın "NATO'nun Türkiye ile Yunanistan arasında müzakere başlatılması çabasına katkı için" alındığı bilgisi yayıldı.
* Bunun üzerine CHP MYK olağanüstü toplandı. Toplantı sonrasında yayınlanan bildiride, "Oruç Reis'in geri çekilmesi tavizdir" yorumu yapıldı.
* Derken 14 Eylül gününe Hürriyet Gazetesi'nin manşete taşıdığı, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar'ın sözleriyle başlandı. Manşette, Yunanistan Cumhurbaşkanı'nın Meis'e, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar'ın da tam karşısındaki Kaş'a gidişi haberi veriliyor. Ardından Hulusi Akar'ın bu ziyarete ilişkin şu sözleri manşeti tamamlıyor:
"Türk milletinin en önemli özelliği misafirperverliğidir. Dolayısıyla misafir olarak gelen herkese hoş geldiniz diyoruz. Dolayısıyla buradaki faaliyetlerimizi normal şartlarda yürütüyoruz. Burada her şeyin barış içerisinde, istikrar içerisinde, iyi komşuluk ilişkileri içerisinde gelişmesinden yanayız.’
Hulusi Akar'ın "sıcak" mesajı.. ABD Dışişleri Bakanı Pompeo'nun Kıbrıs ziyaretine tepki gösterilmemesi..
* "Jestler" bununla kalmadı. Daha bu manşetin mürekkebi kurumadan Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu NTV'de konuştu ve izleyenlerin kafasında soru işaretleri yaratan şu açıklamayı yaptı:
"Oruç Reis bakım ve ikmal işleri için geri çekildi. Keşke CHP, o bildiriyi yayınlamadan önce telefon açıp sorsaydı."
GÜNÜN "ATARI": SOYLU'NUN SON HEDEFİ AYM
TİP Milletvekili Barış Atay'a sataştı. Atay, İstanbul'da saldırıya uğradı.
Gazeteci Barış Terkoğlu'na "berduş" dedi. Bir başka tehlikeli polemiğin fitilini yaktı.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun son hedefi Anayasa Mahkemesi oldu.
AYM'nin şehirlerarası yollarda gösteri yürüyüşünü yasaklayan kanun hükmünü iptal etmesine tepki gösteren Soylu, AYM Başkanına seslendi. "Kendi arabamla tek başına gitmeye ben varım sen var mısın?" dedi.
Ancak, AYM'nin iptal kararıyla Soylu'nun işaret ettiği konular arasında bir bağlantı kuramayanlar Bakan'ın "neye kızdığını" anlayamadı!
"Enteresan bir işle karşı karşıyayız. Sosyal medyada bir terörizm olduğunu herkes kabul ediyor. Hemen Anayasa Mahkemesi bir düzenleme yapıyor, 'bunu siz kolluk kuvveti olarak belirleme hakkına sahip değilsiniz' diyor. Başımızın üstüne. Sonra vatandaşımız şikayet ediyor. 'Biz bu kadar hakaretle karşı karşıyayız' diyor. Cumhurbaşkanımızdan başlayarak tüm devlet büyükleri karşı karşıya kalıyor. FETÖ, Türkiye'yi ele geçirmeye çalıştı. Nerede ele geçirmeye çalıştı? Yargıda, Emniyette, TSK'da. Bunlar kim, kamu görevlisi. Kamu görevlileri kamuya nasıl giriyorlar. Ben anlamıyorum. Şartlar, şekiller. Şu özgürlüktür, şu değildir. Burada bir şey yapılmak isteniyor. Sadece terör örgütüne mensupsa kamuya girmesin. Kim girerse girsin. Atıyoruz zaten. Bu özgürlükleri engeller. Peki. Ben gördüklerimi söyleyeyim, sonra ne söylerse söylesinler. Sevgili AYM Başkanı, size söylüyorum. Şehit cenazelerindeki 1 yaşındaki çocukların gözyaşlarını ben yaşıyorum. Anne ve babalarla biz konuşuyoruz. Canı yanan biziz. Onun için sözlerime alınabilirsiniz, alınmayabilirsiniz ama bunu söylemezsem bu dünyaya karşı da öbür dünyaya karşı da kendimi mesul hissediyorum."
GÜNÜN ALARMI: KORONA ARTIŞTA "YENİ" ÖNLEMLER YOLDA
Koronada artış, başta bilim insanları Türkiye'yi korkutuyor. Ancak kritik gelişmeye rağmen merkezi idare karar almamakta direniyor. Önlemleri, kısıtlamaları valiliklere bırakıyor. Her ilden de her gün farklı bir haber geliyor.
Koronada alarm veren son duyuru Erzincan'dan geldi. Erzincan Valiliği 65 yaş üstü vatandaşlara sokağa çıkma yasağı getirdi.
Kritik iller arasında sayılan Konya'dan da, eğitim yılının başlamasına bir hafta kala en kaygı verici haber geldi. Konya Valiliği, iki ilkokul müdürünün korona yüzünden hayatını kaybettiğini açıkladı.
GÜNÜN HABERİ: HEKİMLER YÜRÜYECEK
Koronada en ağır yük, hiç kuşkusuz sağlık çalışanlarının omuzlarında. Hem aşırı mesai ile tükenmişlik yaşıyorlar. Hem de cephede mücadele verdikleri için meslektaşlarını koronaya kurban veriyorlar.
İstanbul Tabip Odası, işte bu tabloya dikkat çekti. "Yönetemiyorsunuz. ölüyoruz" diye feryat etti:
"Sadece hekimler ve sağlık çalışanları değil, babalarımız, annelerimiz, kardeşlerimiz ölüyor. Daha çok olduğunu bildiğimiz ama resmi olarak açıklanan rakamlarla dahi her gün 50 yurttaşımız, önlenebilir bir hastalık olan COVID-19’dan hayatını kaybediyor.”
Hekimler ve sağlık çalışanları, bu gidişe karşı UYARI amacıyla yarın bir yürüyüş yapacak, bir hafta boyunca da siyah kurdele takarak çalışacak.
GÜNÜN GÖRÜNTÜSÜ: TRUMP VE GAZETECİ!
Sadece Türkiye'de değil, dünyanın pek çok ülkesinde korona verilerinin toplumdan saklandığı yönünde kuşkular bulunuyor.
Türkiye'deki son ankette, "verilere inanmayanların" oranı yüzde 70'i buluyor.
ABD'de ise, bu tartışma çarpıcı bir boyuta ulaştı. Efsane gazeteci Bob Woodward'un son kitabında, Trump'ın "korona konusunda gerçeği bildiği halde durumu küçümseyen açıklamalar yaptığı" yazıldı. Üstelik, bu ifade Woodward'un teybe kaydettiği Trump'ın kendi sesinden duyuruldu.
Trump, Beyaz Saray'daki son basın toplantısında da en çok bu konuda sorulara muhatap oldu.
ABC muhabiri Jon Karl Grills'in sorusu ise, sadece günün değil, bir dönemin görüntüsünü yaratarak tarihin müsvedde defterine yazıldı.
Çünkü, Trump'a ilk kez açıktan "neden yalan söylediniz" diye soruluyor, Trump da derdini anlatabilmek için dakikalarca çaba harcıyordu!
GÜNÜN MANŞETİ: TARİKAT GERÇEĞİ!
Uşşaki tarikatındaki cinsel istismarla patlayan "cerahat" günlerdir Türkiye'nin gündeminde.
Konu günlerdir tartışılıyor. Ancak iktidar medyası meseleyi "münferit" ve "kişisel" düzeyde tutmaya çalışıyor.
Cumhuriyet Gazetesi'nin 14 Eylül tarihli manşeti ise, buzdağının görünmeyen yüzünü gösteriyor.