Yılmaz Ateş: CHP, 14 Mayıs'ı kutlamalıdır
CHP'nin 14 Mayıs'ı kutlamasını gerektiğini söyleyen Yılmaz Ateş, "Bir seçim, bir belediye başkanlığı için demokrasi ve Türkiye’nin aydınlık geleceğini sağlayan değerlerden ve kadrolardan vazgeçilemez. Bu değerlerin en önemli simgelerinden biri 14 Mayıs 1950’dir, unutulmamalı, unutturulmamalıdır. CHP coşkuyla kutlamalıdır." dedi.
İşte Yılmaz Ateş'in "CHP, 14 Mayıs'ı kutlamalıdır" başlıklı açıklaması...
İktidarların halen kanla değiştiği Ortadoğu’nun bir parçası olan Türkiye’de 69 yıl önce halkın iradesi ile iktidar değişimini sağlayan kadrolar, bu ilkeyi yaşatan halk her türlü takdir ve şükranı hak ediyor. Zaman zaman demokrasiye yönelik saldırıların püskürtülmesinde hiç kuşkusuz, Cumhuriyet’in temel değerlerinin halkımızın büyük bölümü tarafından benimsenmesi en büyük etken olmuştur.
Ulusal Kurtuluş Savaşı’nı örgütleyen, başarıya ulaştıran Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni kuran halkımıza önderlik yapan kadrolar, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP)’ni de kuran kadrolardır. Çok partili siyasi yaşama geçen, demokrasiyi kuran, devleti “Demokratik, Laik, Sosyal Hukuk Devleti” temeli üzerine oturtan, çalışanlara grevli-toplu sözleşmeli örgütlenme hakkını getiren, 1 Mart 2003’te Türkiye’yi mazlum Müslüman katliamına bulaştırmayan da aynı kadrolar ve aynı partidir.
14 Mayıs 1950 seçimlerini Ulusal Kurtuluş Savaşı’nın iki numaralı kahramanı için “yenilgi” olarak değerlendirip müdahale önerisi ile gelenlere İsmet İnönü’nün, “Bu benim hayatımdaki en büyük zaferimdir.” Cevabı, günümüzde de büyük anlam taşımaktadır. İktidarı kaybetme korkusu olmayan İnönü’nün makam arabasına dahi binmeden eşi ile el ele yürüyerek evine gitmesini, seçimle işbaşına gelenler, kendilerine “Gelecek” olarak görmelidir. İktidarı devrettiği kadrolardan İnönü’nün kendisi için değil, Türkiye ve demokrasinin geleceği için bir isteği olmuştur:
“Atatürk devrimlerinden, laiklikten ödün vermeyin.”
Bazı çevreler, “CHP başarılı olmak istiyorsa kendisinden uzak olan adaylarla seçime girmelidir. Bagajından kurtulmalıdır ” operasyonunu yürütmektedir. CHP’nin bagajında olanlar yukarıda saydıklarım. Karalamak istedikleri eğer CHP’nin tek parti dönemi ise bilmeleri gerekir ki; Dünyayı kana bulayan diktatörler bu dönemde iktidardılar, dünya 1929-1933 yıllarında en büyük ekonomik krizi, ikinci dünya savaşını, en büyük yok ve yoksulluğu bu dönemde yaşamıştır. Türkiye’nin bundan etkilenmemesi söz konusu olabilir mi?
Daha yüz yıl önce aynı devletin (Osmanlı İmparatorluğu) çatısı altında yaşadığımız diğer Ortadoğu ülkeleri ile demokrasimiz kıyaslanmayacak kadar (var olan eksikliklere rağmen) ileri ise, dünyanın en büyük 20 ekonomisi arasında (Petrol, doğalgaz, altınımız olmadığı halde) yer alıyorsak bunda en büyük etken CHP’nin taşıdığı bagajdır.
Bir seçim, bir belediye başkanlığı için demokrasi ve Türkiye’nin aydınlık geleceğini sağlayan değerlerden ve kadrolardan vazgeçilemez.
Bu değerlerin en önemli simgelerinden biri 14 Mayıs 1950’dir, unutulmamalı, unutturulmamalıdır. CHP coşkuyla kutlamalıdır.